Kim bu “herkes?”

altHerkes! Sırlı, esrarlı ve çok kullanılan bir ifade! “Herkes!” Âdeta bir Joker! Her dara gelenin dilinde! Piyasada sanki geçerli bir akçe!

Pekiyi, kimdir ve nedir bu “Herkes?”

Bazıları için; hatalarına dayanak olacak birilerini aramanın gerekçesi ve şahit etme formülü! “Herkes, benim gibi düşünüyor!” nasıl herkesse!

Bazıları için; kusurları örtmek için bir perde ve yol! “Herkes böyle yapıyor!” Kaç tane herkesse!

Bazıları için; zayıflık ve âcizliğe karşı bir savunma mekanizmasının aracıdır!

Bazıları için; iftiralara destek veren bir iddianın vasıtasıdır! “Herkes öyle diyor!”

Bazıları için; alkış, Mâşâallah, bârekâllah” deyip taraftarlık için bir âlettir! “Herkes beni beğeniyor!”

Bazıları için; Amel-i salih noktasında, iman cânibinden, başlarda bir mânevî yasakçıdır!

Şöhret divanelerinin figüranlık emelleri için kendilerini kurtarıcı olarak kullandıkları bir kelimedir!

Bazıları için; karartma ve perdelemeye karşı bir bahanedir! “Herkes sana karşı!” gibi.

Her meselede başa çıkmak isteyenlerin basamağı ve sığınağıdır! “Herkes aynı şeyi söylüyor sen hariç!”

Şeytanın oyun, âlet ve vesvesesinin bir maşası ve kılıcıdır! “Herkes böyle istiyor!”

Bazıları için; zıt arzu ve muhalif hareketlerin gerekçesidir! “Herkes böyle yapıyor!”

Siyaset bezirgânlarının taraftar toplama, propaganda ve kendini savunma aracıdır, sihirli kelime “herkes!”

Kudsî değerleri, maneviyat ve İlâhîyatı kendi taraftarlığına âlet edenlerin sığınağıdır “herkes!”

Yanlışların sığınağı olacak aldatıcı bir kendinden kaçıştır “herkes!”

Nimetin umumî ve şâmil olmasını idrak ettiren bir kelimedir “herkes!” “Rahmet herkesi kaplıyor!”

Hayatı ve yaşamayı, her vakitte en büyük maksat ve gayesi yapmanın bir yoludur “herkes!”

Nurların öyle manevî gıdalar olduğunu, her an “herkesi” doyurmaya, ısıtmaya vâfi ve kâfi olduğunu izah eden bir kelimedir “herkes!”

“Herkes!” Bu zulmetli asırda Risale-i Nur’un parlaklığı ve menfaatli olduğunu inkâr edemeyeceğinin izahıdır.

“Herkes!” Zaman çizgisinde istisnasız insanlık ailesinin sıkıntıdan şikâyet ettiğine işaret eden bir kelimedir.

“Herkes!” Korkuların en büyüğü olan ölümü istisnasız hatırlatan bir kelimedir.

“Herkes!” Bu âlemde her bir fert için bir âlem ve kâinatın var olduğuna işaret eden bir kelimedir.

Bir şahsın ne kadar büyük olursa olsun her yere ve herkese yetişemeyeceğini anlatan bir kelimedir “herkes!”

Bazan herşeyden herkesten men edilmenin karanlığı ve zulmüdür “herkes!” Tecrid etmek gibi!

“Herkes!” Başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlığın başına açılan büyük hadise ve dâvânın kapsamını anlatan bir kelimedir.

“Herkes!” İktisadın istisnasız bütün insanlığa lâzım ve zarurî olduğunu anlatan bir kelimedir.

“Herkes için!” Risale-i Nurların İman dersiyle kafalarda bir yasakçıyı bıraktığını gösteren bir delildir.

Herkes, olayların sebeb, çare ve neticelerini bizzat tahmin edip bilemez.

Herkes, derecesine göre, dünyadan, olaylardan, dinden, imandan, Nurlardan haberdar olur ve istifade edebilir.

Herkes, geçmiş lezzetli, mutlu günlerini düşünse, esef ve hasretle mânevî bir elem hissedip “Eyvah!” der.

Herkes, derecesine göre; müsbet-menfi etrafındaki olaylardan etkilenir.

Herkes, bir konuda; “Ben kabul etmiyorum, görmüyorum, inanmıyorum” diyebilir.

Herkes, fıtratında olan fıtrî “ebediyet aşkı” ile yok olmaya karşı isyan edip galeyana gelebilir.

Herkes, her mertebede bazı hakikatleri tamamıyla hissedip anlayamaz ve kavrayamaz.

Herkes, her vakit bütün Kur’ân’ı okuyamaz, fakat bir sûreyi okuyabilir.

Herkes, için, Âlem-i şehadet içinde Âlem-i gayba bakan bir pencere vardır.

Herkes, kâinatı kendi aynasıyla görür, görebilir.

Herkes, tek başına bu kudsî hizmete tam ihlâs, tesanüt, liyakat göstermediği halde sadâkatle devam edebilir.

Herkes, imanî ve dünyevî konularda kendi hissesine göre ne kadar istifade edebilse o bir kârdır.

Herkes, istediği konuda kendi kanaatini, düşüncesini, fikrini açıklayıp yazabilir.

Herkes, kendi mesleğinin “daha güzel olduğunu” diyebilir. “Hak yalnız benim mesleğimde!” diyemez.

Herkes, -inanıyorsa- Kur’ân’a, Peygambere (asm), İslâma, imana ittibâ edip uymaya mükellef ve mecburdur.

Herkes, îman ve irfanı, salâh ve takvası, feyiz ve maneyivatı nispetinde bu İlâhî hazdan feyizyab olabilir.

Herkes, her an büyük günahlar işleyebilir, bir katl yapabilir.

Herkesin, bu dünyada koca bir dünyası var.

Herkesin, bütün saadeti, bir Rabb-i Rahîme olan teslimiyete bağlıdır.

Herkesin, hususî âleminin ve kâinatının ve dünyasının direği kendi hayatıdır.

Nurun hadimleri, herkesten ziyade, bütün kuvvetleriyle ihlâsı kazanmaya mecbur ve mükelleftirler.

Herkes, birilerine ittibaya mükellef ve mecbur değildir.

Herkes, çok şeye muhtaç olduğu halde, bütününü elde edemez.

“Herkeste nefs-i emmâre bulunur.”

“Herkes Allah’ı bilir. Fakat Allah’a iman çok ayrı bir şeydir.”

“Herkes, bir buz parçası hükmünde olan enaniyetini eritip bozamıyor, kendini mazur bilebiliyor.”

Herkesin, ümitsizliğe düştüğü anlarda; cesaret ve mertçe durup millete ümit verecek Nur hadimleri mutlaka vardır.

Herkes, maaş, rütbe, servet gibi şahsî ve maddî menfaat konularında mağlûp olup yanlışlar yapabilir.

Velhasıl-ı kelâm herkes müsbet manada da, menfi manada da kullanılabilir. Hayatın güzelliklerine talip gönül erlerinin müsbete odaklanıp o vadilerde insanlığa gül bahçelerinin tohumlarını ekme faaliyetlerine ihlâs ve samimiyetle devam etmeleri dilek ve temennisiyle.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*