Kocaeli’de Yeni Asya rüzgârı

350 yayınevi, 29 sahaf ve 50 STK’nın katıldığı Kocaeli Kitap Fuarında Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, Yönetim Kurulu üyemiz ve yazarımız Sami Cebeci, Karikatüristimiz İbrahim Özdabak, Bizim Aile Dergisi Genel Yayın Koordinatörü Yasemin Güleçyüz ve Ressam Hayreddin Ekmen okurlarıyla bir araya gelip, eserlerini imzaladılar.

Kocaeli’de Yeni Asya rüzgârı

Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin en büyük ikinci kitap fuarı unvanını kazanan Kocaeli Kitap Fuarı, her sene rekor sayıda ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Bu yıl da 350 yayınevi, 29 sahaf ve 50 STK’nın yer aldığı, 480 bin ziyaretçi ve 400 faaliyetle zirveyi yine kaptırmayan fuar, 25 Mayıs Pazar günü sona erdi.

Fuarın son iki gününde Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, Yönetim Kurulu üyemiz ve yazarımız Sami Cebeci, Karikatüristimiz İbrahim Özdabak, Bizim Aile Dergisi Genel Yayın Koordinatörü Yasemin Güleçyüz ve Ressam Hayreddin Ekmen okurlarıyla bir araya gelip, eserlerini imzaladılar.

Felâket ve musibetler İlâhî ikazdır

Güleçyüz, Suriye ve Mısır’daki olaylara da değindiği Said Nursî’nin müsbet hareket prensibine atıfta bulunarak, “Bediüzzaman, müsbet hareketle, güvenlik güçleriyle çatışmaya girmeden, baskılara da boyun eğmeden, hakkını meşrû zeminde aramanın en doğru metodunu ortaya koymuş. Bunun başarısı Türkiye’de sabit” dedi.

Bu arada, Güleçyüz ve katılımcılar, program devam ederken Ege’de meydana gelen depremi hissetti ve 17 Ağustos Depremini hatırlatan Güleçyüz, onun da, yaşanan son sarsıntının da, Soma’daki maden faciasının da birer İlâhî ikaz olduğunu söyledi.

İnsan fıtratı zulmü ve haksızlığı kabullenmez

Fuarda Yeni Asya Neşriyat’ın düzenlediği “Toplumda Birarada Yaşama Prensipleri” konulu söyleşiye katılan Güleçyüz, “Adalet devletin temelidir. Adaletin zedelendiği, sarsıldığı yerde ise birlikte yaşama iradesi zayıflar. Zulme maruz kalanlarda, haklı olarak bir tepki, isyan hissiyatı ortaya çıkar. Bu da çatışma ortamını beraberinde getirir. İnsan fıtratı zulmü ve haksızlığı kabullenmez. Zalime karşı başkaldırı ve isyan çıkar. Dünya tarihi bunun örnekleriyle doludur. Kitaplar yazılmış, filmler çevrilmiştir. Adalet olursa, zulüm olmazsa, bunlara meydan verilmemiş olur. Herkesin hakkını aldığı yerde huzur ve ahenk vardır. İhlâlden kaynaklanan çatışma ve kargaşalar olmaz” dedi.

Bediüzzaman hürriyet ve adalet âşığıydı

Fuarda “Bediüzzaman’a göre hürriyet kavramı” konulu bir söyleşiye katılan gazetemiz yönetim kurulu üyesi ve yazarı Sami Cebeci, Bediüzzaman’ın “Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” ifadesinin, onun nasıl bir hürriyet âşığı olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.

Cebeci, yaşadığımız çağın insanlığın son devri olan malikiyet ve serbestiyet devri olduğunu söyleyen Bediüzzaman’ın tesbitlerini, rönesans, aydınlanma, sanayileşme dönemlerini geride bırakarak bilgi toplumuna geçen Batının da tasdik ettiğini belirtti.

Malikiyet ve serbestiyet devrinin en belirgin özelliklerinin, birey merkezli temel hak ve hürriyetlerin en geniş ve kâmil manasıyla kullanılması, istibdat ve zulüm idarelerinin her türlüsüne karşı çıkılması olduğunu söyleyen Cebeci, temel hak ve hürriyetlerin en başında din ve vicdan, fikir ve ifade, teşebbüs hürriyetlerinin geldiğine dikkat çekti.

Cebeci, başta vicdan ve din hürriyeti olarak, temel hak ve hürriyetlerin en geniş ve kâmil manada yaşandığı bir Türkiye’nin en kısa zamanda gerçekleşmesi temennisiyle sözlerini tamamladı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*