Kocatepe mevlidi 2014

alt

Cumhuriyetin ilânından sonra “mabedsiz şehir” yapılmaya çalışılan, ama DP nin iktidara gelmesiyle beraber, ilk defa rahmetli Menderes tarafından, hükümet kurulur kurulmaz faaliyetine başlanıp daha sonraki yıllarda inşaası bitirilen Maltepe Camii ile bu zihniyet yıkılarak, özellikle yeni Ankara’ nın birçok yerine camiiler yapılmaya başlanmıştır.

Ankara, genellikle tepeler üzerinde kurulduğundan, mahalle isimlerinden birçoğu “tepe” ilavesiyle adlandırılmıştır. Kocatepe, Maltepe, Yükseltepe, Esertepe, Hacettepe, Beytepe vs. gibi. İşte bunlardan Kocatepe Mahallesi de, bir tepe üzerindedir. İlk defa, yine rahmetli Menderes tarafından, (benim çocukken onun elini öptüğüm yıllarda, 1959) faaliyetine başlanıp, ama hain 27 Mayıs 1960 ihtilalinde akamete uğratılan Kocatepe Camii, nihayet yıllar sonra yapılabilmiştir.

Ankara’daki çeşitli mekânların gece ışıklanması yapılmıştı. Tabii bunların içinde Kocatepe Camii de ışıklandırılmıştı. Geceleri karşı tepelerden çok güzel bir görüntüsü vardı. Bir başka hain ihtilal olan 12 Eylül’den sonra, ihtilalin “kudretli lideri” Evren Paşa, bir gece karşı tepelerden gelirken bakıyor ki, Kocatepe’nin ışıklandırılması, Anıtkabir’den daha kuvvetli. Hemen, Anıtkabir’den daha sönük olması için emir veriyor. Yani camiin nurunu biraz azalttırıyor. Bunlar nur düşmanı ya…

Tabii, bu (eskiden Diyanet işleri başkanlığının da yanında olan) Kocatepe Camii’ni nurlandıran, taçlandıran, adının daha çok duyulmasına sebeb olan şey, Risale-i Nur talebelerinin, Yeni Asya Gazetesi vasıtasıyla okuttuğu Bediüzzaman Mevlidleri olmuştur. İlki 28 Ekim 1990 tarihinde okutulan mevlide, bütün fitne odakları karşı çıkmış, köpürmüş, Cumhuriyetçiliği, M. Kemalden bin kat daha fazla olan Bediüzzaman Said Nursi ve talebelerini Cumhuriyet düşmanlığıyla suçlayıp, 29 Ekimden bir gün önce olduğu için, “Cumhuriyete alternatif olarak yapıldı” deyip, ortalığı toz duman etmişlerdi. Neyse, daha sonraları olan hadiseleri çoğunuz biliyorsunuz.

Hâlbuki Bediüzzaman mevlidlerinin en büyük özelliği, Müslümanları, hassaten de nur talebelerini bir araya getirip, kaynaşmalarına sebeb olmaktı. Daha önceleri, Üstad’ın yaşadığı menzilleri olan; Van, Urfa ve Isparta’da yapılan ananevi Bediüzzaman mevlidleri, Ankara’da yapılmaya başlayınca, Türkiye’nin ortasında olduğundan, bütün nur talebelerinin Ankara Kocatepe mevlidlerine gelmesi kolay oluyordu. Tabii bundan rahatsız olan bazı mahfiller, yine başka bir ihtilâl olan 28 Şubattan sonra, bazı mihraklar ve provokatörler tarafından sabote edilerek, en son 2000 tarihinde yapılan mevlidle o nur, geçici olarak Kocatepe’de söndürüldü. Hassaten, “aczmendi “denilen koca değnekli, derin devlet ajanları tarafından yapılan kışkırtma da, bunun tuzu biberi oldu. Ankara’nın mühim iki ağabeyinden bunun da nasıl olduğunu dinlemiştim. Onu da anlatayım sizlere.

O iki ağabeyimiz diyor ki,” mevlidi sabote eden o aczmendileri, mevlidin sonuna kadar bekledik. Herkes dağıldıktan sonra, bunlar yine o koca değneklerini yere vura vura, toplu halde Diyanet İşleri Başkanlığı’na doğru yürümeye başladılar. Biz de tabii, onlara sezdirmeden takibe koyulduk, peşlerine düştük. Baktık ki, Diyanet binasını döner dönmez, orada bir tane sivil plâkalı Ford minibüs bekliyor, hemen onun önüne gelince, hepsi cübbe ve sarıklarını çıkardılar. Biz donup kaldık. Hepsinde blucin takım vardı (pantolon ve gömlek kot) şaşırdık. Hepsi de o minibüse binip gözden kaybolup gittiler.”

İşte ağabeylerimizin anlattığı bu derin devlet oyunundan sonra, 13 senedir bir türlü yapılamayan meşhur “Kocatepe Bediüzzaman mevlidleri”, nihayet 19 Ekim 2014 tarihinde inşâallah yeniden yapılacaktır. Hepinizi bekliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*