Kulak çınlaması üzerine

Bir hikâyem ile başlamak istiyorum:

KBB doktorunun koltuğundayım. Tedavi ederken bir taraftan da sorular sorar: “Çok gürültülü yerde çalıştınız mı?”, deyince tebessüm ettim. Gülmemin sebebini sorduğunda dedim ki: “Doktor Bey, ben kuyumcuyum. Benim iş yerimde olsa olsa yaptığım altın tamirlerinde kullandığım küçük çekicin sesleri var idi”. Bu sefer o tebessüm edince “Ben asıl nedenini biliyorum”, dedim. Merakla yüzüme bakıyordu ve bekletmedim: “Vaktiyle rahmetli kayınpederimle TV’den haberleri izlerken sık sık “Damat, ne anlattı?”, diye sorardı. Ben de ‘Baba birazdan anlatacağım, haber geçiyor’, derdim ve o garibim de üzülürdü. İşte benim kabahatim, işte kulak çınlamamın kaderî nedeni.”

Tıp, kulak çınlamasını hastalık ya da şikâyet diye tanımlayabilir, ama sonuç ortada, öncesinden çınlamayan kulağım artık çınlamaktadır, hem de iki taraftan üçer ayrı ses tonlarıyla. Şikâyetçi miyim? Hayır! Zira bu çınlamalar sayesinde benimle ilgilenildiğini hissediyorum, bu bile huzur veriyor, yalnız olmadığımı anlıyorum. Kafaya takıyor muyum? Asla! Kaldı ki taksam da çare değil, zira mevcudu aratır daha vahim vaziyete, psikolojik rahatsızlıklara varan bir sürece girer, o zaman.

İnsanoğlunun varlığı ile bahsedilen bir rahatsızlık olduğu bilinir. Toplumun çoğunluğunda özellikle ileri yaştakilerde yaşanan bir hâdisedir. Zaman zaman işitme kaybı da görülmektedir bu rahatsızlığı çekenlerde. Kimi, tedavi için hekime müracaat eder; kimi, etmez; çok azı da var ki çaresizliğin içinde intiharı bir çare görür, ne yazık ki!

Tedavi, başarılı olsa da genelinde başarısızdır. Mümkün olduğu kadar gürültülü ortamdan uzak durulmalı. Çalışma ortamı gürültülü ise sesi kıran, engelleyen tedbirler alınmalı. Orta kulak iltihabına dikkat edilmesi gerekir, denilir. Kullanılan ilâçların yan tesirinin bir neticesi de çınlamaya sebep olabiliyor ki gençliğimde çok aspirin kullanırdım. Yaşlılık, kulak kireçlenmesi, işitme sinirinin iyi huylu tümörü (akustik nörinom), damar hastalıkları, kulak kitleleri, kafa içinde yer tutan kitleler, yüksek tansiyon, kulak tansiyon artışı (menier hastalığı), iç kulak tipi işitme kayıpları, östaki tüpünün sürekli açık olması, kan yağı (lipid) yüksekliği, tiroid hastalıkları, kansızlık, şeker hastalığı gibi bazı rahatsızlıklar kulak çınlamasına sebep olabilmektedir, der KBB Dr. Abdullah Günen, paylaşımında.

Tedavi için evvelâ muayene gereklidir. İşitmenin ölçülmesi (odiometri), gerekirse bilgisayarlı tomografik, manyetik rezonans görüntüleme yapılmalı ve çınlamanın iyi ya da önemli bir sebebi tesbit edilmelidir ki çoğu zaman bunun sebebi bulunamaz. Gerektiğinde nöroloji ve beyin cerrahı uzmanı da incelemelidir.

İş hayatındaki gürültü ile fazlasıyla yapılan telefon görüşmelerinden, yüksek sesli müzik dinlemelerden sakınmak gerekir, mümkünse kulaklıkla yapılmalıdır. Kulak rahatsızlıkları ihmal edilmemelidir. İşitmeyi azaltan ilâç kullanımından sakınmalı. Şeker, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklar kontrol altında tutulmalıdır.

Gece ya da sessiz ortamda kulakta çınlamanın arttığı, bir yanılgıdır, zira gündüzün gürültüsü çınlamayı ötelemektedir. Çınlamada aşırı rahatsız olana, çınlamayı maskeleyecek ve ses düzeyini minimize edilmesine yardımcı olacak müzik, ilâhî vs. dinlenmesi tavsiye edilir. İşitme kaybı olanların kullandıkları işitme cihazlarının, çınlamayı maskelemede kısmen faydası olmaktadır.

Moral bozmaya gerek olmadığı gibi gereksiz ümitlendirmeye de lüzum yok. Şefkat, ilgi ve empatiyle yaklaşmak faydalı olur.

Ekseriyetle; musîbet, ya bir hatanın neticesi veya bir mükâfatın başlangıcıdır. Bu hâlin, başa gelmesi noktasından hikmeti araştırılabilir. Bu hastalık veya vaziyetle sabır ve ubudiyet imtihanı olduğumuz unutulmamalıdır. Şikâyeti, şükre çeviren kazanır. Hem, dünya keyif sürme meydanı değil, aksine imtihandan imtihana, hâlden hâle çevrildiğimiz bir yerdir. Azim bir sermayenin kazanıldığı ticarethanedir. Hastalık; insana acz, fakr ve haddini bildirmek noktasında bir manevradır. Her şeyin bir vakti vardır, o iş, o vazife ve vaktini bitirinceye kadar sabır ve gayret gerekir. Merakı, mayınlı tarlada kullanmamak şarttır, patlatır ve yanı sıra patlarsın, bunu unutma!

Çınlamak, sürekli tekrardır. Tekrar, varlığın alâmetidir; hareket, zamanın libası olduğu gibi.

Hayatın devam ettiğini meselâ kulak çınlamasıyla bizzat anladığımız gibi gayretin de kulağını çınlatmalıyız, bunu da unutma!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*