Ramazan ayındaki oruç, Kur’an’ın nazil olduğu zamana bakmaktadır. Kur’an-ı Kerim, Ramazan ayında nazil olmaya başlamıştır.
Ramazan ve Kur’an: Manevi Bir Yolculuk
Kur’an, Allah’ın ilminden, Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına bir defada tamamı indirildi ve Beyt-i İzzet’e kondu. Oradan da yirmi üç sene gibi bir zamanda, peyderpey Peygamberimize (a.s.m.) Cebrail (a.s.) aracılığıyla indirildi. İlk vahiy, Ramazan’ın yirmi yedinci gecesi olan Kadir Gecesi’nde gelmeye başladı. Dolayısıyla Ramazan ayı, Kur’an ayıdır. Ramazan ayında Kur’an, her zamandan daha fazla ilgi ve alakaya mazhar olmaktadır ve bundan daha tabii bir durum da olamaz. Çünkü Ramazan ayının faziletlerinden biri de o ayda Kur’an’ın inmiş olmasıdır.
Ramazan ayının, Kur’an’ın nazil olmasına bakması sebebiyle özel bir yeri vardır. Bu ayda Kur’an, sanki yeni nazil oluyormuş gibi dinlenmelidir. Allah’ın kelamını, emir ve fermanını bizzat ondan geliyormuş gibi kabul etmelidir. Kur’an’ı okurken, “Allah benden ne istiyor? Bana neyi yapmamı, nelerden kaçınmamı istiyor?” diyerek okumak ve dinlemek gerekir.
Peygamber’e (a.s.m.) gelen bu emirleri, onun ağzından yeni tebliğ ediliyormuş gibi dinlemek ve bellekte tutmak gerekir. Sahabenin taşıdığı o iştiyakı, Allah’ın emirlerini öğrenme ve uygulama arzusunu bizzat yaşamaya çalışmalıdır.
Cebrail (a.s.), sanki Kabe’nin etrafında, Mescid-i Nebevî’nin çevresinde dolaşıyor, Kur’an ayetlerini getirip o yüceler yücesi Sultan’a tebliğ ediyor. Onun kanat çırpışları Kabe’nin etrafında, Mescid-i Nebevî’nin çevresinde yankılanıyor. Kur’an, o iki hazret arasında geçen tebliğ ve tebellüğ halidir. O hali yaşayarak, hissederek okumak ve dinlemek gerekir. Allah’ın kelamını bizzat Peygamberimizden (a.s.m.) işitiyor gibi dinlemek ve okumak, böylesine kutsî bir halete bürünerek Ramazan’ı yaşamak, ne muhteşem bir manevi atmosfer olur.
Ramazan’da Kur’an’ı Anlamak ve Yaşamak
Ramazan ayında İslam dünyası, muhteşem bir mescit hükmüne gelmektedir. Milyonlarca insan, dünyanın her bir köşesinde Kur’an’ı bütün kainata dinletmektedir.
“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.”( Bakara 185) ayetini ve ayetin işaret ettiği Kur’an’ı, güneş gibi parlak bir surette dünyalılara duyurmaktadırlar. Dünyalılar denilen cemaatin bir kısmı Kur’an’ı dinlerken, bir kısmı bizzat okumaktadır. Böylesine manevi bir atmosfer, insanları oruç vasıtasıyla yemek ve içmekten kesip adeta melekleştiriyor. Dünyevî duygulardan uzaklaştırıp Kur’an’a layık bir huşû ile onu dinlemeye ve hakikatlerini kan ve damarlarına işleyecek şekilde yaşamaya teşvik ediyor. Dünyevî düşünenler bile bu kutsî atmosferden istifade ederek taşkınlıklarını azaltıyor, yanlış ve kötülüklerini düzeltmeye gayret ediyorlar.
Ramazan’ın hürmetine riayet etmeyenler, bu muhteşem mescitteki cemaatin nefretinden başka bir şey kazanamazlar. İnsana yakışan ise, bu cemaatin duygularına saygılı davranmak, nefretlerini değil sevgilerini kazanmaya çalışmaktır.
Benzer konuda makaleler:
- Peygamber efendimizin iletişim tekniği
- Kur´an´ın Eşsiz Belağatı
- Ramazan Deyince…
- Külliyattaki Kur’ân tarifleri
- Hoşgeldin Ramazan
- Risale-i Nur’u okumak
- Rahmet ayına girerken