Kur’ân iyileri kucaklıyor

Image
Sual: “Kur’ân’ın iyilere yaklaşımı nasıldır? Ebrar ismi Kur’ân’da geçiyor mu? Ne demektir?”

Kur’ân’da kökte “ebrâr” kelimesiyle buluşan birçok kelime geçiyor. Meselâ, aynı kökten gelen “El-Birr”, iyilik, güzellik, salih amel, Allah’ın makbul gördüğü iyi davranışlar, ihlâslı amel ve her türlü iyilik demektir. Kur’ân’da geçen kelimelerdendir.1 Kur’ân her türlü iyiliği hiçbirini sınıflandırmadan kucaklıyor. Çünkü iyiliğin her çeşidi salih ameldir.

 

“El-Berr” iyilik yapan, iyilik seven, yaptığı her iş sırf iyilik ve hayır olan, asla kötülük sevmeyen ve hiçbir şekilde kötülük yapmayan, iyiliği herkese dokunan, hayırlı işleri ve itaati seven, itaatkâr kullardan hoşlanan mânâlarında Allah’ın isimlerindendir. “El-Berr” ismi Kur’ân’da şöyle geçer: “Derler ki: ‘Biz dünyada âilemiz arasında iken Allah’ın azabından korkardık. Allah bize lütufta bulundu. Ve iliklere kadar işleyen Cehennem azâbından bizi korudu. Bundan önce biz O’na hep duâ eder, isterdik. Şüphesiz ki O El-Berru’r-Rahîm’dir (Vaadinde sâdıktır, pek çok lütuf ve ihsan sahibidir, çok merhamet edicidir).”2
“El-Berr” Kur’ân’da kara parçası mânâsında da geçer.
“El-Berr” isminin çoğulu “El-Ebrâr”dır. İyilik seven, hayır seven, itaatkâr, iyi ve salih kullar için kullanılır. Kur’ân’da muhtelif âyetlerde bu isim de geçmektedir.
“Rabbimiz! Biz ‘Rabbinize îmân edin!’ diye çağıran dâvetçiyi işittik ve îmân ettik. Rabbimiz! Sen de günahlarımızı bağışla, kusurlarımızı ört ve bize Ebrâr (iyiler zümresi) ile birlikte ölmeyi nasip eyle.”3
“Fakat Rablerinden korkan kimseler için, altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır. Onlar orada ebediyen kalırlar ve Allah katından ziyâfetlerle ağırlanırlar. Allah katındaki mükâfât ise, Ebrâr (salih kullar) için dünya menfaatinden daha hayırlıdır.”4
“Muhakkak ki Ebrâr (ihlâs ile kulluk edenler), içine kâfur katılmış şarap ile dolu kadehten içerler. O kâfur, Cennette bir pınardır ki, Allah’ın mü’min kulları içerler ve onu diledikleri tarafa akıtırlar. Onlar adaklarını yerine getirirler ve dehşeti her tarafı kaplayan bir günden korkarlar. Kendi canlarının çektiği yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. ‘Sizi ancak Allah rızâsı için doyuruyoruz.’ derler. ‘Sizden bir karşılık veya teşekkür beklemiyoruz. Yüzlerin asılacağı o dehşetli günde biz Rabbimizden korkarız.’ Allah onları o günün şerrinden korur. Yüzlerine güzellik, gönüllerine sevinç verir. Sabretmelerine karşılık onları Cennetle ve ipek elbiselerle mükâfâtlandırır. Orada koltuklara kurulurlar; ne bir yakıcı sıcak, ne de dondurucu bir soğuk görmezler. Cennet ağaçlarının gölgesi üzerlerine düşmüş, meyveleri ise emirlerine sunulmuştur. Etraflarında gümüş kadehler ve billûr sürâhiler dolaştırılır. Onlar gümüş beyazlığında, billûr berraklığında kaplardır ki, sâkîler onları herkesin iştâhına göre doldurur.”5
“Ebrâr (ihlas ile kulluk edenler) nimetlerle dolu Cennet içindedirler. Füccâr (günaha giren kâfirler) ise Cehennem ateşindedirler. Hesap gününde oraya girecekler. Onlar oradan çıkacak değillerdir. O hesap gününün ne büyük bir gün olduğunu sana bildiren nedir? Evet, o hesap gününün ne büyük bir gün olduğunu sana bildiren nedir? O gün, kimsenin kimseye bir faydası olmaz. O gün, hüküm yalnız Allah’ındır.”6
“Ebrâr (ihlâs ile kulluk eden iyi kimseler) ise İlliyyûn’da kayıtlıdırlar. İlliyyûn’un ne olduğunu bilir misin? O apaçık yazılmış bir kitaptır. Ona yüksek derecelerdeki melekler şahittir. Ebrâr (iyiler, salih kullar, hayır sever kullar, itaatkâr kullar) nimetler içindedirler. Koltuklara kurulup etraflarındaki güzellikleri seyrederler. Yüzlerinde o nimetlerin parıltısını görürsün. Onlara, ağzı mühürlü hâlis bir şaraptan içirilir. Bir şarap ki, ardında nefis bir koku bırakır. İmrenecek olanlar, işte buna imrensin! O şaraba tesnim karıştırılmıştır. Tesnim bir pınardır ki, ondan Allah’ın rızâsına yükselmiş olanlar içer. Dünyada iken mücrimler, îmân etmiş olanlara gülüp dururlardı. Onların yanından geçerken bir birlerine kaş göz işâreti yaparlardı.”7

DUÂ

Ey Berru’r-Rahîm! Bizi ebrardan kıl; füccârdan kılma! Günahlarımızla iyiliklerimizi iptal eyleme! Bize kötülüklerimizi örtecek iyilikler nasip eyle! Sâlih amellerde hissemizi ziyâde eyle! Seyyiâtımızı hasenâta tebdil eyle!  Bizi katındaki iyilerden kıl! Bizi râzı olduğun sâlihlerden kıl! Bizi Cennetine aldığın ebrardan eyle! Bizi Cehennem’e attığın eşrardan eyleme! Âmîn!

Dipnotlar:

1- Bakınız: Bakara Sûresi: 44, 177, 189; Âl-i İmrân Sûresi: 92; Mâide Sûresi: 2; Mücadele Sûresi: 9, 2- Tûr Sûresi: 26, 27, 28, 3- Âl-i İmrân Sûresi: 193, 4- Âl-i İmrân Sûresi: 198, 5- İnsan Sûresi: 5-16, 6- İnfitar Sûresi: 13-19, 7- Mutaffifîn Sûresi: 18-30
Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*