Kur’ân’ın mucizelik yönlerini mealler yansıtamaz

Bediüzzaman’a göre Kur’ân’ın yedi mu’cizelik yönü vardır:

1- Kur’ân’ın nazmındaki/düzenlenmesindeki belâgatı.

2- Âyet ve sûreler arasındaki tenasüp ve uygunluğu.

3- Gaipten ve gelecekten haber vermesi.

4- Âyetlerinde çelişki, çatışma ve hata bulunmaması.

5- Nazım ile nesir arasında, ediplerce bilinmeyen üslûba sahip olması.

6- Okur-yazar olmayan bir zattan sudur etmesi.

7- İnsan tabakalarının gücünün üstünde ilmi hakikatlerden / fen, sosyal ilimlerden bahsetmesi. (Bediüzzaman, İşaratü’l-İ’câz, s. 174.)

Bunların açılımını yaparsak;

Kur’ân, belâgatı (ne zaman, kime, nasıl, hangi ölçüde icap ediyorsa o şekilde veciz söz söylemesi) açısından,

Hem okunuşu, hem de mânâsı yönünden,

Hem istikbalden, hem geçmiş tarihin derinliklerindeki olaylardan doğru olarak haber vermesinden,

Hem bütün ilimlere merci olup işâret etmesiyle,

Hem asırlar sonra ilmin ve tekniğin gelişmesiyle, ancak anlaşılabilecek teknik ve teknolojik konuları ihtivâ etmesiyle,

Hem az bir söz ile çok mânâları ifâde etmesiyle (icazıyla),

Hem bütün asırlara, bütün insanlara, bütün mesleklere, bütün meşreplere hitap etmesiyle,

Hem yeni nazil oluyormuş gibi tazeliğini korumasıyla,

Hem çocuklar tarafından dahi kolayca ezberlenmesi gibi daha pek çok bakımlardan bir mu’cizedir.

Bu yönlerinin anlaşılabilmesi için, tercüme kifayet etmez. Hatta, rivayet tefsiri de kâfi değil. Dirayet/rey/işari tefsire ihtiyaç vardır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*