LAİK BİR YAZARIN BEDİÜZZAMAN OKUMASI İŞTE BÖYLE BİR ŞEYDİR
Yeni Asya’nın genç gazetecilerinden İsmail Tezer’e geçen yıl “Said Nursî’nin eserlerini okumadım. Ama söz veriyorum, okuyacağım” demiştim.
Sözümü tuttum ve okumaya başladım.Yeni Asya okurlarına karşı samimi olmak için önceden şunu belirtmeliyim.
Bu bir “Laik okumadır.”
***
“Laik okuma da nedir?” diye sorabilirsiniz.
Söyleyeyim.
İzmir’de doğmuş, adı Gazi İlkokulu olan bir okulda okumuş, hayatı boyunca Cumhuriyet ilkelerine göre büyümüş, ama itiraz etmeyi karakterinin en önemli parçası olarak korumaya çalışmış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının gözüyle okudum.
Sizlere çok çarpıcı, belki de pek ikna edici gelmeyecek bir gözlemimi aktarayım.
BİR, LAİK KESİME
Bediüzzaman’ın günümüzde anlaşılabilmesi için, benimki gibi bir laik okunmaya da ihtiyaç vardır.
Daha önemlisi; Laik kesim, içinde bulunduğumuz konjonktürde, Bediüzzaman’ı, yıllardır birikmiş önyargılarını atarak, tarafsız bir gözle mutlaka okumalıdır.
Benimki gibi bir okunma yapıldığı takdirde; Türkiye’nin iki yakasını bir araya getirebilecek çok ortak nokta bulunabilir.
Diyeceksiniz ki; laik kesime bu çağrı, Yeni Asya gibi bir gazetede mi yapılır?
Evet, bunu yapabileceğim en iyi platform burasıdır.
Türkiye’nin laik kesimine, Bediüzzaman’ın, özellikle, “Hürriyet”, “Adalet”, “Delil”, “Savunma hakkı” ile ilgili görüşlerini dikkatle, altını çize çize okumalarını tavsiye ederim.
Hele hele bugünlerde çok gerekli ve yararlı olur.
İKİ, YENİ ASYA OKURLARINA
Ama bu yazı, aynı zamanda Yeni Asya okurlarına da bir çağrı. Onlar da bazı önyargılarını kırmalıdırlar.
Bediüzzaman’ın, laik insanlar tarafından da samimi bir biçimde okunabileceğine inanmalıdırlar.
Hiç kuşkusuz bu okuma biçimi; ille de onun her görüşünü paylaşacakları anlamına gelmez. Ben okurken fark ettim ki; asla kabul edemeyeceğim bir çok düşüncesi var. Bazı düşüncelerini, Kur’ân yorumunda zorlama olarak algıladım.
Emin olun bunun hiç önemi yok.
Çünkü, onun düşüncesinde bulduğum ortak yanlar, ayrıldıklarımdan çok, çok daha önemli.
BİR İTİRAF, BİR TEŞEKKÜR
Bu arada bir itirafta daha bulunacağım.
Şerif Mardin benim, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan hocamdır.
Benim için Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli aydınlardan biridir. Onun Said Nursî ile ilgili düşüncelerini ilk okuduğumda, çok şaşırmış ve kızmıştım.
Şimdi onu çok iyi anlıyorum.
Bu arada bir yazara da özel olarak teşekkür etmeliyim.
Sayın Safa Mürsel’in Yeni Asya yayınlarından çıkan “Bediüzzaman Said Nursî ve Devlet Felsefesi” adlı kitabı, okumalarımda bana çok yardımcı oldu.
İlk yorum yapan olun