Liseli genç kızın Peygamber sevgisi…

İyiki varsın efendim. ..

Kâinatın efendisi “Hoca-i Kâinat” Efendimiz (asm) Kutlu şânı adına ilçe genelinde bulunan liselerde okuyan gençlerin arasında “Peygamberimize Mektup” konulu bir yarışma düzenlenir.

Komisyon marifetiyle değerlendirmeye alınan mektuplar arasında Anadolu Lisesi Öğrencilerinden Pınar KESKİN Kızımız yazdığı mektubuyla birinciliğe lâyık görülür.

Liseli gençler adına, liseli kızımızın mektubuna yansıyan Peygamber sevgisiyle dolu “Neredesin Ya Rasulallah”  isimli sevgi mektubunu kutlu doğum dolayısıyla birlikte paylaşalım isterseniz.

NERDESİN YA RASULALLAH (ASM)

Gözlerimi açtım, seninle ya Resulallah (asm), yaşadığım sürece seni bildim. Hep anlattılar, dediler ki; bizim peygamberimiz, dediler ki, Allah’ın sevgilisi dediler ki dünyanın göz bebeği.

Doğduğunda çiçek gibi açıvermişsin Mekke’nin göbeğinde. Gonca gibi kokun yayılmış dört bir yana, güzel gözlerine herkes canını verircesine bakarmış.

Arş’ı  âlâ’da ismin kocaman kocaman yazılmış daha çok önceden senin için bu kâinat, senin için dağlar taşlar, senin için yaratılmış. Bizler de senin için varız, sana ölürüz ya Resulallah (asm). Bereket getirmişsin yurduna, yağmur damlaları seninle can bulmuş susuz topraklarda. Biz de sana susadık, kuruduk ya Resulallah (asm).

Küçük çocukken bile nasılda doğruyu yakalamışsın, Allah’ın yolunu seçmişsin. Etrafında binlerce câni, acımasızca dolaşırken, senin kalbin tertemiz kalmış. Deden Abdülmüttalip bir başka sevmiş seni, amcan Ebu Talip bir başka.

Dünyaya babasız açmışsın gözlerini, onun özleminden yana yana büyümüşsün, sonra Mekke yollarında annene de veda etmişsin kalmışsın hem öksüz hem yetim.

Çok zor oldu mu ya Rasulallah (asm)? Kaç gece anne diye hıçkırdın? Kaç gece göz yaşların sel olup aktı? Mekke çocukları annelerine seslendiklerinde sen yere mi baktın?

Büyümüşsün ve kocaman bir yiğit olmuşsun, kimse sana denk değil, şefkat yayıyor kokun, güven veriyor sesin, sen Muhammed-ül Emin’sin (asm),

Olduğun yerde dalga dalga rahmet var, nurlandırıyorsun her yanı.

Fakat böyle bir yiğidi, böyle bir canı rahat bırakmıyorlar, acımadan kıyıyorlar sana, yurdundan çıkarıyorlar seni ve aşıklarını, Ebu Talip öldü diye miydi bu pervasızca saldırılar, himayesiz kaldın diye miydi?

Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun, başını eğip yere bakıyordun, caniler etrafını sarıp, şimdi bizim elimizdesin kim kurtaracak seni diyorlardı, sen hışımla başını kaldırıp, kalbin ceylanınki gibi atarken, sesin göğe erişircesine, gözlerin bulutlara değercesine, ellerin kâinata açılırcasına Allah diyordun, Allah Azze ve Celle, sen Allah diyordun, Arşı Âlâ titriyordu, milyonlarca melek iniyordu yeryüzüne, binlerce sahabe “Sana anam babam feda olsun” diyordu.

Arkandan günlerce kovalamışlar, başına pislikler saçmışlar, sen yine de kıyamamışsın ya Resulallah (asm), Ey Medine’nin berînde ümmeti ümmeti diye hüznü giyen sevgili bu ne büyük aşktır. Bu ne büyük tutkudur. Bu ne büyük sevdadır ya Resul (asm)? Ümmetin sana kurban, sen ümmetine ya Resul (asm).

Açta, açıkta birini görünce dayanamaz koşarmışsın, yetişirmişsin imdadına hızır gibi. Onlar seni hayat bilmiş, ana bilmiş, baba bilmiş, onların bildikleri bir tek senmişsin ya Resul (asm). “Seni çok seviyoruz ya Resul (asm)” diyorlarmış her gördüklerinde, sen de “Allah biliyor ya ben de sizleri çok seviyorum” diyormuşsun. Ya Resulullah (asm). Bu dile, bu sese, bu bakışlara dayanır mı kalp? Dayanır mı yürek? Eririz karşında sana baka baka kül oluruz aşkından sana doya doya.

Veda hutbende bütün insanlığa seslenirken, biri ağlıyordu arkandan, sorulduğunda ise, anlamıştı onlara veda edeceğini. Evet ayrılıyordun aramızdan, mukaddes görevini hakkıyla tamamlamış, arkanda Allah’ın kitabını mübarek sözlerini bırakıp gidiyordun. Ruhunu emanet edip, ait olduğun yere dönüyordun.

Biz şimdi her yerde seni arıyoruz, hasretinden ağlıyoruz ya Resulullah (asm), yine kötülükler, sapkınlıklar sardı dünyayı, gelip kurtarman gerek, sımsıcak yüreğinle tekrar sarman gerek. İniltiler çalıyor kapısını göklerin, hadi gel bekletme yar, sinesi çatlayacak resul bekleyenlerin hadi gel ey yar, hasret güllerini serdik yollara, seni bekliyoruz. Medine ensarı bekler gibi, topraklar yağmuru bekler gibi, dertliler dermanı bekler gibi bekliyoruz, nurlu ellerinden bir yudum su istiyoruz.

Sen düşkünlerin ümidiydin. Âlemlerin mürşidiydin, iki cihan sesiydin, nebilerin baş tacı dertlilerin ilâcıydın. Bütün dünyanın gözbebeğiydin. Şimdi neredesin ya Resulullah (asm)? Yollara serildik ümitle bekliyoruz, nur yüzünle gel, buram buram gül tütüyor tenin, ellerini açta gel. Sevdalıyız sana ya Resulullah (asm), ya Habibullah (asm), ya Nebiyullah (asm), koşta gel!!!…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*