MADDÎ VARLIĞIMIZI DÜŞÜNÜP HARAM GIDA ve İLAÇLAR ALARAK, MANEVÎ VARLIĞIMIZI ZEHİRLEMEMELİYİZ!..

Image
Normal 0 21 false false false MicrosoftInternetExplorer4 İnsanların en çok ilgilendikleri konulardan biri de sağlıklarıdır. Bunu göz önüne alarak medya organları sağlık konularından da çok bahseder; halkı sağlık ile ilgili konularda bilgilendiren çeşitli neşriyat yapılır.

Normal 0 21 false false false MicrosoftInternetExplorer4

Ancak, bu neşriyat genelde yabancı kaynaklara dayalı olduğu için, dinî olmayan (lâdinî) bir bakış açısıyla meselelere bakılır.

Meselâ, modern batı tıbbında kalp sağlığından bahsedilirken, kırmızı şarabın içindeki resveratrol adı verilmiş bir maddenin kalp sağlığı için faydalı olduğu söylenir. Bu bilgileri öğrenen ve İslâm dininde şarabın kesin yasaklığını da hafife alan çok kişi, güya sağlıkları için akşam yemeklerinde şarap içerler. Halbuki, siyah üzüm çekirdeğinde resveratrol maddesi, kırmızı şaraptakinden çok daha fazladır, bunun yanında çok güçlü antioksidan maddeleri de ihtiva eder, baharatçılarda satılır ve pahalı da değildir.

İslâm dini, batı tıbbının bize şarabın deva olabileceği ile ilgili bu söylediklerinin aksini söylüyor. Peygamberimize şarabı deva için içtiğini söyleyen bir adama Peygamberimiz (s.a.s.): “O deva değil, derttir.” demiştir.

Bütün alkollü içkiler, Kur’an’da açıkça yasaklanmış olan şarabın haramlığından fıkıh âlimlerinin kıyas yapmaları ile haramdır. Şaraptan başka hiçbir şeyin deva veremeyeceği hayatî bir tehlike olsa, ancak o tehlikeyi giderebilecek zaruret miktarını aşmamak üzere şarabın içilmesine cevaz vardır. Meselâ bir insan çölde susuzluktan ölecek hale gelse ve şaraptan başka içecek hiç birşey yoksa, onu ölmekten kurtaracak kadar şarap içmesine dinî müsaade vardır, zaruret miktarını aşanı gene haramdır.

Bunun gibi katî bir hayatî zaruret olmadan, “Kalp hastalığına iyi gelirmiş” diyerek şarap içmek de, haramdır.

*

Değil keyif verici alkollü bir içecek olan şarabı deva niyetiyle içmek, ilaçların terkibinin, kapsullerinin bile, İslâmın yenilmesi ve içilmesi yasaklanmış maddelerden olmaması gerekir. Meselâ: İlaç sanayiinde “zarf”ı (kabı) jelatin, “mazrûf”u (kabının içindeki) balık yağı veya başka bir ilaç olan İngilizce “softgel” denilen kapsüller vardır. Evvelce, eczanelerde balıkyağı, şişelerde sıvı şeklinde satılır ve şurup şeklindeki ilaçlar gibi, şişeden kaşığa (ölçeğine) dökülerek kullanılırdı. İlaç teknolojisindeki ilerleme ile, ağır tadlı ve hoş olmayan kokulu balıkyağı, belli ölçekte, jelatin kapsül içinde ambalajlanmış hale getirildi. Bu haliyle, ağır tadını ve hoş olmayan kokusunu hissetmeden, balıkyağını hap gibi yutabilmek mümkün oldu.

Ancak, sadece mazrûfunun balıkyağı (veya başka bir ilaç) oluşuna odaklanıp, onun kabı olan ve onunla birlikte yutulan zarfının mahiyetine kayıtsız kalmak, bir Müslüman için hata olur.

Balıkyağı ve başka bazı ilaçların zarfı olarak kullanılan jelatin, İslâm şeriatına göre “helal” kabul edilebilecek cinsten (helal sertifikalı) değilse, haramdır ve yutulmamalıdır. Çünki, başlıca domuz deri ve kemiğinden veya İslâm şeriatına göre boğazlanmış (zebiha) olmayan, leş sayılan, domuz dışındaki hayvanların deri ve kemiğinden mamuldür.

Bazı İslâm ülkelerinin talebiyle, sığır jelatini de yapılmaktadır. Fakat, kemik ve derisinden jelatin elde edilecek sığırların İslâm şeriatına göre boğazlanmış olmaktan başka, kan veya başka bir hayvanın eti ile beslenmemiş, bazı maksatlarla hormon verilmemiş olması da lâzımdır.

Jelatin; yoğurtçulukta, peynircilikte, pastacılıkta, şekerlemecilikte, et ürünlerinin muhafazasında, margarincilikte, kozmetikte, ilaç sektöründe yaygın bir kullanım göstermektedir.

Halkımız, helal jelatin konusunda bilinçli olmadığından, “Omega-3 yağ asidi (veya başka ilaç) alıyorum.” diye onun kabı olan jelatin kapsülünü de birlikte bilinçsizce yutuyor! Yuttuğu jelatin kapsülün (bilhassa, kapsüller eğer gayrimüslim ülkelerden ithal malı ise), çok büyük bir ihtimalle haram menşeli jelatinden olabileceğinden habersiz bulunuyor, bilse de “İlaç olarak alıyorum.” diye dinimizin yasağına önem vermeyebiliyor.

Bu durumda, ne yapılması lâzımdır?
1 – Ya, bu jelatin kapsüllü ilaçlar, haram jelatinden olan zarfı sebebiyle hiç yutulmamalıdır;
2 – Veya, jelatin kapsülü iğne ile delinip iyice sıkılarak, içindeki (mazrûfu) madde sulu yemeklere, salata vs ye boşaltıldıktan sonra, jelatinden olan zarfın kendisi çöpe atılmalıdır.

*

“-Jelatin kapsüllü ilaçlara ve balıkyağına, temasta kaldığı haram jelatin maddesi bulaşmış ve onları da haram hale getirmiş olamaz mı?”

şeklinde bir soru da akla gelebilir. Fakat bu soru, aslında bir vehim olmaktan ileri gidemez. Çünkü, yıllarca durduğu halde böyle ilaçların ve balıkyağı kapsüllerinin delinmeden veya dağılmadan ayni stabil halini muhafaza etmesi, jelatin kapsülle onun içindeki ilaçlar veya balıkyağı arasında ne fiziksel ne de kimyasal, karşılıklı bir etkileşimin olmadığını gösterir. Jelatinin fiziksel ve kimyasal özelliklerine dair literatür bilgileri de bunu teyid eder.

Jelatin; sıcak su, gliserin ve asetik asit içinde çözünebilir. Organik çözücülerde çözünmez. Jelatin kapsül zamanla delinmiyor veya dağılmıyorsa, içindeki ilaç veya balıkyağı jelatinle temas halindeyken, zarf ve mazrûfu her ikisi de, aslî bileşimlerini muhafaza ediyorlar demektir.
Balıkyağı ile onun içinde bulunduğu jelatin kapsülü göz önüne alındığında da, balıkyağı akışkan ve sıvı, onun kabı olan jelatin kapsülü ise oda sıcaklığında akışkanlık özelliği bulunmayan, toz halinde de olmayan yekpare bir katı olduğu için balıkyağı, içinde bulunduğu jelatin kapsülün temas yüzeyinde kısmen tutulur; fakat kapsülün jelatini, balıkyağıyla temas yüzeyinde balıkyağı tarafından tutulmaz ve birbirlerinden ayrıldıklarında, helal olan balıkyağı, jelatin kabından “haram bulaşmış” hale gelmez.

*


Pek çok üründe katkı maddesi olarak kullanılan E441- Jelatin (Gelatin), başta domuz olmak üzere büyük ekseriyetle dinimizce helal olmayan hayvanların deri ve kemiklerinden üretilmektedir. Bugün dünya üzerinde yılda 380 000 ton jelatin tüketilmektedir. Türkiye’nin yıllık tüketimi ise, 2007 yılı için, 4000 ton civarındadır ve tüketim, her yıl için %8-10 arasında artış göstermektedir. Türkiye’nin bu tüketiminin tamamı, ithal yolu ile karşılanmaktadır.


NOT: “Jelatin Nedir?, Nerelerde, Ne maksatla kullanılır?, Nasıl Üretilir?” gibi önemli sorulara cevap veren bir kitabı GİMDES adlı dernek halkımızı bu konuda bilinçlendirmek için bastırmıştır ve 2,5 YTL gibi bir fiyatla satmaktadır. Tel:0(212)438 33 18

Benzer konuda makaleler:

6 Yorum

  1. Çok teşekkürler. Bu konuda şahsen -zannedersem toplum olarakta- hassasiyet eksikliği taşıyoruz.
    Allah razı olsun.

  2. tebrik ederim ancak bu kadar olurdu.
    o ilacın dışındaki o kapsül süs olsun diye var zaten.
    bırakın ağızda emilmeye başlamasını, mideden bile emilemesin diye var o kapsül.
    o kapsüllerin yapısı özeldir evet, ağızdan alındığı andan itibaren gastrointestinal sistem boyunca ince bağırsaklara gelene kadar o ilaç vücuda karışmasın, herhangi bir emilim olmasın diye var o kapsül. ince bağırsaklardaki enzimler tarafından o kapsül haraplanır ve ilacın içeriği vücuda karışır. öyle olması gerekmektedir. o yüzden kapsül kullanılmaktadır. aksi vücut için tehlikelidir. lütfen araştırma yapmadan, tam ve doğru bilgileriniz olmadan şifa arayan insanların kendi vücutlarına zarar vermesine sebep olmayınız. sizin açınızdan bakacak olursak, insanın kendine zarar vermesi de ayrıca günah değil midir?

  3. Allah razı olsun böyle çalışmalara ihtiyaç var günümüzde açıklamalar bana mantıklı geldi . O kapsülün zaten midede erimemesi ince bağırsaklara kadar bozulmadan kalabilmesi ne mümkün

  4. İsmi yerine (#2 .. 2010-06-02 23:02) yazıları bulunan yorumcuya:
    Tebrikinize çok teşekkür ederim. Zaten gayem, insanın bu dünya imtihanında en fazla dikkat edeceği şeylerden biri olan helal gıda konusunda bir kimyacı olarak bildiklerimi aktarmaktır. Balık yağının jelatin kapsül içinde veya jelatin kapsül içinde olmayan şekillerinin her ikisi de eczanelerde yıllardır satılmaktadır. Balık yağının jelatin kapsül içine konularak satılmasının sebebi, ince bağırsaklara kadar gelip oradaki enzimler tarafından parçalanmadan sindirim sistemine girmesi halinde insanı zehirleyeceği ve sağlığına zarar vereceği için değildir. Yazımda da belirttiğim gibi, sadece onun ağır kokusu ve tadından hoşlanmayanların isteğine uygun olarak tadı ve kokusunun hissedilmemesi içindir. Balık yağı jelatin kapsül içinde alınmadan içilse zehirli ve sağlığa zararlı olsaydı, eczanelerde yıllardır sıvı balıkyağı satılması mutlaka yasaklanır ve satılamazdı. Helali ve haramı açıklamak, bu konuda bilgisi olanların vazifesidir. Bu bilgileri okuyanlar ve söylendiğinde muhatap olanlar, akılları ve cüz’î iradeleriyle bu mevzularla ilgili olarak kendi seçimlerini yaparlar ve bu seçimlerinin mesuliyetini yüklenirler.Hayır ve şer hiçbir şeyin zayi edilmeyeceği o büyük hesap gününde de bu seçimlerinden dolayı Allah’ın kendileri hakkında ne hüküm verdiğini görürler, fakat o zaman da son pişmanlık onlara fayda vermez. Onun için böyle ciddî bir mevzuu önce tebriklerle başlayıp sonra da alaya ve hafife almanın ve bilgiçlik taslayarak yanlış sözlerle insanların zihnini çelip saptırmağa çalışmanın mesuliyetinden sakınmak lâzımdır.

  5. 2 .. 03-06-2010 00:02 başlığı altında ilaçların jelatin kapsulun içinde olmasını cansiperane savunan bir yorumcunun yorumunu yeni okudum.
    O yorumcu, balıkyağının jelatin kapsül içinde olmasının hayatî bir tehlikeyi önlemek için olduğu gibi birşeyler söylüyor. Ben yıllardır, sıvı balıkyağını (jelatin kapsül içinde olmadan) içiyorum. Eczanelerde de yıllardır sıvı balıkyağı (bilhassa çocukların içmesi için) satılıyor. Kendisinin iddiaları için geçerli sağlam deliller göstermesini istemeğe de hiç lüzum yok. Yaklaşık bir asırdır, eczanelerde jelatin kapsüller içinde olmadan sıvı balıkyağının şişeler içinde satıldığı, yüzbinlerce kişinin bunları içmiş olduğu ve bundan dolayı ölmediği çok açık bir husus. Balıkyağının jelatin kapsül içinde satılmasının hayatî bir zaruret olduğundan bahseden o yorumcu, büyük bir ihtimalle en az %90’nın haram jelatin olduğu ithal edilen jelatinlerden para kazananlardan biri mi olduğu şüphesi vermese iyi olurdu.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*