Malatya Yeni Asya okuyucularına binler barekâllah

Geçtiğimiz hafta itibariyle gelen dâvet üzerine, on günlük bir program için Malatya’ya gittik. Sabah ve öğlen hanımlara, akşam üniversite talebelerine ve hafta sonu liselilere olmak üzere oldukça yoğun ve dolu dolu on günlük bir program geçirdik.

Konular Risale-i Nur meslek-meşrebi üzerine idi. Başlangıçta soru-cevaplı olarak, daha sonra seçilen konular üzerine dersler yapıldı. En çok merak edilen konu ve sorularsa; “Neden Risale-i Nur?”, “Neden Yeni Asya?”, “Neden demokrat misyon?”, mehdiyet, seyyidlik, siyaset, meşveret, Beşinci Şuâ ve buna benzer akla en çok takılan, anlaşılamayan ve merak edilen sorular ve buna bağlı konular oldu. Ayrıca “meşveret sistemi” üzerine hazırlamış olduğumuz semineri hanımlara sunduk. Bunlarla beraber Münâzarât üzerine derslerimiz oldu ve oldukça istifadeli bir program geçirdik.

Malatya Yeni Asya okuyucuları, oldukça fedakârane bir azim ve gayretle katılım sağladılar. Neredeyse hergün evlerinden derslere iştirak için sabah çıkıp, akşama kadar kalarak ciddî bir gayret sergilediler. Ayrıca eşlerin gösterdiği anlayış ve hoşgörü oldukça takdire şayandı. Çok güzel espriler de çıkmadı değil hani. Doğrusu çok etkiledi beni. Zira evliliğin hizmete ciddî sıkıntı verdiğini düşünenlerdendim. Allah onlardan razı olsun. Son derece anlayış ve hoşgörü ile eşlerine destek oldular. Yemek ve çocukların sorumluluğu konusunda çok yardımcı oldular eşlerine.

Üstadın müjdelerle haber verdiği “şefkat kahramanı hanım talebelerin” numunesini Malatya gösterdi bize. Hiç şüphesiz her yerde var bu kahramanlardan. Ancak bizzat yakından görüp şahit olmak çok farklı bir heyecan veriyor insana. Malatya’da çok iyi bir potansiyel var. Yetiştirilmeyi bekleyen gençler, doğru tarzda hizmet etmek isteyen hanımlar ve liseli gençler. Liseli talebeleri ara tatilde kamp için Kayseri’de ağırlamıştık. Bu konuda da duygularımızı paylaştık. Onlardaki heyecan ve iştiyak bizi taa Malatya’ya kadar götürdü. Ve gördük ki orada hizmete ciddî ihtiyaç var. Gerçi bu ihtiyaç Türkiye’nin, hatta dünyanın dört bir yanında var. Eleman sıkıntısı her yerde mevcut ve bu eksiğin âcilen tamamlanması gerekiyor. Bu konuda Allah hepimizin yardımcısı olsun. Vakıf hizmetlerine cemaat olarak ağırlık verip, her bölge kendi içinden eleman yetiştirmeli ve bu konuda gereken gayret ve çabayı sarfetmelidirler.

ÖRNEK DAVRANIŞLAR…

Malatya’da gördüğüm iştiyak ve istek beni çok etkiledi. Risale-i Nur’a olan bağlılık, sadakat görülmeye değerdi. Hanımların gayreti, hazırladıkları program ve derslere ciddî devam ve sorulan sorular hanımlarda inkişaf etmeyi bekleyen fütuhatın müjdecisi idi. Herkeste ayrı bir heyecan, ayrı bir iştiyak, ayrı bir hizmet aşkı… Tek tek saymaya kalksak bitiremeyiz. Ancak birkaç isim vardı ki, bende inanılmaz etki bıraktı. Bunlardan biri; Kiraz Teyze idi. Gazetemiz ve neşriyatımız için gösterdiği gayret, biz gençler için çok önemli bir dersti. Her gittiği yere gazete götüren, kitap götüren ve bulduğu her fırsatta gazeteden bir yazı okuyarak duyuran farklı bir gayretti. Genel olarak ihmal edilen gazete hizmetimiz Kiraz Teyze gibilerle yürütülmeye çalışılıyordu. Allah ondan ve hizmetlerinden razı olsun ve şevki hiç sönmesin inşaallah..

“GAZETEMİN GELMEDİĞİ GÜN HASTA OLUYORUM”

Bir de Şükran Teyze’nin gazete tutkusu, yine pek çoklara örnek teşkil eder cinstendi. “Gazetem gelmediği gün ben hasta oluyorum” derkenki o samimiyeti beni çok duygulandırmıştı. Ona bakıp Yeni Asya’ma olan sevgi ve bağlılığımı bir kez daha gözden geçirdim. Allah’ım o samimiyet, o içtenlik herkese nasip olsun inşaallah. Bu iki teyzemiz, hafızamdan hiç silinmeyecek iki isim olarak yerini aldı bende. Her gazeteye bakışımda onlar hep aklıma gelecek şüphesiz. Allah onlara hizmette hayırlı, istikametli uzun ömür nasip etsin, âmin.

OKUMA-YAZMA BİLMEZ HALDEN, KÜLLİYATI DEVRETMEYE…

Bir diğer kahramanımız; Doğanşehirli Ayşe Teyze idi. O da Risale-i Nur’u, okuma yazması olmadığı halde sonradan öğrenmiş ve Risale-i Nur’u kısır Türkçe’si ile hergün okumaya çalışıyor. Külliyatı devretmiş ve tam bir okuyucu olmuştu artık. Bana; “Ben senin gibi anlamıyorum kızım ya, yine de okumaya çalışıyorum hergün” demişti. Ben de ona “Senin okuman belki benden ihlâslı ve daha sevaplı Ayşe Teyze” demiştim. Gerçekten onun o samimiyeti benimkinden fazla idi. Allah ondan da ebeden razı olsun. Ve bütün sıkıntılarını gidersin, kalp ve ruhuna selâmet versin inşaallah.

Daha sayılacak pek çok isim vardı şüphesiz. Herkes ayrı bir fedai olmuştu. Bu on günlük fedakârlıkları unutulmayacak türdendi. Allah hizmetlerini kabul etsin inşaallah. Malatya’daki hizmetler insanın gelecek için ufkunu aydınlatmıştı. Gerçekten samimî bir gayret var. Ancak bu gayretlerine bir de doğru destek olunsa, eminim çok kısa sürede çok hızlı yol alacaklardır. Allah yardımcıları olsun.

“HAKİKÎ TALEBELER”DEN OLMAK DUÂSIYLA…

Bu vesile ile Cenâb-ı Hak bize de bu hizmette bir hisse verdi elhamdülillah. Ve bazı gözlemleri yapma şansı sağladı. Cemaatin genel seyri içindeki belli bazı eksiklikler her yerde olduğu gibi orada da vardı. Türkiye ve dünya genelinde hizmet edecek vasıflı elemanlar, yani Risale-i Nur meslek ve meşrebi sağlam, hizmeti tam şuurla benimsemiş, farklı eksen kaymalarına gitmeyen ve tam sadakatli vakıf elemanlarına çok ihtiyaç olduğunu bir kez daha gördük. Gerekli yerlere çağrımızı yapıp duyurmaya çalıştık. İnşaallah ses verir.

Üstadın, Van Gölündeki Akdamar Adasını kastederek “Bu adada on sene kalarak elli tane talebe yetiştirsem, o talebelerle İslâmı bütün dünyaya yayıp, dünyayı fethedebilirim” dediği gibi; çok değil o keyfiyette elli talebe her yerde hizmeti inkişaf ettirecektir. Yine; “Halis bir hadim olarak, hakikat-i ihlâs ile, herşeyin fevkinde hakaik-i imaniyeyi on adama ders vermek, büyük bir kutbiyetle binler adamı irşad etmekten daha ehemmiyetli görüyorum” diyerek meseleyi net bir şekilde ortaya koymuştu Üstad. İşte Yeni Asya olarak; hizmet anlayışımız bu noktadan devam ediyor. Bu sözü geçen elli talebe ise, Zübeyir Ağabey gibi meşrebi sağlam oturmuş, tam sadakatli ve fenafi’s-Said olabilecek kabiliyetteki Nur Talebeleri olsa gerektir. Dilerim Allah’tanki bizi o hakikî talebelerden eylesin inşaallah. Âmin…

Malatya’da o potansiyeli gördüm. Umarım ki boşa çıkmasın gayretler ve emekler. Buradan oradaki kardeşlerime selâm edip, hayır duâlarını bekliyor ve biz de onlara duâ ediyoruz diyerek gayretlerinde devamı ve sadakati bozmamalarını Allah’tan ümit ediyorum. Elhâsıl; hizmetlerimiz mübarek ola vesselâm.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*