Medvedev’i kızdıran görüntü, bizimkileri niçin kızdırmaz?

Bütün haklı itirazlara rağmen ‘alkollü içki’lerin gazetelerdeki reklâmları devam ediyor. Gerçi “haklı itirazlar” dedik, ama bu noktada itiraz sesleri çok da gür çıkmıyor. Bir iki sivil toplum kuruluşu ve gazete dışında, bu meseleyi kendilerine ‘dert’ edinen kimseler yok. Ne yazık ki, mütedeyyin olanlar dahil büyük çoğunluk ‘dünyayı kurtarmaya’ çalışırken, alkolün açtığı yarayı gören olmuyor. Kimilerine göre ‘koltuğu muhafaza’ her halde daha önemli…

 

Bütün dünya alkollü içkileri engellemek için gayret gösterirken, Türkiye’yi idare edenlerin gündeminde böyle bir mesele yok. Tekrarlamakta fayda var: Günümüzde, gazetelerde sigaranın reklâmı yapılamıyor, ama alkollü içkilerin reklamı yapılabiliyor! Peki, alkollü içkiler sigaradan daha az mı zarar verir? Sigaranın reklamının yapılamadığı bir yerde, alkollü içkilerin reklâmları nasıl devam edebilir? (14 Mayıs Pazar günkü gazetelerde maalesef yine alkollü içki reklâmları yer aldı. Cumhuriyet’deki reklâmda insanlar ‘rakı fabrikası’nın kapısında kuyruğa girmiş şekilde resmedilmiş… Güya bu reklamlar ‘teşvik edici’ değil! Teşvik edici olması için daha ne yapılması bekleniyor ki? Hürriyet ve Radikal’deki ‘bira’ reklâmlarında da ‘alkolsüz bira’ aldatmacası vardı. Türk Gıda Kodeksi’ne göre hacmen binde beşten daha az alkol içeren biralar, ‘alkolsüz’ sayılıyormuş. Fıkhen, tam bir aldatmaca… Önce ‘alkolsüz bira’, sonra ‘alkollü bira’, ya sonra?)
Hiç kimse “Biz medenî olduk, bu meselelerle uğraşmıyoruz” demesin. Aklollü içki kullanıp, aklı devre dışı bırakmak hiçbir şekilde medenî olmak anlamına gelmez. Hem “siz” medenî oldunuz da, meselâ İngiltere, Rusya’ya da Sırbistan medenî değil mi? Bakınız, Rusya bile gençliğini alkollü içkilerden korumak için nasıl gayret gösteriyor.
Kosturma şehrine yaptığı gezide bir doğum evini ziyaret eden Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, bölge parlamentosu milletvekilleriyle yaptığı buluşmada ‘alkole karşı sert mücadele yapılması gerektiğini’ söylemiş. Rusya lideri, genç insanların bir elinde içki şişesi, bir elinde çocukla sokakta dolaşmalarının kendisini çileden çıkardığını da söylemiş. (Cihan Haber Ajansı, 13 Mayıs 2011)
Alkole karşı bir haber de Sırbistan’dan geldi: “Sırbistan’ın başşehri Belgrad’da bütün iş yerlerinde gece yirmi ikiden sonra alkollü içki satışı yasaklandı. Belgrad Kent Konseyi ve Belediyesi’nin alkol bağımlılığı ile mücadele kapsamında aldığı karar doğrultusunda saat 22.00’den sonra alkollü içki satışı yapan iş yerlerine yaklaşık 100 ya da 150 lira arasında ceza kesilecek. Bu iş yerlerinde yasağa uyulup uyulmadığı belediye zabıtası ve müfettişleri tarafından denetlenecek. Belgrad Kent Konseyi üyesi Jelyko Ojegoviç gazetecilere yaptığı açıklamada, 17 yaş altındakilere alkollü içki yasağının bir süredir uygulandığı şehirde, alınan yeni kararların halkın yararına olduğunu söyledi. (A.A, 14 Mayıs 2011)
Uzun yıllar alkollü içkilerin tüketilmesini teşvik eden ülkelerin, bugün bu ‘belâ’dan kurtulmaya çalışması Türkiye’yi idare edenleri uyandırması gerekmez mi? Her defasında hatırlatıyoruz, yine tekkar edelim: Alkol ve benzeri kötülüklere karşı tedbir almamak büyük hatadır. Hele hele bu kötü alışkanlıkların gazete reklâmlarıyla teşvik edilmesi daha büyük hatadır. En büyük hata da; başta Sağlık Bakanlığı ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı olarak Türkiye’yi idare edenlerin, bu afet karşısında susması, ‘her şey yolunda’ tavrı sergelemesidir.
Tabiî ki bu noktada kabahatli olanların içinde ‘duyarlı medya’ da var. İstense ve bu konuda bir kampanya (“Alkollü içkilerin reklâmına hayır” kampanyası) başlatılsa alkollü içkilerin reklâmı bir haftada yasaklanabilir.
Seçim meydanına çıkan liderler, olur olmaz şeylere kızacaklarına “alkollü içki reklâmlarına” kızıp “çileden” çıksınlar!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*