Meleklerin kaydettiği

Genç adam televizyonu açtığında ana haber bülteni “beyaz esaretin” yurdun dört bir yanını işgal ettiğinden bahsediyordu.

Diğer kanallara baktığında kar için “felâket” diye bahseden onlarca haber gördü.
O sıralarda küçük bir çocuk gökyüzünden süzüle süzüle düşen kar tanelerine hayret ile bakıyordu.
Bir adam gazetede kar yağışının bazı köyleri zor durumda bıraktığını okudu. Okkalı bir küfür savurdu.
Yaşlı bir teyze aynı haberi okuduğunda zor durumda kalanlara duâlar okudu.

O sıralarda bir başkası işe geç kalmıştı, herkesin söyleyegeldiği bir sözü söyledi üzerinde hiç düşünmeden: “Hava muhalefeti” sebebiyle geç kaldım.

Bir başkası ise kar tanelerinin izn-i İlâhî ile yere düştüğünü ve bir vazife gördüğünü, kar yağışının kimbilir ne hayır ve hikmet yüklü olduğunu düşündü.

Ve vazifeli melekler bu tabloları kaydettiler.
***
Bir arkadaş toplantısında genç bir delikanlı, zahiren şer gibi gözüken bu kar yağışlarının bilemediğimiz hayırlar yüklü olduğundan, Kader noktasından bakıldığında ise makro ve mikro çeşitli vazifelerin görüldüğü, görmediğimiz çeşitli maslahatların olduğundan bahsediyordu.

İçlerinden biri itiraz etti: “Böyle hayır olmaz, insanlar soğuktan telef oldu, sen yakacak kömürü olmayan ne kadar insan var biliyor musun?”

Bir başka yerde ise bir grup insan, kar yağışından üzerlerine düşen dersi almışlar. Haberlerde duydukları köylere yakacak ve giyecek göndermekle meşguldüler.

Vazifeli melekler her bir davranışı bir bir yazdılar.
***
Bir başka genç, hadis kaynaklarında ilginç bir duâ ile karşılaşmıştı: “Allah’ım günahlarımı su, kar ve dolu ile yıka.”

Bu duâ ile ne kastedildiğini öğrenmek içi hemen telefona sarılıp hadisler konusunda ehil bir ağabeyini aradı.

Telefonun diğer ucundaki ses açıklamaya başladı: “Kar taneleri emerek, su okşayarak, dolu döverek temizler. Günahlarımızın sertliğine göre; Rabbim bazen yapılan bir iyilikle, bazen ufak bir dertle, bazen de büyük bir imtihanla günahlarımızı temziler.”

Melekler bu tefekkürü sevinçle yazdılar.
***
Bir baba çocuğunun anlayacağı bir dille kırmızı kitabından okuduğu bir cümleyi açıklıyordu:

“Meleklerin bir kısmı küçücük olarak yağmur ve kar katrelerine binip san’at ve rahmet-i İlâhiyeyi kendi dilleri ile alkışlıyorlar.”

Melekler bu ânı da kaydettiler.
***

Bir Allah dostu sabah kar ile karşılaştığında yeryüzünün ölümünü, kefene sarıldığını düşündü.

Kış olmadan bahar gelmiyor diye düşündü. Dünya kışını ahiret baharına çevirecek olan Allah’a hamd etti.

Vazifeli melekler bu tefekkürü kaydettiler.
***
Bir öğretmen talebelerine kar sularının yer altında depolandığını, topraktaki mineralleri bitkilere taşıdığını, hastalıkları kırdığını anlatıyordu.

Dünyada bir düzen olduğunu ve bu düzeni hikmetle işlettiren bir gücün olduğunu anlattı.

Melekler bu ânı da atlamadılar.
***

Yıllar geçiyor, kar her sene yeryüzüne düşüyor ve her seferinde Rahman ve Rahim olan Allah tarafından yeryüzünden kolaylıkla kaldırılıyordı.

Ve melekler ağızdan çıkan her sözü kaydetmeye devam ediyorlardı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*