Meşveret heyeti ikna etmek zorunda değil

Bazı kardeşlerimiz, İstişare heyetinin, cemaat fertlerini bile ikna edemedikleri ileri sürerek, aldığı kararların geçersiz olduğunu ima eden mesajlar gönderiyorlar.

Şûrâ, yani, istişare heyeti, ferdi ikna etmek zorunda değildir. Ancak fert, meşveretin, şûrânın aldığı kararlara-muhalif de olsa, hatta kararlar yanlış da olsa uymak zorundadır.

Meşveretin esası, mantığı, esprisi bunu gerektirir: “Birincisi hatâ da etse, belki ma’fuvdur. İkincisi isabet de etse, mes’uldür.”1

Fert, faraza meşveretin aldığı karar yanlış da olsa, onu kabul etmek, kendi fikriymiş gibi uygulamak durumundadır. Asr-ı Saadet’ten, Selef-i salihin’den günümüze kadar  uygulaması böyledir.

Meşveret kararı, çoğunluğa göre alınır. Zira, her meşverette veya, her fikrin bir veya birkaç alternatifi vardır. Zaten, alternatifsiz olsa, meşveret olmaz!

Meşveret ve kararlarına empati yaparak şu zaviyeden de bakmalı: Meşveret, çoğunluğun fikrini ortaya çıkarmak içindir. Demek ki, her meşveret, zımnında muhalefeti, alternatifleri barındırır. Meşverette, azınlık, çoğunluk gibi düşünmüyor, düşünmek zorunda da değil! Ama, azınlık, çoğunluğu kabul etmek ve yanına gitmek zorundadır! Hatta, alınan karar, kendi fikrine taban tabana zıt da olsa, sanki kendi kararıymış gibi ona uymak ve uygulanması için çalışmak zorundadır!

Öyle yapmayacak idiyse, niye cemaattir, niye meşvereti esas alan bir yerde bulunuyor ki!

Meselenin diğer boyutu: Yarın-öbürgün, yapılacak bir meşverette de senin yanında yer aldığın çoğunluğun fikrine başka bir azınlık katılmayabilir. Katılmamak başka, kabul etmemek başkadır. Sen azınlıkta kaldığın zaman meşveretin kararını kabul etmezsen, o da azınlıkta kalırsa kabul etmez!

Sonuç: Kararsızlık ve kaosa!

Zaten meşveret edilmesinin sebebi, “fikirleri dağınıklıktan, şüphelerden kurtarmaktır!”

“Sakın! Dikkat ediniz, ihtilâf-ı meşrebinizden ve zayıf damarlarınızdan ve derd-i maişet zaruretinizden ehl-i dalâlet istifade edip, birbirinizi tenkit ettirmeye meydan vermeyiniz. Meşveret-i şer’iyeyle reylerinizi teşettütten (düşüncelerinizi, görüşlerinizi dağılmaktan) muhafaza ediniz. İhlâs Risâlesinin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz. Yoksa, az bir ihtilâf bu vakitte Risâle-i Nur’a büyük bir zarar verebilir.2

Bir yerde meşveret sistemi varsa, muhalif fikirler, alternatif fikirler de var demektir. Zaten, yoksa, onun adı, mahiyeti meşveret olmaz, tek görüş olur! O zaman da meşveret etmeye gerek yok zaten!

Meşveret, çoğunluğu bir noktada toplamaktır.

Önemli olan, meşveret üyelerinin seçimle gelmesi; fikrini hür bir zeminde ifade edebilmesi ve fikirlerin müsademesidir.

Bunlar varsa, o meşveret “şer”idir.

Dipnotlar:
1- Bediüzzaman, Sünûhat, s. 66.
2- Bediüzzaman, Kastamonu, s. 183.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*