Mevlüt Polat

alt

Geçen hafta Perşembe akşamı yatsı namazını kılmak için gittiği camide son nefesini veren Mevlüt Polat’ın vefat haberini, aynı gece sabaha karşı kalkıp Diyarbakır yolculuğuna hazırlanırken aldık.

Diyarbakır’a indiğimizde bizi karşılayan dostlara haberi duyurunca, Polat’ın oradaki görevi esnasında yaptığı hizmetleri yad ettiler.

Aslen oralı olan Mevlüt Ağabeyin astsubay olarak ilk tayin yeri Diyarbakır olmuş. Ve Risale-i Nur’u tanıdıktan sonra, Üstadın talebelerinden Yüzbaşı Mehmet Kayalar’la beraber risale derslerinde çok aktif görevler üstlenmiş.

Aynı dönemde birlikte hizmet ettiği diğer hava astsubayı Nur talebeleriyle birlikte, tarihî Ulu Cami’de her gün sabah namazından sonra resmî üniformalarıyla risale dersi yapmışlar.

Polat daha sonra Eskişehir’e gönderilmiş ve yine çok sayıda havacı astsubayın aktif şekilde Nur hizmetlerine omuz verdiği bu şehirdeki 11 yıllık görev süresi boyunca Risale-i Nur derslerinin müdavimi olmaya devam etmiş.

Ki Mevlüt Polat’ın hayatı boyunca sadakatle taşıdığı en bariz hasletlerinden biri buydu.

Nereye giderse gitsin, akşamları mutlaka oradaki Nur dersine katılmayı vazgeçilmez bir alışkanlık ve hayat prensibi haline getirmişti. Nitekim yıllar önce Şehremini’deki ikametimiz esnasında, semtimizdeki bir ev dersine misafir olarak iştirak ettiğini ve sohbeti hizmet hatıralarıyla tatlandırdığını hatırlıyoruz.

Toplantılar vesilesiyle gazeteye gelişlerinde, panel-konferans programlarında ya da Ümraniye derslerinde görüştüğümüz Mevlüt Polat, gazete ve yayınlarımızla ilgili takdirlerini bildirir, sitayişkâr ve teşvikkâr beyanlarıyla bize moral verir, daima dua ettiğini söylerdi.

Bir baba olarak iki defa evlat acısı yaşamış; önce İÜ Edebiyat Fakültesi talebesi iken vefat eden oğlu Mustafa’yı, yıllar sonra da bir trafik kazasına kurban giden kızı Esra’yı toprağa vermişti. Ama bu iki dayanılmaz acıyı da Risale-i Nur’dan aldığı tahkikî iman, tevekkül ve sabır dersleriyle aşabilmeye muvaffak olmuştu.

Ümraniye’deki son görüşmemizde eşi Türkân Hanımın ağır bir kaza geçirdiğini anlatırken, bu müessif olayın getirdiği sıkıntılara da yine “iman, tevhid, teslim, tevekkül ve sabır” ilaçlarını uygulamanın ferahlığını yansıtmıştı.

Aynı ilaçları kendi hastalıklarına da uyguluyor, güçlükle yürüyebilmesine rağmen hizmet ve derslere katılmaktan geri durmuyordu.

Mevlüt Polat, yakın zamanda rahmet-i Rahman’a tevdi ettiğimiz Tahir Gürdere, Ali Apaydın, Mustafa Ekmekçi, Kaya Organ, Osman Kurnaz gibi isimsiz kahramanlar zincirinin—kervana ondan sonra katılan Üzeyir Şenler’den önceki—son halkası olarak hizmetini bitirip terhis belgesini aldı. Ruhu şad, mekânı Cennet olsun.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*