Modern eşkıya İsrail’e gerçek tepki, gerçek lânet!

Modern eşkıya İsrail ve vahşeti lânetlenmeli. Ancak, sadece lânet ve sloganvârî tepkiler ne kadar etkili olabilir?

Ülkemiz ve dünya kamuoyunu ikaz etmek için protestolarımızı meydanlarda gösterdikten sonra esas yardımı yapmalıyız. Başta Filistinliler olmak üzere Müslümanlara ve insanlığa nasıl yardım edebiliriz? İsrail’in vahşetini, zulümlerini nasıl engelleyebiliriz? Yardım etmek istiyoruz, ama ayağımız kayıyor; neden? Yegâne rehber Kur’ân.

Teşhisi o koysun ve gerçek tepkinin dersini o versin: “Şüphesiz ki yeryüzü Allah’ındır. Kullarından dilediğini ona vâris kılar.”1

Evvelâ, bunu kabul etmeli, gönülden inanmalı ve tevekkülümüzü O’na yapmalıyız. Tevekkülü de yanlış anlamamalı ve yanlış uygulamamalıyız. Gerçek tevekkül, Allah’ın koyduğu sebeplere, tabiattaki kanunlarına, âdetullaha uyduktan sonra sonucu O’ndan beklemektir.

“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” 2

Allah’a yardım etmek ne demektir? Onun dinini yaymaktır. Onun dinini yaymak, öncelikle onu yaşamaktan geçer. “Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.” 3

Mü’minler sabrediyor mu gerçekten? Sabrın ne olduğunu biliyor mu sahiden? Sabır üç türlüdür: Tâate karşı, yani emirleri, ibadetleri yerine getirmek; günaha karşı, yani Allah’ın yasaklarından kaçınmak; ve musîbetlere karşı sabır. Okumakta sabır, sebeplere müracaatta sabır, ilâ âhir!

Müslümanların kaçta kaçı okumasını biliyor, kaçta kaçı anlıyor, kaçta kaçı Kur’ân’ı anlamak için tefsir dersleri halkasına katılıyor?

Peki, Müslümanların kaçta kaçı namaz kılıyor? Kaçta kaçı şuurlu kılıyor? Kaçta kaçı cemaatle namazın önemini kavrıyor. Tıpkı, Müslümanların varlık ve yokluklarıyla ilgili Bedir Harbinde, savaşın en hararetli zamanında bir grup savaşırken, diğer grubun namazın iki rekâtını kılması; sonra savaşan grubun namazı tamamlayıp, diğer grubun savaşa gitmesi gibi!

Namazın akla, kalbe, ruha rahatlık verdiğini; cemaatle namazın meşveret, bilgi, fikir alış verişini netice verdiğini kaç ehl-i salât biliyor?

“Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür, onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir.” 4 Uhrevî ve dünyevî kurtuluşun, hidayete tâbi olanlara5 olacağının farkında mıyız? Hidayet, istikamet ve Kur’ân yolunda olmak demektir. Hayatımız Kur’ân’a ne kadar uyuyor? “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer iman etmiş kimselerseniz üstün olan sizsiniz.”6 İmanda, ibadette, zikirde, fikirde, ilimde, sosyal hayatta, yardımlaşmada gevşek miyiz, sıkı bir irtibat içinde miyiz? “Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze galip gelirler. Eğer sizden yüz kişi olursa, inkârcılardan bin kişiye galip gelirler.”7

İşte Bedir, işte Uhud, işte Hendek, işte Mekke fethi ve diğerleri… Sabırlı azınlık,—yukarıda izah etmeye çalıştığımız gibi—çoğunluğa galip gelmedi mi?

Kur’ân’ın İsrailoğullarına bakışını ve onlar karşısında alınması gereken tedbirleri kaçımız biliyor; kaçımız öğrenmeye çalışıyor? Risâle-i Nur, Kur’ân’ın günümüze bakan ölçülerini belirliyor. Kaçımız onu okudu? Kaçımız onların okunup müzakere edildiği sohbet halkasına katıldı? Gerçek tepki, gerçek tedbir Kur’ân’ın gösterdiği yol değil mi?

Unutmayalım: “Bir toplum kendini değiştirmedikçe, Allah onları değiştirmez!” 8 Demek Kur’ân, iman ile, ibadetle, ilim ile, fikir ile, ittihad ile, birlik ile, terakkî ile gerçek tepki göstermemizi istiyor.

Dipnotlar:

1- Kur’ân, A’raf Sûresi, 128.

2- Muhammed Sûresi, 7.

3- Bakara Sûresi, 153.

4- Mâide Sûresi, 16.

5- Tâhâ Sûresi, 47.

6- Al-i İmran, 139.

7- Enfâl Sûresi, 65, 66.

8-Ra’d Sûresi, 11.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*