Muhafazakâr demokrat mı, milliyetçi muhafazakâr mı?

Image
Globalleşen dünyamızın son on yılındaki sosyal hadiseleri ve bilhassa Avrupa çıkışlı hareketleri incelediğimizde, politik ve sosyolojik tabirlerde bir kaosun yaşandığını görüyoruz.

Soğuk savaş döneminden sonra yükselişe geçen muhafazakârlık ve liberalizmin başlarına ‘yeni’ kelimelerini ekleyerek bu müsbet kelimelerin şemsiyesi altında yapılanan global yapıların; ne muhafazakâr ve ne de liberal olmadıklarını on senelik maceradan sonra öğrendik.

Batı toplumundaki bu mefhum kargaşasının kısa zamanda bize de nüksettiğini neticeleriyle yaşıyoruz. Gerçi AKP’ye kimlik hazırlamak, 12 Eylül’ün ANAP’ında olduğu gibi kolay olmadı. ANAP’ın kimliğinin öldüğünü de biliyorsunuz.

AKP’nin kimliğini hazırlayanlar daha çok muhafazakârlık ve demokratlık vurgusu yaptılar. Zaman içindeki uygulamalarda çok katı bir ‘Türk milliyetçiliğinin de öne çıktığını birlikte gördük. Başbakanın kullandığı üslûp, slogan ve resimleri bir Avrupalı kullansaydı, ‘nasyonalist’ suçlamasıyla karşılaşıp sahneden çekilirdi.

Ayrıca neoliberallerin AKP’ye dikte ettirdikleri bir yeni ‘liberalizmi’ de çerçeveye dahil ettiğimizde, AKP’nin kimliği iyice karışmış oluyor.

Muhafazakâr mı? Dindarlara yönelik farklı bir icraatı yok. Tam tersine Anadolu geleneklerine yönelik tahribat bu dönemde evvelce hiç görülmemiş boyutlara ulaştı. İnsanî ve İslâmî değerler korunmadı. İhtilâllerin götürdüğü haklar geri gelmedi.

Demokrat mı? ABD veya AB standartlarında kesinlikle değil. Demokratikleşmeyi konuşurken bilinçli olarak engelliyor.

Liberal mi? Hürriyetperverlik mânâsında yine değil. Semavî dinler kaynaklı ahlâkî değerlere karşı savaşan neoliberallerin çizgisi bu dönemde ağır bastı.

Milliyetçiliğe gelince… ‘Irkçılığı’ çağrıştıran ve daha çok Atatürk milliyetçiliği olarak tanımlanan ‘Türkün Türkten başka dostu yoktur’ düşüncesine yakın. İlâveten, Millî Eğitimde, TSK’da, diğer devlet dairelerinde ve medyadaki durum icraatlarla detaylandırıldığında, karşımıza Kemalizmin nasyonal kimliğinin bütün renkleri ve AKP’nin bu alanlardaki duruşu örnekleriyle çıkacaktır.

Kemalizmin AKP’yi bir araç olarak kullandığı iddiamızın yüzlerce delili ortada bulunduğu halde, inanmayanlar belki daha büyük sarsıntıları bekliyorlardır.

Partinin pratikteki kimliğinin Atatürk milliyetçiliği, yeni liberalizm, Kemalist muhafazakârlık ve modern sosyalizm karışımından oluşmuş nev-î şahsına münhasır bir kimlik olduğunu söylememiz bazı iyi niyetli dindarları üzebilir. Biz ise gelecekte aldatılmış olmamak için şimdiden konuşmak zorundayız.

Image

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*