Mükemmeliyetçi anne-baba

Mükemmeliyetçi aileler, çocuktan her daim olduğundan daha yüksek bir başarı bekleyen ve ona yetişemeyen çocuğu başarısız gören ailelerdir. Bunu teorik anlamda ne kadar kolay ifade etsek de, aile içinde bunun varlığını sezmek öyle kolay değildir. Anne ve baba çocuğa yönelik yüksek bir beklenti içine girer. Çocuk yapabileceği ile ailesinin beklentilerinin uyuşmadığını sezdiğinde, kendini başarısız, değersiz ve yalnız hisseder. Bu tekrarlayan bir hal aldığında, çocuk zamanla başarısızlık konusunda pekişir ve hayal kırıklıklarıyla boğuşmaya başlar. Aile ise her başarısızlığın sonucunda başka bir yüksek beklentiyle çocuğu kaygılandırır. Bu tür aileler, çocuğun gerçek başarısını asla kabul etmez.

Her zaman başka sebepler bularak, çocuklarının daha yetenekli, daha zeki olduğunu ifade ederler. Kimseyi dinlemeyip, kendilerini adeta tek doğruyu söyleyen olarak görürler. Maalesef böyle bir aile, ciddî bir değişime ihtiyaç duymaktadır. Aksi halde, huzursuzluklar ve ileri de ciddî psikolojik problemler hem onları, hem de çocuklarını rahatsız edecektir. Unutulmaması gereken bir nokta da, böyle ailelerin, anne ve babaların, mükemmeliyetçilikleri de yine psikolojik bazı sorunlardan kaynaklanabilmektedir. Burası da işin irdelenmesi gereken başka bir yönüdür.
Çevremizde mutlaka görmüşüzdür; benim çocuğum nasıl birinci olamaz, benim çocuğum her zaman birinci olmalıdır, benim çocuğum, en iyi bölümü kazanacaktır, gibi gerçek üstü beklentileri olan kişileri. Benim çocuğum nasıl ikinci olur diye, okula gelen anne babalar biliyorum, maalesef.
Bu sebeple, aileden beklenen, çocuklarına yönelik gerçekçi beklentiler içine girmektir. Çocuğun kapasitesi belli olmakla birlikte gerçekçi beklentiler çocuğun olumlu yönde motive olmasını sağlar. Çocuğu olağanüstü başarılar bekleyerek sıkmak yerine, gerçek olanı, var olanı görerek, geliştirmeye çabalamak daha verimli sonuçlar verecektir. Anne ve babalar çocuğa yönelik beklentilerini bir kez daha gözden geçirmeli ve şuna dikkat etmelidirler; benim beklentilerim ile çocuğumun potansiyeli arasında bir denge söz konusu mu?
Eğer bu soruya verilen cevap evet ise, korkulacak bir durum söz konusu değildir. Aksi halde aile kendisini sorgulamalıdır. Sizce derslerden zar zor geçen bir öğrenciden, tıp fakültesi beklemek gerçekçi mi? Maalesef böyle beklentiler, sonuçsuz kaldığında hem aile, hem de çocuk hüsrana uğramaktadır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*