EURONUR ÖZEL

Mülk Meselesi Nedir?

Özel Makale / mülk

Ene ve Mülk Meselesi

Ene mülke haksız temellüktür. (Sözler)

Dört kelimelik bir cümle ancak içinde binlerce kitap ihtiva ediyor.

Sırası ile bakalım.

Ene; benlik, nefis veya kendisi anlamına geliyor.

Mülk; herkesin bildiği, kâinattaki her şey anlamındadır.

Bu arada “şey” dediğimizde Meşiyet-i İlahiye, yani Allah (CC) dilemesine tabi olan denilmiş oluyor.

Haksız; tabiri ile bir hakikate dayanmayan, hak edilmeyen denilmiş oluyor. Haddini aşarak, kendine ait olmayan şeyleri kendine mal etmek anlamına geliyor.

Temellük; sahiplenme, mülk edinme, bir şeyi kendine mal etmedir.

Bu açıklama ışığında cümlemize baktığımızda, ene veya enaniyet; Allah (CC)’nin dilemesi ile vücut bulmuş ve bizim “şey” kavramı içine aldığımız mülke, herhangi bir hakkı olmadığı halde “bu mülk benimdir” demek davasıdır.

Aslında bu davanın bâtıl bir dava olduğu çok açık ama bu davada davacı olan o kadar insan var ki davanın ne kadar esassız ve temeli çürük olduğu hakkında Otuz İkinci Söz yazdırılmış.

Bu sözü okuyan enaniyet sahipleri bu davadan hemen vazgeçiyorlar.

Eneye Karşı Ubudiyetin Yolu

Otuzuncu Söz’de ise, enenin gerçek mahiyeti ve hakiki vazifesi güzelce izah ediliyor.

Bu hakikatleri güzelce kavrayan insanlar, hemen ubudiyet yolunu seçerek bâtıl enaniyet davasından vazgeçiyorlar.

Üstad Hazretleri Ebu Laşey unvanını kullanıyor.

Ebu Laşey; “hiçlik ve yokluğun babası” demek olup, Risale-i Nur mesleğinin en önemli iki esası olan acz ve fakr mesleğine işaret ediyor.

Üstad Hazretleri kendi nefsine hiçbir şeref ve makam vermiyor, kendini hiç ve yok kabul ediyor. Enaniyetin dosdoğru çizgisini gösteriyor.

Hâlbuki enenin şaşa-i sûrisine aldanan ve kendini deha derecesinde zeki zanneden nice kimseler enaniyetin çıkmaz sokak veya yollarında boğulmuş gitmişler.

Gerçekten insan üzerine dehirden (zamandan) öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer bir şey değildi. (İnsan Suresi 1)

Bu ayet-i kerimenin ifade ettiği başlangıcı “yok” olan insanın, “var” olduktan sonra kendine ve etrafında bulunanlara “bunlar benim” diye sahip çıkmaya çalışması, gerçekten kendisini çok komik durumlara düşürüyor.

Bu durumda olan bir insana “… kardeşim” diye başlayıp cevap veremeyeceği birçok soru sorulur ve o kişi bu soruların altında kalıp bir daha kalkamaz.

Şu anda dünya imtihanında olduğumuz için mülk meselesi, enesi çifteli olanlarca tartışma konusu yapılabiliyor.

Ancak bu meseleye de son nokta elbette ki konulacaktır. Önemli olan o gün gelmeden mülk meselesinde doğru tarafta yer almamız. Yoksa son pişmanlık fayda vermeyecektir.

O gün bütün insanlar kabirlerinden çıkıp Allah’ın huzuruna varacak. Onlarla ilgili hiçbir şey Allah’a gizli kalmayacak. Allah: “Bu gün mutlak mülkiyet ve hâkimiyet kimindir?” diye soracak. Kimse cevap veremeyecek de yine kendisi: “Tek olan, her şeyi kudretine boyun eğdiren Allah’ın!” buyuracak. (Mü’min Suresi 16)

Günlük Deyimlerin Derin Manaları

Günlük hayatta kullandığımız bazı kavramlar var ki aslında ahiret hallerindendir ama biz öylesine kullanıveriyoruz. Bunlara dikkat etmek gerekir.

Birkaç örnek: Haydan gelen huya gider. Aslı: Hayy olan Allah (CC)’tan gelen, Hu olan Allah (CC)’a gider.

Son gülen iyi güler. Aslı: Amel defteri sağ tarafından verilen insanlar öyle bir gülecekler ki, iyi gülecekler.

Son pişmanlık fayda vermez. Aslı: Dünya imtihanını kaybetmişsin ama o kadar pişmansın ki o kadar olur. Ama bu pişmanlığın sana hiçbir faydası olmayacak.

Geçmiş büyüklerimiz, ayet ve hadislere dayalı hakikatleri çok güzel özetleyip bize miras bırakmışlar. Bu mirasa sahip çıkalım.

Benzer konuda makaleler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu