Mü’min haksızlık ve zulme seyirci kalamaz

Mü’minler kardeştir. Bi- zi kardeş yapan yüce Rabbimizdir. Öyle ise, mü’min kardeşlerimizi Allah için sever ve sevmeliyiz.

Ne kadar olumsuz sıfatlarımız da olsa, “iman cihetinde” kardeşiz.

Herhangi bir haksızlığa veya zulme maruz kaldığımızda, olumsuz sıfatlarımızdan veya başka sebeplerden “Oh olsun, cezasını buldu!” diyemeyiz. Mutlaka haksızlığa ve zulme karşı çıkmalıyız.

İşte bunun yolunu Bediüzzaman şöyle gösteriyor: “Ey mü’- mine kin ve adâvet besleyen insafsız adam! Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.

“Aynen öyle de, sen, bir hane-i Rabbâniye ve bir sefine-i İlâhiye olan bir mü’minin vücudunda, iman ve İslâmiyet ve komşuluk gibi, dokuz değil, belki yirmi sıfat-ı mâsume varken, sana muzır olan ve hoşuna gitmeyen bir câni sıfatı yüzünden ona kin ve adâvet bağlamakla o hane-i mâneviye-i vücudun mânen gark ve ihrakına, tahrip ve batmasına teşebbüs veya arzu etmen, onun gibi şenî ve gaddar bir zulümdür.” (Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, s. 254.)

Zulüm ve haksızlıklara seyirci kalmak, kardeşlik ve barışı zedeler.

Peygamberimizin (asm), şu dersleri de mü’minin zihninde ve gönlünde yer etmeli, hatta kazınmalıdır: “Her Müslümanın, diğer Müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır. Takvâ buradadır. Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi yeter.” (Tirmizî, Birr 18)

“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir” (Buhârî, İman: 4)

“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve başkalarının zulmetmesine de razı olmaz…” (Buhârî, Mezâlim, 3);

“Bir Müslümana küfretmek fâsıklık, onu öldürmek ise küfürdür.” (Buhârî, İman: 36.)

“Kim, zalime yardım ederse Allah o zalimi ona musallat eder.” (Acluni, Keşf-ül Hafa 2/227.)

Aslında bu hadis, “İşte böyle yapmaları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğerinin üzerine musallat ederiz.” Mea- lindeki En’am Sûresi 129. âyetini tefsir eder.

Ancak, birbirimizin hata ve kusurlarını “lütufla ıslaha çalışmalıyız.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*