Musa Şahin Ağabeyin ardından

Musa Ağabeyi 1960’lı yıllarda tanıdım. 45 yıl 45 gün gibi geçti. Çok hizmet ehli bir insandı. Uzun yıllar neşriyatımızı okudu, okuttu ve dağıttı. Dershane inşâ etti. Erzurum’un Oltu ilçesinde bir bayrak gibiydi. Risâle-i Nurları çok sever, yaşar ve yayardı.

Her kandilde, her bayramda beni Balıkesir’den arar, tebrik eder, duâ beklediğini söylerdi. En son ise Ankara’ya Sincan’a uğradığımda (bir ay önce) telefonla görüştük. Her aradığımda dershanede öğrencilere Nurları okumak için gittiğini söylerdi.

Miraç kandili sebebiyle oruç tutmuş. Namazdan sonra duâ etmiş ve öylece terhis tezkeresi almış olduğunu öğrenince gıpta ettim. “Ne mutlu” dedim, imanla kabre girmek ne büyük mutluluk… Allah (c.c.) kabrini nur, makamını cennet eylesin!

Kendisi çok mütevazi ve samîmî bir insandı. Hiç aklıma gelmezdi, o­nun arkasından yazmayı düşünemezdim. Uzun yıllar hizmet eder diye düşünmüştüm. Kader böyle imiş. Başta Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm), Ashab-ı Güzin ve Üstadımla Rahmet-i Rahman’a kavuştu. Aziz Nur talebelerine kavuşmak için belli ki acele etmiş. Ankara seyahatimde ebedî yolculuğa çıktığını öğrenince hizmet adına üzüldüm. İnşaallah Oltu’da iman hizmetindeki dâvâ arkadaşlarımız o­nun boşluğunu dolduracaklardır. Bütün Nur talebelerinin başı sağ olsun. Ağabeyimize Mevlâm rahmet etsin; âmin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*