Her kandilde, her bayramda beni Balıkesir’den arar, tebrik eder, duâ beklediğini söylerdi. En son ise Ankara’ya Sincan’a uğradığımda (bir ay önce) telefonla görüştük. Her aradığımda dershanede öğrencilere Nurları okumak için gittiğini söylerdi.
Miraç kandili sebebiyle oruç tutmuş. Namazdan sonra duâ etmiş ve öylece terhis tezkeresi almış olduğunu öğrenince gıpta ettim. “Ne mutlu” dedim, imanla kabre girmek ne büyük mutluluk… Allah (c.c.) kabrini nur, makamını cennet eylesin!
Kendisi çok mütevazi ve samîmî bir insandı. Hiç aklıma gelmezdi, onun arkasından yazmayı düşünemezdim. Uzun yıllar hizmet eder diye düşünmüştüm. Kader böyle imiş. Başta Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm), Ashab-ı Güzin ve Üstadımla Rahmet-i Rahman’a kavuştu. Aziz Nur talebelerine kavuşmak için belli ki acele etmiş. Ankara seyahatimde ebedî yolculuğa çıktığını öğrenince hizmet adına üzüldüm. İnşaallah Oltu’da iman hizmetindeki dâvâ arkadaşlarımız onun boşluğunu dolduracaklardır. Bütün Nur talebelerinin başı sağ olsun. Ağabeyimize Mevlâm rahmet etsin; âmin.
Benzer konuda makaleler:
- Düşmez tuzağa
- Hadis ve vahiy
- Hz. Musa’nın (as) kıssasında kadınlar
- Rıza Çöllüoğlu Hoca…
- Kader programı, Hologram ve Big Bang
- Hasan Kiraz Ağabeyin ardından
- Aşûre gününde ne yapalım?
- Sen gönüller fatihisin!
- Üstadım…
- Bunların derdi ne, Allah aşkına?
İlk yorum yapan olun