Müsbet düşüncenin gücüne inanmalıyız

Eğer hayatın bize göre zorlukları varsa ve bunlarla muhatap oluyorsak elbette ki çareleri, hal yolları da vardır. Hemen isyan bayrağına sarılmak, hırs, kin ve gayz ile hal için hiçbir çareye başvurmadan, çeşitli vesileler ile çeşitli yerlere saldırıya geçmek bize yakışmaz.
Ehl-i imana evvela sabır yakışır. Sabırla meseleleri araştırarak öğrenmek yakışır. Öğrenilen meselenin doğruluğu, yanlışlığı, imani, İslami ölçüler içinde tartılır, ölçülür, biçilir ve önce kendimize sonra başkalarına giydirilir. Hak ise sıkıca sarılınır, sahip çıkılır; bâtıl ise sallanır gider…

 

Kendisine güveni olmayan Müslümanın muhakkak bir surette iman zaafiyetini gidermesi, bu mühim ve tehlikeli zaafiyetini halletmesi gerekir. Yoksa başkalarının elinde, dilinde ve fikrinde oyuncak olmaya mahkumdur.
Mü’min herşeyden önce olumlu düşünmenin gücüne, kuvvetine, tesirine inanmalıdır. Olumlu, müsbet düşünce yapılacak işlerin birinci ve en önemli şıkkı olduğu zaman bilinmelidir, ki o işlerin yüzde yetmişi hal olmuştur.
Gerginlik ve tedirginlik müsbet işlerde hiç bir faide getirmediği gibi, büyük zararlara ve yaralara da sebebiyet verdiği hepimizin malumudur. Elden geldiği kadar imanın ve İslamın düstur ve prensipleriyle itidal-i dem ile hareket etmek lazımdır.
İman ve Kur’an davasında reçeteler elde olduğu halde başarısızlıkları ve belaları yine görüyorsak bilmeliyiz ki hata, kusur, eksiklik bizdedir, bizim tembelliğimizde ve okumamamızdadır, okuduklarımızı anlayarak okuyup hayatta tatbik etmememizdedir…
Sakin ve itidalli bir kafanın yapacağı işlerin kaynağı imani, İslamî ve Kur’anî fikirlerin, düşüncelerin mecziyle ortaya konabilmelidir. Bunun başka yolu nefsi, şeytani ve Allah muhafaza etsin küfrî olur. İmanın verdiği sekinet ve kararlılık her zaman teşkalenin, acelenin ve telaşın önünde olabilmelidir. Bunun içinde mü’minin birinci, en birinci işi, vazifesi hiçbir dünyevi hareketten, fikirden etkilenmeyecek çok kuvvetli, sarsılmaz bir imana sahip olmak olmalıdır.
Hedefinde en iyi olan muhakkak hedefine ulaşır. İyi, en iyi hedef demek çok okumak, çok daha iyi anlamak ve çok çalışmak diye algılanabilmeli ki hedefe ulaşmak daha başında inkitaa uğramasın. Yani ben şu olayım, benim fikrim şu olsun, ben daha iyiyim  gibi benzeri fikirlerin temelini attığı hedefler daha başından şaşırmış ve şaşırtmıştır…
Yaradana sığınarak, O’nun yolunda çalışarak, sabrımızı, güvenimizi, okumalarımızı, anlamalarımızı ve müsbet düşüncelerimizi yine O’nun rızası yolunda kullanabilmeliyiz. O’nun yolunda tevfik, hidayet ve hizmette muvaffakiyeti yine O’ndan hulus-u kalb ile aracısız olarak isteyebilmeliyiz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*