Namaz öncelikle, bize, inşallah Allah’ın rızasını kazandırır. Bu özellik, Allah için kılmış olmamız şartıyla, eksik olsun, olmasın, bizim her namazımızda vardır. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, her namaz, namazın yüksek nurundan hissedardır.1
Namazın bize neler kazandırdığı konusunda şüphesiz söz Kitap ve Sünnetindir. Namazın faziletlerini işleyen çok sayıda ayet ve hadis vardır. Onlardan sadece birkaçını buraya alabileceğiz.
*“İman edip sâlih amel işleyenlerin, namazı kılıp zekâtı verenlerin mükâfatları Rab’leri katındadır. Onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” 2
*“Ancak defteri sağdan verilenler böyle değildirler. Onlar Cennettedirler. Mücrimlere sorarlar: “Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?” Onlar derler ki: “Biz namaz kılanlardan değildik! Düşkünü doyurmuyorduk. Batıla dalanlarla birlikte biz de dalıyorduk. Ceza gününü yalanlıyorduk. Ölüm bize o haldeyken geldi!”3
*Ubâde bin es-Sâmit (ra) der ki: Allah Resulü (asm) şöyle buyurdu: “Allah kullarına beş vakit namazı farz kıldı. Kim bunları hafife almadan ve kasten terk etmeden hakkıyla edâ ederse, Allah Teâlâ onu Cennetine koyacağına söz vermiştir. Kim de beş vakit namazı kılmazsa, Allah’ın onlara hiçbir vaadi yoktur. Dilerse azab eder, dilerse Cennetine alır.”4
*Ebû Hüreyre (ra) rivayet etmiştir: Resulullah (asm) buyurdu ki: “Her hangi birinizin kapısında günde beş defa yıkandığı bir nehir olsa, o kimsenin üzerinde kirden eser kalır mı?” Ashab-ı Kiram (ra):
“Hayır, hiçbir kir kalmaz Ya Resulallah!” dediler.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (asm):
“İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah bununla günahları imha eder!” 5
*Ebû Hüreyre (ra) der ki: Resûlullah’tan (asm) duydum. Buyurdular ki: “Kul önce namazdan hesaba çekilecek! Eğer namazı tamamsa kurtulacak, mesut olacak! Namazı tamam değilse perişan olacak, hüsrana uğrayacaktır! Eğer farz namazı eksikse, Allah Teâlâ: “Kulumun nafile namazları var mı bakın!” buyurur. Bunun üzerine noksan olan farzları nafilelerle tamamlanır. Diğer amellerindeki eksiklikler de bu şekilde tamamlanır.” 6
*Ebû Eyyüb (ra) anlatıyor: Bir adam: “Ya Resûlallah! Beni Cennete sokacak bir amel söyle!” dedi.
Allah Resulü (asm): “Allah’a kulluk eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın! Namazı kılar, zekâtı verir, akrabayı ziyaret edersin!” buyurdu. 7
*Umâre bin Rüveybetü’s-Sakafî (ra) anlatır: Resûlullah’tan (asm) duydum. Buyurdular ki: “Güneş doğmadan önce ve güneş batmadan önce namazını kılan kimse asla Cehenneme girmez!” 8
*İbn-i Mesut (ra) demiştir ki: Resûlullah’a (asm) sordum: “Hangi amel daha faziletlidir?”
Resûlullah (asm) buyurdu ki: “Vaktinde kılınan namaz!” 9
*Ebû Firas Rabia bin Ka’b el-Eslemî (ra) anlatmıştır: Resûlullah (asm) ile beraber onun evinin kapısında geceler, ona abdest suyunu ve sair ihtiyaçlarını getirirdim. Bir defasında bana:
“Dile benden!” buyurdu. Ben:
“Cennette Seninle beraber olmak isterim!” dedim. Allah Resulü (asm):
“Başka bir şey iste!” buyurdu. Ben:
“İsteğim budur!” dedim. Resul-i Ekrem (asm):
“O halde, çok secde etmek suretiyle nefsine karşı bana yardımcı ol!” buyurdu.10
*Ebû Hüreyre (ra) anlatmıştır: Bir adam Resûlullah’a (asm) gelerek: “Ya Resûlallah! Bana yaptığım takdirde Cennete gireceğim bir amel gösteriniz!” dedi. Allah Resulü (asm):
“Allah’a ibadet edersin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın. Farz olan namazları dosdoğru kılarsın. Farz olan zekâtı verirsin. Ramazan orucunu tutarsın.” buyurdu. Adam:
“Nefsim kudret elinde olan zata and olsun ki, ben, sizden işittiğim bu ibadetler üzerine hiçbir ibadet ziyade etmeyeceğim!” dedi.
Adam dönüp gittiğinde Peygamber Efendimiz (asm):
“Kim Cennet halkından birisini görmek isterse şu temiz yüzlüye baksın!” buyurdu. 11
DUÂ
Ey Hâlık-ı Mütekebbir! Yalnız Seni büyük görmeyi, yalnız Seni tesbih etmeyi, yalnız Seni tehlil etmeyi, yalnız Sana hamdetmeyi, yalnız Seni tekbir etmeyi, yalnız Seni zikretmeyi, yalnız Senden havf etmeyi, yalnız Seni sevmeyi benden esirgeme! Bana, Sana yaklaşma lütfu ile iltifat buyur! Beni Sen’den uzak kılma! Beni Sen’den gafil bırakma! Secdemi halis kıl! Namazımı makbul kıl! Âmin!”
Dipnotlar:
1- Sözler, 21. Söz.,
2- Bakara Sûresi, 2/277.,
3- Müddessir Sûresi, 74/42-47.,
4- Nesâî, Salât, 6.,
5- Nesâî, Salât, 7.,
6- Nesâî, Salât, 9.,
7- Nesâî, Salât, 10.,
8- Nesâî, Salât, 13.,
9- Tirmizî, Salât, 173.,
10- Rıyâzu’s-Sâlihîn, 106.,
11- Buhârî, 5/688.
Benzer konuda makaleler:
- İman ameli tetikler
- Melekleşmenin yolu anne ve babaya saygıdan geçer
- “Yaratan Rabbının adıyla oku!”
- Namaz kılan başörtüsüzler
- Namazı namaz eden rükünler
- Günahlarınızı yakmaya hazır mısınız?
- Bir annenin feryadı
- Ramazan´da mukabele sünneti
- Peygamberlerde namaz
- Komşumuza karşı sorumluyuz
1963 Mersin Gülnar doğumlu olan Süleyman Kösmene, ilköğrenimini doğduğu köy olan Yarmasu köyünde yaptı. 1981 Mersin İmam-Hatip Lisesi; 1986 Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Milli Eğitimin çeşitli kademelerinde öğretmenlik ve idarecilik yaptı. Yeni Asya Gazetesi Fıkıh Günlüğü köşesinde günlük yazılar yazmakta olan yazarımız, İstanbul’da yayın yapan Bizim Radyo’da ve EuroNur.tv’de programlar yapmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
İlk yorum yapan olun