Narsizm kültürü

Image

Geçen yıl şöyle bir haber yayınlanmıştı:
“ABD’deki bir araştırma televizyon ve dergilerdeki ‘süper kadın’ imajının genç kızları hasta ettiğini gösterdi.
“ABD’de yaklaşık bin (1000) kız öğrencinin katıldığı bir araştırma, genç kızların dergi ve televizyonlardaki gördükleri ünlü kadınlardan olumsuz etkilendiklerini ortaya koydu.

Araştırmaya göre, 16-18 yaş arası genç kızlar ‘süper kadın’ imajına uymak, yani daha zayıf, daha güzel ve daha başarılı olmak için sağlıklarından ödün veriyor. Uzmanlar, her 100 genç kızdan birinde yeme bozukluğu olduğuna, tedavi edilmezlerse 10 yıl içinde bu kızların yüzde 15’inin hayatını kaybedebileceğine işaret ediyor” diyordu. (Gazeteler)
Bir yıl sonra ise şöyle bir haber ajanslara düştü:
“Küçük kızların seksi olmaya çalışması streslerinin artmasına neden oluyor… İngiltere Akıl Sağlığı Vakfı’nın ortalama 10 yaşındaki 350 çocuk üzerinde yaptığı araştırmada, küçük yaştaki kızların süslü olmaya çalışmasının psikolojilerini bozduğu tespit edildi. Özellikle TV’de ve dergide gördükleri ünlü kızlara özenen çocukların ruh hali bozulduğu gibi fiziksel olarak da zarar görüyorlar. Uzmanlar, küçük kızların, ünlülere özenerek zayıflamak için az yemek yediğini hatta hiç yemek yemediğini söyledi. Araştırmada, kızların beğendiği kıyafetler ve eşya için para edinme konusunda da sorun yaşadığı ortaya çıktı. Reklamı yapılan pahalı ürünleri almak isteyen küçük kızlar alamayınca üzülüp strese giriyor.”
“Araştırmada her beş kızdan ikisinin internet, televizyon ve dergilerde zayıf, seksi, ağır makyajlı ve estetik ameliyatlı manken görmekten rahatsız olduğu ortaya çıktı. Kızların üçte ikisi alkolle ve uyuşturucuyla tanıştıklarını söyledi. Öte yandan böyle çocuklar daha anti/sosyal ve dışarıya kapalı kalarak kendi dünyalarında yaşıyor.” (Gazeteler)
Modern ve tüketim toplumunun getirdiği sonuç bu: Çıkmaz sokak.
Tüketim baronları tüketimi körükleyip, arzuları yönlendirirken teknolojiden yararlanıyor. Teknolojinin araçları olan televizyon, internet ve bilumum iletişim araçları insanların elinde birer savaş aletine dönüştü. Çünkü tüketim toplumunda herkes birbiriyle kavgalı ve rekabet halinde. Çünkü herkes kendini “mutlu” etmek için mücadele halinde.
Bunun kısaca tanımı şudur: Narsizm kültürü!
Bu kültürün belirleyici özelliği nedir biliyor musunuz, herkesin zararsız meşguliyetler bulması. Toplumsal olaylardan uzak tutacak hobiler edinmesi, sağlık ve kişisel gelişimin kolektif bir saplantı haline gelmiş olması…
Medyanın reklamlarda narsizmin fantezileri kışkırttığını, bu tür fanteziler sayesinde ortalama insanların kendilerini popüler yıldız ve şöhretlerle özdeşleştiklerini düşünüyorum.
Çünkü reklamlar tüketimi kışkırtıyor. Bilinçaltı tesirlerine baktığımızda tüketim başkaldırının alternatifi olarak gösteriliyor.
Dahası tüketim baronları topluma “yapay ihtiyaçlar”ı alıştırıyor. Yapay ihtiyaçlar yapay alışkanlıkları doğuruyor. Bu sistematik sömürü için bu bağımlılığın oluşturulması gerekiyor onlar için.
İnsanlar tükettikçe insani özelliklerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Arzular, istekler “nesne”leşiyor. Çünkü yönlendiriliyor.
Sanmayın ki bu tehlikeli gidişe “biz” yani, muhafazakar kesim dahil değil.
Tam tersi, bu çetin imtihan, ateşten bir gömlek misali… Asıl sınavı biz veriyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ:

“Bencillik, en belirgin aptallık örneğidir.”

Anderson

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*