Normalde, pek siyâsî makaleler yazmıyorum. Hele de, mubarek Ramazan’da hiç yazmak istemiyorum. (milletin mubarek günlerinin şevkini bozup, bu günler seçimi denk getirenlerin de, kulakları çınlasın!) Ama îcab ettiğinde, mecbur olunca da tabii, yazıyoruz.
Malûmunuz, 31 Mart’ta bir seçim geçirdik ama ne seçim? Şimdiye kadar, 1965’ten bu tarafa seçimleri iyi bilip tâkib eden, üstelik de, okuyarak, duyarak değil, bizzat içinde yaşayarak gelen birisiyim. Böyle bir seçimi hiç görmedik. Seçim sonrası intibalarımızı, Ramazan sonrasına bırakarak, biraz da geç olsa yazıyoruz.
Milletin ekserisi (buna AKP’ye daha önce oy verenler de dâhil) , mevcud iktidarın, bilhassa, pahalılık, adaletsizlikleri vs. icraatları yüzünden, tercihini “millet ittifakı” tarafında kullanıp, oyunu CHP’ye vererek, uzun müddettir, %25’i geçmeyen oy oranını, ilk defa %37,7 e getirmiştir. Ama bunda, dediğimiz gibi, klâsik CHP oyu değil, birçok başka partili vatandaşın da oyu var. Fakat seçimden sonra, bazı Jakoben Kemalistlerin gazıyla, (daha ziyade de, o görüşteki bir iki gazetenin), sanki bu oy oranını kendi seçmeninden almış gibi, ortalıkta, yok “Atatürkçüler kazandı!” yok, “%25 cam tavanı patlattık” yok, yeni genel başkanı kastederek “2. Karaoğlan” teşbihleri yapılarak, milleti kandırmaya çalışıyorlar.
Yahu, dediğimiz gibi, altmış senelik seçim mazisini biliriz. 1950’de, milletten tokadı yedikten sonra, o eski, millet ve din düşmanı CHP, üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin; “Bu asil Türk milleti, ihtiyarıyla (kendi istek ve tercihiyle) o partiyi (CHP’yi) kat’iyyen iktidara getirmeyecek. Çünkü Halk Partisi iktidara gelecek olursa, komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır. Hâlbuki bir Müslüman kat’iyyen komünist olamaz, anarşist olur.” Sözünde de bahsettiği gibi, o eski CHP, tek başına hiç iktidara gelememiştir! 1960 ihtilâlcilerin payanda olmasıyla, AP ile koalisyon yapmıştır. 1965’den sonra, yine, bir varlık gösterememiş, anarşi zemininin hâkim olduğu 1973 ve 1977 seçimlerinde ise, mükerrer, hileli oylar sayesinde, kısa aralıklarla iktidar yüzü görmüştür. 1973 seçiminden sonra, AKP nin mayasını teşkil eden, MSP ile yapılan koalisyon ile iktidara getirilmiştir. 1977 seçimlerinde ise, bizzat yaşayarak geldiğimiz hadiseler neticesinde (https://www.yeniasya.com.tr/osman-zengin/44-senesinde-1977-secimleri_544210,) mükerrer oyların tavan yaptığı bir seçimle, hileli bir şekilde iktidara gelmişti.
Günümüze geldiğimizde ise, CHP’nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin genleriyle oynayarak, din ve millet düşmanlığını bıraktıracak bir şeye imza atmasıyla, CHP’yi eski huylarından bir nebze uzaklaştırmıştı. Mazide, CHP’nin yaptığı zulümlerden, sürgünlerden vb. dolayı milletten özür dileyerek yeni bir sayfa açmıştı. Tabii bu millet nezdinde kabul görse de, eski CHP kafalı Jakoben Kemalistlerde, pek karşılık bulmamıştı. Üstelik de, senelerce zulüm yaptıkları, 1. Cihan harbi gazisi Said Nursî Hazretlerinin “risale-i nur” eserlerine konulmak istenen devlet tekelinin kaldırılmasında da, en büyük rolü oynamıştır.
İşte, meydana gelen bütün bu değişimlerden dolayı, CHP, millet ittifakı sayesinde, geçtiğimiz 14 Mayıs seçimlerinde, bayağı bir mesafe almasına rağmen, bazı sebeblerden dolayı kazanamamış ama bu seçimin kazanılmasında, Kılıçdaroğlu’nun büyük rolü olmuştur. Bu da unutulmamalıdır!
Onun için, bu son seçimde, hani onların tabiriyle ;” , “%25 cam tavanı patlattık”? Sözleri var ya, onu, CHP’nin klâsik oyları ile değil, diğer partili vatandaşların oylarıyla yaptılar.
“Atatürkçüler kazandı!” sözünün adresi ise, “Atatürkçü partiyiz” diyen Muharrem İnce’nin aldığı oy ve % 5’lik oy oranıdır.
“2. Karaoğlan” sözü ise, gülünecek bir sözdür. Ecevit’in hile ile aldığı iki seçime bakmak lâzım.
Hem, eğer seçim propagandasında, bu başlıktaki sözlerini söyleyerek girselerdi, ne olurdu acaba? Şimdi, onları mahallî seçimlerin iktidarı, birinci partisi yapan millet, onlara oy verir miydi acaba?
Kazandılar, “hayırlı olsun!” diyelim. Bundan sonra çok dikkat edip, milleti incitici, ürkütücü, rahatsız edici şeylere, müsaade edilmemesi lâzım, Meselâ, Ankara Mamak’ın CHP’li Belediye başkanın mazbata merasiminde, ezan okunurken, konuşmasını hemen kesmesi üzerine, arkasındaki bir kişinin “Burada kaç tane cami var, buranın ezanı biter mi? Bu ne ya! Ora cami ora cami’ demesi ve yine bir kadının “merak etmeyin, ezan 15 dakika sürer (hangi ezan 15 dakika sürer, bilen var mı? Namazda gözü olmayanın, ezanda kulağı olmaz misâli, burada tam oturmuş.) işte, bu gibi şeylere dikkat edilmez, millete ve değerlerine karşı gelinirse, Kılıçdaroğlu sayesinde yakaladıkları bu netice de, bir son olur.
Benzer konuda makaleler:
- Anketler mi, gerçekler mi?
- Eğer Demokrat Parti düşerse
- AKP zayıfladı mı?
- Muhalefet Ne Durumda?
- Lider sultası mı, prensipler demokrasisi mi?
- Sedat da SADAT da olsa sandık gelecek!
- 6’lı Masanın altında Saray mı var?
- Demokrasi ittifakı zamanı
- CHP’deki değişiklikler ve Bediüzzaman’ın tespitleri
- Siyasette “fetret” devri mi?
Bediüzzaman’ın “Eski hâl muhal yeni hal ya izmihlal.”
Bu söz herkese hitap ediyor, anlayanlar ders alır ümidiyle….