Üçüncü vehimli suâl: Ehl-i dünya diyorlar ki: “Sen bizi sever misin? Beğeniyor musun? Eğer seversen, neden bize küsüp karışmıyorsun? Eğer beğenmiyorsan bize muârızsın. Biz muârızlarımızı ezeriz.”
Elcevap: Ben değil sizi, belki dünyanızı sevseydim, dünyadan çekilmezdim. Ne sizi ve ne de dünyanızı beğenmiyorum. Fakat karışmıyorum. Çünkü ben başka maksattayım; başka noktalar benim kalbimi doldurmuş, başka şeyleri düşünmeye kalbimde yer bırakmamış. Sizin vazifeniz ele bakmaktır, kalbe bakmak değil. Çünkü idarenizi, âsâyişinizi istiyorsunuz. El karışmadığı vakit, ne hakkınız var ki, hiç lâyık olmadığınız halde “Kalb de bizi sevsin” demeye?
Kalbe karışsanız: Evet, ben nasıl bu kış içinde baharı temenni ediyorum ve arzu ediyorum; fakat irade edemiyorum, getirmeye teşebbüs edemiyorum. Öyle de, hal-i âlemin salâhını temenni ediyorum, duâ ediyorum ve ehl-i dünyanın ıslâhını arzu ediyorum. Fakat irade edemiyorum; çünkü elimden gelmiyor. Bilfiil teşebbüs edemiyorum; çünkü ne vazifemdir, ne de iktidarım var.
Dördüncü şüpheli sual: Ehl-i dünya diyorlar ki: “O kadar belâlar gördük ki, kimseye emniyetimiz kalmadı? Sana nasıl emîn olabiliriz ki, fırsat senin eline geçse, arzu ettiğin gibi karışmazsın?”
Elcevap: Evvelki noktalar size emniyet vermekle beraber, memleketimde, talebe ve akrabam içinde, beni dinleyenlerin ortasında, heyecanlı hadiseler içinde dünyanıza karışmadığım halde, diyar-ı gurbette ve yalnız, tek başıyla, garip, zaif, aciz, bütün kuvvetiyle ahirete müteveccih, ihtilâttan, muhabereden kesilmiş, îman ve ahiret münasebetiyle uzaktan uzağa yalnız bazı ehl-i ahireti dost bulan ve başka herkese yabanî ve herkes de ona yabanî nazarıyla bakan bir insan, semeresiz, tehlikeli dünyanıza karışsa, muzaaf bir dîvane olmak gerektir.
Mektubat, 16. Mektub, s. 114
LÛGATÇE:
vehim: Kuruntu, olmayan birşeyi varmış gibi kabul etme.
muârız: Karşı, zıt, ters.
hal-i âlem: Şimdiki hâl ve yaşama şekli.
salâh: Birşeyin en iyi hâli, rahatlık.
Benzer konuda makaleler:
- Ne hakkınız var “Kalb de bizi sevsin” demeye?
- Ebedî hayatı berbat etmek, ehl-i aklın kârı değil
- Afaki meselelerle meşgul olmanın zararları
- Vazifeniz ele bakmaktır, kalbe bakmak değildir
- Üç Aylarda dualarla yardıma koşmak
- Milliyetimizi, yalnız İslâmiyet biliyorum
- Hakkı tanıyan, hakkın hatırını feda etmez
- Başkalarının imanına kuvvet vermek
- Mübarek aylarda halis duâlarla yardımlaşmalı
- Risale-i Nur’u tam serbest bırakınız
Kur’an’ı çağa tefsir ederek, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu dünyadaki vazifem nedir?” sorularına cevaplar sunan, “iman-ı tahkiki”, “ahlâk” ve “istikamet” rehberi Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi.
İlk yorum yapan olun