Nefis terbiyesi veya şahsî gelişimin unsurları

Sahanın uzmanları; “rûhî zekâ (SQ), zihnî zekâ (IQ) ve duygusal zekânın (EQ) yoğrulmasından hâsıl olan yüksek bir anlayış ve şuur düzeyini elde edebilme mahareti” olan “nefis terbiyesi”nin, diğer bir tabirle “kişisel gelişim”in unsurlarını şöyle sıralayıp tanımlıyor:

* Öz şuûr: İnsanın kendisini, beden/duyu-rûh/duygu beraberliği çerçevesinde tanımasıdır: Ma’rifetü’n-nefs.

* Öz kontrol: İnsanın kendisini yönetmesi. Hedef belirleme, kendisini harekete geçirme, his, dürtü ve isteklerini kontrol edebilme; aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, ruh hâlini düzenleyebilmesidir.

* Olumlu/olumsuz duygularını terbiye edip yönlendirebilme, irâdesine sahip olma.

* Öz güven, tevekkül: Kişiliğimiz, karakterimiz, bilgi birikimimiz ve davranış biçimimizi ifâde eder. Kendimize bakışımız ve çevremize karşı bakış açımız ve kurabildiğimiz iletişimi de kapsar. Her türlü olumsuzluğu rıza ile karşılama, direnebilme gücüdür aynı zamanda.

* Empati: Bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun düşüncelerini doğru olarak anlaması, duygularını hissetmesi ve bu anlayışını ona sözlü ya da beden diliyle (lisan-ı hâl ile) anlatması sürecidir. Diğer bir ifâdeyle diğergamlık, başkasının istek ve ihtiyaçlarını anlayabilme, yardımlarına koşabilmedir. Bediüzzaman, empatinin mahiyetini ve İslâm literatüründeki yerini şöyle anlatır: “Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip, onların şerefleriyle şâkirâne iftihar etmektir. Bu, fenâ fi’l-ihvân suretinde güzel bir düsturdur. Kardeşler arasında buna tefânî denilir. Yani, birbirinde fâni olmaktır. Yani, kendi hissiyat-ı nefsaniyesini unutup, kardeşlerinin meziyetleri ve hissiyatıyla fikren yaşamaktır.”1

* Olumlu iletişim, diyalog ve uzlaşma yeteneği: Problemler karşısında egoist davranmadan uzlaşma ve diyalog çabası içinde olma; kavga, şiddet arayışından vazgeçmedir.

* Ümitvâr olma: El-emel, yâni, İlâhî rahmetten kuvvetle ümit beslemek.

* Duygu ve duyuları (nefsi) terbiye edip hâkimiyet kurabilme, iyiye, güzele, mükemmele yönlendirebilme; aklî, kalbî, hissî irtibat ve iletişim kurabilmedir.

* Ruh/duygu, beyin gücünü ve bedendeki elektrik ve sayısız biyo-elektro-manyetik enerji türlerini kullanabilme, kontrol edebilme, yönlendirebilmedir.

* Ruh ve beden beraberliğinde dengeyi sağlayabilmedir.

* Ve sonuçta başarı, huzûr ve mutluluğu yakalayabilmedir.

Hülâsa nefis terbiyesi; hâl ve davranış bilimidir; hayatı düzenleme san’atıdır. Eğer, sinema ve tiyatroda, başkası gibi rol yapmak bir san’at ise; hayatının rolünü düzgün oynamak, dengeyi korumak, dosdoğru yol olan “sırat-ı müstakîm” çizgisini takip edebilmek daha büyük bir san’at olmalıdır.

Dipnot:
1- Lem’alar, s. 166.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*