Neler Oluyor?

Şerif Mardin “AKP Kemalizm’in yeni versiyonudur” demişti. Yapılan icraatlar ve ülkemizin geldiği sosyal, ekonomik, hukuk ve diğer alanlardaki son durum bu tespiti haklı çıkardı.

Mağdur Edebiyatıyla İktidar Olmak

Mağdur edebiyatı ile kitleleri arkasına alan siyaset mühendisliği AKP’yi iktidara taşıdı. İlk iki seçimde alternatifi olmayan bir parti olarak iktidar oldu.

O günlerde rahmetli Demirel’i ziyarete gitmiştik. Kendisine “beyefendi demokrat misyonun başına geçin. Demokratları toparlayın” dediğimizde bize asırlık bir cevap vermişti: “Toplumsal bir talep var mı?”

Evet, o günlerde gerçekten toplum, imamını bulmuş cami cemaati gibi idi. Yeni bir iktidar arayışı kat’iyyen yoktu. Demirel feraset ve tecrübesi ile toplumun bu halini okuduğu için teklifimizi nazikçe ve hikmetli bir soru ile reddetmişti.

Şimdi ise siyaset mühendisleri ellerini ovuşturup duruyorlar. Bir hayli yıpranan AKP iktidarı halinden memnun olmayan kitleleri ortada bıraktı. Ne hallerini düzeltebiliyorlar ne de durumlarının düzeleceğine dair bir umut ortaya koyabiliyorlar.

Toplum gerçekten içinde olduğu büyük problemleri çözebilecek bir kadro, bir siyasi alternatif arayışında iken; yeni Kemalist versiyon AKP kurmaylarının harika bir fikir akıllarına geldi. Kendi kendilerine sordular: “Biz nasıl iktidar olduk?” Cevap verdiler: “Mağdur edebiyatı ile.”

O halde bu kullanışlı ve güzel yolu niçin eski Kemalistlere de açmayalım? Onları bu millet bir dönem meclis dışında bırakmıştı da iteleye kakalıya zor meclise sokmuştuk. Şimdi bizim boyalarımız tamamen döküldü, bundan sonra bizim Kemalizm’i sırtlayacak gücümüz de yok kandıracağımız geniş kitle de kalmadı.

O halde CHP’ye komple bir mağdur tiyatrosu sahneleyelim ki bir 25 sene de eski Kemalistler iktidara gelsin. Bu milletin canına okusun. Millet sittin sene belini doğrultmasın. Demokrasiyi, Avrupa Birliğini, hukuku, insan haklarını filan unutsun.

Siyaset Mühendisliği 

Bu tiyatronun açılışı gözaltılar ile başlıyor. İkinci perdede tutuklamalar geliyor. Sonra ceza evleri bölümü oynanmaya başlıyor. Derken haksızlıklara karşı hassas olan milletimiz miting meydanlarını dolduruyor.

Etkili söylemleri olan siyasetçi, gazeteci, TV yapımcısı sahne almaya başlıyor. Derken iyice köpürtülen kitleler seçim taleplerini yüksek perdeden seslendirmeye başlıyorlar.

Siyaset mühendisleri ölçüm aletleri ile seçimin muhtemel sonuçlarını ölçmeye başlıyorlar. Eğer ki mağdur edebiyat tiyatrosu tutmuş ise seçim hazırlıklarına başlıyorlar. Derken seçim ve tiyatroyu sahneleyenlerin tebessümleri; seyredenlerin şaşkınlık içinde evlerine dönüşleri.

Emekli, işçi, memur gibi dar gelirlileri evde çocuklar ve boş buzdolapları karşılıyor. Kira, elektrik, gaz, telefon faturası gibi ziyaretçiler birkaç gün sonra geçmiş olsun ziyaretine geliyorlar.

Çeyrek asır AKP-CHP tahterevallisi siyaseti yaşadık. Meclisimiz parti başkanlarının hazırladığı milletvekili listelerinden meclise gelenlerle doldu. Ülkemizin uluslararası standartlarda hali belli. Bu dönemde kesesini şişiren bir azınlıktan başka halinden memnun geleceğinden emin kimse kalmadı.

Çözüm: Bediüzzaman’ın Yolunu Takip Etmek

Bu ülkede padişahlık, cumhuriyet, tek parti ve demokratik sisteme geçiş dönemlerini yaşamış ve hep isabetli teşhisler ve çözüm yolları göstermiş olan Bediüzzaman hazretlerini dinleyip tam mutabık hareket etmek zamanı gelmedi mi?

Emirdağ Lahikası’nın dikkatle bir defa daha okunması gerekmiyor mu?

“Hususan oradaki eski tahribatı tamirata başlayan hakikî vatanperverler olan Demokrat namında hamiyetli Ahrarlar, yani hürriyetperverler, Nur ve Nurcuları takdir etmelerine çok minnettarım. Onların muvaffakıyetine çok dua ediyorum. İnşaallah, o Ahrarlar istibdad-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer’iyeye vesile olacaklar.” (Emirdağ Lahikası)

Üstâd “Riyaset-i şahsiyenin kat’iyen aleyhindeyim.” dediği halde, biz kaç yıldır tek adam idaresi altında ülkemizde gelişme hayalleri kuruyoruz.

Şimdiden yazıyorum. CHP’ye karşı gibi yaşanan son gelişmeler, sahnelenen büyük bir tiyatrodur. Ülke gündemi bununla meşgul edilirken Demokrat namında hamiyetli Ahrarlar ademe mahkûm edilmeye çalışılıyor.

Artık “yeter söz milletindir” deyip dağ, sahra kapı kapı dolaşıp CHP oy pusulasını DP oy pusulası ile değiştirecek kahramanlar da bulamayız.

Bunun bedeli telafisi imkânsız pişmanlık olur. Bizden hatırlatması.

Benzer konuda makaleler:

• Mehmet Kutlular: Bir nur talebesinin siyasetteki istikameti
• Müflis Proje: KEMALİZM
• Ezanı aslına çevirmek, demokratların ilk icraatı oldu
• Terörün çözümü Bediüzzaman’da