Neler oluyor

Evet Yeni Asya’yı kim eleştiriyorsa bilsin ki kendini karalıyordur. Zira gazetemizin 44 yıldır çizgisi aynı.

Dünyanın bir ucundaki kelebeğin kanat çırpmasının dünyanın diğer ucunda fırtınaya yol açması şeklinde tasvir edilen, dünyadaki en ufak bir değişimin, zincirleme olaylar şeklinde tahmin edilemeyecek boyutlardaki değişimlere sebep olabileceğini açıklayan etkidir kelebek etkisi. Bir kelebeğin kanat çırpmasıyla Amazonlar’da fırtınaların meydana gelmesi nasıl ki, kâinata konulmuş İlâhî kanunlarla ilgiliyse, aynı kanunların insanlar âlemi için geçerli olanlarını keşfetmek ve bütünü görmek en birinci vazifelerden oluyor.

Olaylar bir zincirin halkaları nihayetinde. Her son bir başlangıç, her sonuç bir sebep. Rabbimiz öyle bir nizam ile kurmuş ki bu alâkadarlığı, halkaları anlamakta zorluk çekiyoruz. Geçmişle ve gelecekle alâkadarız meselâ. Geçmiş ders çıkarmak için var ders çıkarmıyoruz tekrar ediyor.

Olaylar karşısında “bütüncül okuma” yapamıyoruz. Önce sadeleştirme çıktı sonra bandrol meselesi ve şimdi de tekelleştirme-inhisar altına alma çabaları… Dilimizde sadece şu cümle: “Vay be nerden nereye!” Anlık değerlendirmelerle gündem uzmanı olduk. Az okuyan bir topluma bir de unutkanlık eklenince ‘an’ı yaşıyoruz her daim.

Efendim nereye gitmek mi istiyoruz bunca örnekten sonra? Yeni Asya’ya… Asya’nın bahtının miftahına… Gerçekten haber veren gazeteye. Olaylara anlık değil tecrübelerle, dün ile bugünü geçmiş ile karşılaştırıp sunan gazeteye.

Son zamanlarda Yeni Asya hedefe konmak istiyor. Eleştirilmek değil karalanmak istiyor gündüz-gece. Bugün gırtlağına kadar siyaset bataklığına saplanmış kişilerin karalamaları meselâ. Halbuki onlar gibi düşünsek hemen sesi kesecekler. Karalayıcılar da fazla uzaktan değiller.

Evet Yeni Asya’yı kim eleştiriyorsa bilsin ki kendini karalıyordur. Zira gazetemizin 44 yıldız çizgisi aynı. Hiçbir zaman birilerine paralel olmamış hatta işleri düştüklerinde kendisine paralel olunmuş istikamet üzere bir gazetedir. Hatta gazeteden daha fazlasıdır. İstikamet keramettedir derler, Yeni Asya da, istikamet, müstakim olmak, doğru dürüst davranmak şeklinde hareket etmektedir. Bu yol ifrattan ve tefritten uzaktır. Yolcusunu itidal üzere muhafaza eder. Sırat-ı Müstakim üzere bulunmak zoru tercih etmek, nice manevî ve zahirî sıkıntıları göze almak demektir. Evet Zübeyir Ağabeyimizden aldığımız ders ile bu yolun çetin olduğunu biliyoruz. Eğrilip bükülmenin bize asla yakışmadığını da biliyoruz.

Bugün gözüne bir beyaz kıl inip, o kılı ay zannedip, “hilâli gördüm” diyenler, az izan, biraz makuliyet. Kolay değil 45 sene! 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*