Neoliberallerin Almanya çıkarması…

altPEGIDA ile başlayan sokak hareketlerinin kısa bir zamanda partileşmesi ve akabinde, ülkenin en köklü partilerini (Liberaller ve Yeşilleri) geçerek Meclise girmeleri karşısında herkes şaşkın.

Daha önce, yüzde seksenleri geçen ana partilerin bu kez yüzde elli dolaylarına düşmeleri, hakikaten sarıya boyanmış turuncucuların büyük bir devrimi.

Bu köşeyi dikkatlice takip edenler, ikazlarımızı hatırlarlar. Arşivimizdeki Almanya yazılarına dönüp baktığınızda, AB’yi parçalama sadedinde, daha önce Almanya siyasetini parçalamaya girişenlere karşı yaptığımız ikazları net göreceksiniz.

NEOLİBERAL SERMAYE AB İLE SAVAŞIYOR…

Bu savaş elbette yeni değil. Neoconların BOP’u, Şam’a toslayıp Arap Baharı balonu sönünce, müttefiklerinin ikazıyla neoliberaller ellerini sıkı tutuyorlar. George Soros’dan; Ön Asya ve Kuzey Afrika üzerinden milyonların Avrupa Birliği’ne taşıttırılması projelerine kadar… AKP’nin hem bu projede ortak, hem de Almanya ile nizalı olması, oyunun kamuflajı gereği… Zira siyasette lâfız mananın zıddı olarak tezahür ediyor bugün.

Eski Avrupa Parlamento Başkanı Martin Schulz, en az neoliberallerin beyin takımı kadar bu savaşın farkında. Muhalefet cephesine çekilip, Merkel bohçasını açmaya başlarsa, geçmişteki hesaplar da faturaya yansıyabilir. Zira karşısında Christian Wulff yerine, Avrupa Birliği düşmanlarının ipliğini pazara çıkaracak bir rakibe dönüşürse, Merkel ve ekibini cepheye süren kuvvetler anında yer altında çekileceklerinden, Angela’nın şu zaferinin derunundaki acı mağlûbiyeti, birçok Alman politikacı ve yazar, konuşmaya başladılar bile.

AB’nin misyonu ile neoliberallerin misyonları ortada… AB; ileri demokrasinin sermayenin tasallutundan kurtulması için şeffaflık istiyor. Hür ve demokratik parlamentolara sermayenin karışmamasını istiyor. Hukukun üstünlüğünü; ailenin, ahlâkın, çevre ve insanın korunmasını istiyor.

Ya liberaller… Ahlâksız evliliğin propagandasını yapan Westerwelle’nin takipçileri, nazi sloganlarının arkasına saklanan kızıllar, Alman kültürünü biraya, ahlâksızlığa ve ırkçılığa indirgeyen – güya – alternatiflerin ne istedikleri elbette belli… Kaos, kuralsızlık, semavî dinlere ve geleneğe düşmanlık, sermayenin önündeki bütün insanî engellerin kaldırılması… Ta ki köpekbalıkları istedikleri gibi avlanabilsinler ve çekirge sürüleri de, istedikleri coğrafyayı keyiflerince talan edebilsinler diye…

KARANLIK SERMAYE, KARANLIK İLİŞKİLER VE KIZILA DÖNÜŞEN TURUNCU…

Kurulduğundan bu yana, AfD’nin bütçesi ve harcamaları sorgulanıyor: Cevap yok… Sermayenin susturduğu medyanın dışındaki internet dünyası, sormaya devam ediyor. PEGIDA’yı da sormuştu… Bir anda yüz binlerce sokak insanı nasıl belli merkezlere toplattırılıyordu. Servis, transport ve buna benzer harcamalar… Tık yok… Gördüğünüz gibi, tetikçiler vazifelerini tamamlar tamamlamaz istifa ediyorlar. (Eşbaşkanları istifa etti.) Hiç böyle parti olur mu, Almanya hiç böyle zayıf karakterli politikacı görmüş müydü?

Bakalım Rothschild ile Rockefeller’in ittifakı AB’yi mağlûp edebilecek mi? Birlikte göreceğiz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*