Niçin Yeni Asya, niçin banrol?

Türkiye’de gündemler o kadar hızlı ve bir o kadar da çok değişik ki, hem bir vefa borcu ve hem de doğrunun yanında yer almak için bir kaç kelam etmez isek kendimi manen bir ıstırabın içinde bulurum. İnsan ne olursa olsun, yemek yediği yere veya fikir bazında yetiştiği mekanın ve ismin varlığına ihanet edemez. Bir kaç kişi var, isimleri bizde mahfuz. Bunlar yukarıyla da sarmaş dolaş oldukları için, iktidara yakın yazılı görsel basında alabildiğine konuşuyor ve yazıyorlar. Bilhassa “Yeni Asya ve Bandrol” hakkındaki yazı ve ifadeleri tamamen yanlış ve yalan. Hz. Peygamber (asm) “aldatan bizden değildir” diyor. Bugün aldatabilirsin, fakat yarın ve yarınlar hepsi ortaya çıkar ve nitekim de çıkıyor.

Birisi çıkıyor Yeni Asya’yı kast ederek “Yüzde 1’lik bir gurup” tabiriyle Yeni Asya’yı ve tüm camiasını Nurculuğun dışına iteklemeye ve sahadan, kendi aklınca “silmeye” çalışıyor. Halbuki Yeni Asya kurulduğundan bugüne geçen kırk küsür yılda nice operasyonlar oldu bitiremediler. Yeni Asya haklı çıktı. Şimdi gene çıkacak inşallah. Sen o halinle Risale-i Nurları ve Yeni Asya’yı nasıl sileceksin? İhtilalciler de Hz. Üstad’ı kabrinden çıkardılar fakat kalplerimizden çıkaramadılar…

Kaldı ki Risale-i Nurlarla kim hainane uğraştı, kişi bazında cemiyet ve iktidar bazında çok büyük tokat yediler. Çünkü Hz. Bediüzzaman “Risale-i Nur Anadolu’nun manevî sadakasıdır” manasında yüzlerce tespiti ve tesbiti vardır. Türkiye bir vücud Cenab-ı Allah bizim Van’ın Soma’nın ve emsali yerlerin umumunu, ikaz için kulağını çekiyor. Ya İstanbul’un kulağını çekse, acaba Türkiye o yıkıntıdan ayağa kalkabilir mi? Şimdiki hadise çok şeye gebedir…

Yine bu tipteki kişiler pirincin içindeki beyaz taşlar gibidir, maksatlıdır ve derin gayelerin peşindedirler… Sn. Başbakan “Benim ofise böcek bıraktılar”diyor. Oraya böcek bırakanlar bizim pirincin içine niye beyaz taş koymasınlar? Bu günkü bandrol olayında beyaz taşların rolleri en aktif haldedir. Bunların bir kısmı ne hazindir ki,Yeni Asya’nın şemsiyesi altında “büro temsilcisi, muhabir, yazar”gibi unvanlarla palazlandılar. Önceden de ikazımız vardı şimdi de vardır. Yeni Asya düşmanlığı, Yeni Asya’nın ve onun çilekeşlerinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor, nerde kaldı yüzde 1’ler? Türkiye’de kahramancasına Risale-i Nur ve Said Nursî diyen Yeni Asya’dır ve onun yazarlarıdır ve okuyucularıdır.

Hz. Bediüzzaman’ın tabiriyle “Kurt gövdenin içine girerse mukavemet zordur.” Kurt bir yandan, beyaz taşlar bir yandan, Allah bunlara fırsat vermesin ve maskelerini daima düşürsün. Bize sebat, bize azamet ve bize hüşyarlık düşer. Bu tip insanların mutlaka bir yerinde “haramzadeliği” ve çeşitli kontakları vardır. Yoksa bandrol adı altında, hem Yeni Asya’ya yükleneceksin hem de bütün Nur guruplarını birbirine düşüreceksin, akıl alacak gibi değil. Biraz daha açayım. Suriye’deki Mısır’daki Müslüman gurupların maddî çatışması gibi, 50 kusur yıldan beri başta Yeni Asya neşriyat olmak üzere yapılan cihan şümul hizmete “Bandrol” adı altında takoz koymak melekî bir hadise değil, ancak şeytanîdir.

Daha acıklısı eserin sahibi merhum Hz. Bediüzzaman ve kardeşi merhum Abdülmecid Efendiler istemiyor ve hayatta bulunan Abdülmecid Efendi’nin kızı muhtereme Saadet Hanım istemiyor imzası yok dilekçesi yok. Öyle ise siz kimsiniz ve kimlerin adına çağın Nur hizmetine el koymaya yelteniyorsunuz ve yanlış kanun peşindesiniz ? “Siyasetten, şeytandan kaçar gibi kaçan” Hz. Bediüzzamanın eserlerini şahsî kapris ve çıkarlar yüzünden siyasîleştiriyorsunuz? Bunlar dehşet engiz entrikalardır. Bugün dua, bugün göz yaşı, bugün destan yazmak gün ve geceleridir.

Leyle-i Kadriniz mübarek olsun…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*