Niyet, günahı sevaba nasıl kalbeder?

alt

Mesnevi-i Nuriye’deki, “Nazarla niyet mahiyet-i eşyayı tağyir eder (çevirir). Günahı sevaba, sevabı günaha kalb eder. Evet, niyet âdi bir hareketi ibadete çevirir. Ve gösteriş için yapılan bir ibadeti günaha kalb eder.” 1 (Bediüzzaman Said Nursî,) bölümü müzakere eden kardeşlerimiz sordu:

“Günah, niyet ile sevaba nasıl dönüşür?”

Mesela, yalan söylemek günahtır. Ancak, birisinin; hasmını öldürmeye veya zarar vermeye gittiğini gören; niyeti caydırıp yolunu değiştirmek ise ve yalan söylerse, bu günahı sevaba kalb olur.  Mesela, başkasının varlığına, parasına el koymak günahtır. Ancak, niyet, sefihin sefahetini ve fıskını önlemek ise, ona el koymak, sevaba kalbolur. (Yalnız, el konan şeyi kendi menfaatine kullanmak değil, yalnızca sefahete mani olmak için el koymalı ve zarar vermeyecek şekilde iade etmenin formülleri bulunmalı.)

Mesela, gıybet etmek, başkasının aleyhinde konuşmak günahtır. Ancak, “fasık-ı mütecahırin”, yani, fıskı, günahı alenen işleyenlerle arkadaşlık, dostluk kurulup günaha düşmemeleri niyetiyle aleyhlerinde konuşmak sevaba kalbolur.

Keza, “zarar görmemesi niyetiyle” hilebaz, dolandırıcı, hırsız ile ortaklık kurmak isteyen birisine durumu anlatmak, onu uyarmak için aleyhinde konuşmak sevaba inkılab eder.

Mesela, çocukların kalbini kırmak, onları korkutmak, darbetmek günahtır. Ancak, anne-babasına haber vermeden evden uzaklaşan veya kötü bir yere gitmek isteyen çocuğu vaz geçirmek niyetiyle korkutmak, darp etmek sevaba kalbolur.

Mesela, gemiyi yaralamak günahtır. Ama, niyetle “gamiyi yaralamak” sevaba kalbolur. Tıpkı, yeni gemilere el koyan kralın, bu kötülüğünü önlemek için, Hz. Hızır’ın (as), fakir kardeşlerin gemilerini yaralaması gibi. Bu günah sevaba kalb oldu.

Mesela, “tenkit günahtır.” Zira, tenkidin saikı, psikolojisi, “ya nefretin teşeffisi (rahatlaması) ya şefkatin tatminidir” 2

Ancak, eleştiride niyet; gerçeği bulmaya hizmet, yanlışa düşülmesini engellemek ise, “şefkatin tatmini” olur ve sevaba inkılap eder.

Eğer eleştiriyi insaf işletirse, gerçeği parlatır.3  Gurura dayanan tenkit ise, müthiş bir hastalık ve musîbettir.4 Hem hakikati incitir, hem de gayret ve şevki kırar. Dolayısıyla günahtır.

Eğer münekkidde niyet, gerçeği bulma ve ifâde etme aşkı var ise, sevaba kalbolur.

Mü’minlerin, ilim adamlarının lüzumsuz şeylerde biri birini tenkit etmeleri gayet zararlıdır. İlim ve fikir ehli, mal satın alan bir müşteri gibi yalnız kusurları görememelidir.5

Kıskançlık, ele geçirememe, aşağılık kompleksinden kaynaklanan tenkidin zararları ve günah olduğu açıktır.

Tenkitte niyet; oto-kontrolü sağlamak ise, sathî bir nazarla yapılmazsa sevaba dönüşür.

Dipnotlar:
1-  Mesnevi-i Nuriye, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 45.
2-Bediüzzaman Said Nursi, İçtimâî Reçeteler, 1: 200;
3-Bediüzzaman, Hutbe-i Şâmiye, s. 147;
4-Age, s. 147;
5- Bediüzzaman, Muhakemât, s. 105;

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*