Nurculuk üzerine oynanan oyunlar

Hasbihal

nurculuk

altBin yıldan beri İslâmın bayraktarlığını yapan canımız Anadolu’nun bunca güzelliklerinin yanında, bahtını karartan olaylar, planlar, projeler de vardır, olagelmiştir. Bu konuyu afaki bazda değildi enfüsi bazda ele almaya çalışalım. Son zamanlarda; Risalei Nurlar ve Nurculuk hakkında derin mahfillerin zındıka projelerinden birisi “SİYASİ MÜCEDDİDLİK” konusu! Bu bir algı operasyonu!

Bir zamanlar “Nurcular” arasında kafa karıştırmak için bir: “sarıklı genç” beklentisi ortaya atılmıştı. Bu proje! Sofimeşrep, hayalperest prototipleri bir beklentiye sokmuştu. Bu ince plan! Cemaat içerisinde az da olsa menfi bir psikolojik hava meydana getirmişti. Risalei Nurlardan ve hayat tecrübelerinden bunca delil ve hakikatlere rağmen maalesef hayalperest beklentiler az da olsa olabiliyor. Kafalarda şüpheler o-luş-tu-rul-du!  Boşuna kürek çekildiği anlaşılmadı. Neticede başlara balyoz düştü! Bu büyük depreme rağmen ayılanlar var hâlâ hayal peşinde koşanlar var.

Şimdi de buna benzeyen başka bir garabet; şamata ve hamasetle ortaya atıldı. Güya cemaat mensubu sıfatıyla, değişik bir versiyon, farklı bir garip siyasi hayalperestler türedi. Siyasî noktada Bediüzzaman’ı ıskalayıp, gölgeleyip, yeni bir “çakma, naylon, Siyasî Müceddid” türetme histerisi depreşti.  Kafa karıştırma gayreti birçok araç kullanılarak yapılıyor. Yeni bir kaynak ve müceddid bulundu! Bu varsayım, hedef saptırma ve kandırmacanın farkındayız! Bu tür mesnetsiz, boş hayaller, dünyayı ve feleğin çarklarını tersine döndürmeye çalışmaktır. Bazılarının kafası karışsa da gizli komiteler hedeflerine ulaşamayacaklardır. Bu sinsi planlar ve yanlışlar zamanla hüsrana dönecektir! Üzücü olan Dava adamı olma iddiasındaki Nur Gruplarından bazılarının buna sahip çıkmasıdır. Bazı safdil dostların her sahada “MÜCEDDİD” olan üstadlarını bu makamdan ıskat edip onun davasının ruhuna tam karşı olduğu bir siyasi çizgi ve görüşün sahibine bu manevi makamı layık görmeleri onlar adına büyük bir vebaldir! Bu üstada ve Risalei Nurlara yapılan büyük bir ihanet ve vefasızlık değil midir? Sorarız! İbretli! Ve düşündürücü! Bu davamız, Müslümanlar ve İslâm âlemi için affedilmez bir yanılgıdır!

Şu bir gerçek ki; büyük davalar büyük bedeller ödenerek ayakta kalabilir. Cenabı Hak ehli imana basiret, feraset, vicdan ve akıl versin. Bu konuda temennimiz ve yapacağımız dua, sabır ve makuliyettir.

12 Eylül münafıkane ihtilali ve 28 Şubat post modern darbe teşebbüsünün demokrat misyona ve Müslümanlara yaptığı büyük tahribat yetmedi galiba! İslam’a, Kur’an’a,  bütün, manevi değerlere yapılan suistimal etme gayretleri yetmedi ki o menhus zihniyet şu anda doğrudan “Nurculuğu” aynı şekle getirme gizli planını uygulamaya koymuş görünüyor! Bu zındıka planına karşı şuurlu Müslümanların, tahkiki iman sahibi olanların, özellikle Yeni Asyacı Nurcuların çok daha dikkatli olması lazımdır diye düşünüyorum.

Nurculuğu da “Light!” yani yumuşak bir anlayışa taşımak, sulandırmak ve gölgelemek için çok gizli çok derin çok özel dehşetli bir plan ve propaganda algı operasyonu var. Çok derin ve ince planla Risalei Nur Külliyatı ve mümtaz müellifi asrın müceddidi Bediüzzaman Said Nursî hazretlerinin gölgelenip ötekileştirilmeye çalışıyor. Bunun farkında olmalıyız. Bu mukaddes davanın sahibinin Allah olduğuna inanıyor ve Cenab-ı Hakkın inayet ve rahmetine güveniyoruz. İstikbalin parlak olduğuna inanıyoruz. Bu menhus planı bozacak hakikatleri daha dikkatlice okuyup anlayıp anlatmaya daha fazla devam edeceğiz.

Cemaatimiz, gazetemiz, şahsı manevimiz, insanımız, ülkemiz ve Müslümanlar için çok daha dikkatli olarak Nurculuğun halis bir iman hareketi olduğunu ve insanlığın maddi ve manevi hastalıklarının ilacı olduğunu daha kuvvetli haykıracağız. Çünkü Nurculuk; dünyeviliğe, maddiliğe, menfaate karşı; semaviliğe, kudsîyete,  maneviliğe sahip çıkıp haykıran bir iman davasıdır.

“Nurculuk”; cemaat ve maneviyat kelimesinin mutabıkı ve mâsadakıdır. Bizim Nurculuk ve cemaat anlayışımız, inanışımız budur. Bu mana ve anlamı gölgelemeye çalışan zındıka kuvvetiyle olan manevî mücadelemiz vardır ve biz var oldukça bu manevi mücadele aralıksız devam edecektir inşallah!

Üstadımızın vefat yıldönümünde, bu önemli konuya odaklanıp, geri atmadan, gayretle çalışmalıyız. Risalei Nurlardaki muhabbeti, aşkı, şevki kamuoyunun nefis, kalp dünyasına nakşedip Müslüman kardeşlerimizle paylaşmalıyız.

Bunu her ortamda gündemde tutmalı, ilana ve tatbikinde devamlı olmalıyız. Hedef saptıranlara kanmadan, algı operasyonlarından kurtulup, cemaatimize, Şahsı Manevimize, gazetemize diğer yayınlarımıza ve şu anda Türkiye çapında olan sosyal faaliyetlerimize, yani konferanslarımıza, seminerlerimize ve dershane hizmetlerimize özellikle de gençlerimize sahip çıkarak bu büyük saldırı, hücum ve oyunu bozmak durumundayız. Bu bizim üzerimizde bir vecibe ve bize düşen çok ağır ve önemli bir vazife ve misyondur. Gayret bizden tevfik ve netice Cenabı Haktan’dır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*