Nurs ve Selanik’e ziyaretçi akını

Birbirine hemen her yönüyle zıt ve muhalif düşen iki meşhûr isim var: Bediüzzaman Said Nursî ve Mustafa Kemal Atatürk.

Bu iki muasır ismi sadece Türkiye değil, neredeyse bütün dünya tanıyor.

Yalnız, Türkiye dışındaki insanlık âleminin belki yarıdan da fazla kısmının bilemediği can alıcı nokta şudur: Bu iki şahsiyet arasında var olan çok yönlü zıddiyet, yani “küllî bir muhalefet” hususu. (Şuâlar, s. 375; Mektûbat, s. 418; Emirdağ Lahikası, s. 247)

Tâ başından beri mevcut olan bu farklılık, aykırılık, yahut muaraza halleri, günümüzde de birçok konuda devam edip gidiyor.

İşte o meselelerden biri de, geçen 4-5 günlük Kurban Bayramı tatili vesilesiyle ortaya çıktı: Bayram tatili (Ekim 2013) günlerinde hem Said Nursî’nin doğum yeri Nurs Köyü ile Mustafa Kemal’in doğduğu yer olarak bilinen Selanik’teki ev ziyaretçi akınına uğramış.

Bu iki adresin “ziyaretçi profili” birbirinden alabildiğine farklı olmakla beraber, ne gariptir ki “ziyaretçi sayısı” birbirine alabildiğine yakın rakamlarda görünüyor.

Şimdi, öncelikle bu konuyla ilgili iki haber kaynağında yer alan gerekli bilgileri aktaralım, ardından kısacık bir değerlendirmede bulunmaya  çalışalım.

Açılışı Kültür Bakanı Çelik yaptı

Anadolu Ajansı’nın16 Ağustos 2013 günkü konuyla ilgili haber başlığı şöyle: “Atatürk’ün Selanik’te dünyaya geldiği ev yaklaşık üç yıl süren yenileme çalışmalarının ardından, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik tarafından yeniden ziyarete açıldı.”

Aynı haberin metninde ayrıca şu ifadeleri görmekteyiz: “Bir dakikalık saygı duruşunun ardından Türk ve Yunan millî marşlarının okunmasıyla başlayan törende konuşan Bakan Çelik şunları söyledi: ‘Bugün, bizim için manevi açıdan çok önemli bir gün. Böyle bir günde devletimizin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanımız, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyoruz.’”
* * *
Aynı konuyla ilgili olarak dünkü (21 Ekim 2013) köşe yazısında yeni bilgiler aktaran Hürriyet’ten  Cengiz Semercioğlu, bayram tatilinde kendisinin de uçakla Selanik’e gidip bu evi ziyaret ettiğini belirterek özetle şunları söylüyor:

“Üç yıllık bir tadilattan sonra Ağustosta Bakan Çelik tarafından açılan Atatürk’ün Selanik’teki evini bayram tatilinde 5 bin kişi gezmiş. Bilgiyi Selanik Başkonsolosu Tuğrul Biltekin’den aldım.

Ayrıca “Atatürk’ün evi sağlamlaştırılmış, güzelleşmiş, pırıl pırıl olmuş; ama, ruhu gitmiş…” diyen Semercioğlu, bu evi sadece Türkler’in değil, yabancıların da akın akın gelip ziyaret ettiğini yazıyor.

Şimdi de, İHA’nın Nurs Köyü ile ilgili vermiş olduğu haberin özetini aktaralım.

Nurs’a ilk defa gelenler

Bediüzzaman Said Nursî’nin doğum yeri olan Nurs Köyünü bayramda yaklaşık 5 bin kişi ziyaret etti.
Nurs Köyü Dernek Başkanı Hikmet Okur, ziyaretçilerle ilgili olarak şu bilgileri verdi:

“Kurban Bayramı vesilesiyle Amerika’dan Nijerya’dan, Filipinler’den, İstanbul’dan, Manisa’dan Ankara’dan ve birçok şehirden tahminen beş bin kadar ziyaretçi ağırladık.

“Gelen misafirler, Üstad Bediüzzaman’ın evini, külliyesini ve aile kabristanını ziyaret etti.

“Bayram günü uzaklardan gelip buranın ziyaret edilmesi bizi ziyadesiyle sevindirdi. Demek ki, bu insanlar Üstad Bediüzzaman’ın dâvâsını anlamışlar.

“Bilhassa yurt dışından ilk defa geelen misafirler, bu ziyaretten çok memnun kaldıklarını, fırsat buldukça bundan sonra da her sene gelip Nurs’u ziyaret etmek istediklerini söylediler.”

Nurs’a havalimanı lâzım

Metropolitan Selanik’in nüfusu günümüz itibariyle bir milyona dayanmış durumda. Dolayısıyla, Türkiye ve dünyanın hemen her yerinden buraya sadece kara yoluyla değil, aynı zamanda hava, deniz ve demir yoluyla da gitmek mümkün.

Altı mezrasıyla birlikte toplam yüz elli haneli Nurs Köyüne ise, sadece kara yoluyla gidilebiliyor.

Bugün itibariyle durum böyle…

Ama, şunu bilhassa ifade edelim ki: Nurs’la igili olarak gelişen şartlar turizmi zorlayacak ve genel durum hızla değişme, gelişme yönünde seyredecek.

Bu meseleyi yakından bilen ve takip eden biri olarak, aşağıdaki hususları hülâsaten sizlerle paylaşmak istiyorum.
* * *
Ağır kış şartları mevsimi hariç, bugün Türkiye’nin ve dünyanın muhtelif merkezlerinden gelip Nurs’u ziyaret edenlerin sayısında olağanüstü bir artış görünüyor. Meselâ: İlk kez Nurs’a gittiğimiz 1990’lı yıllara kadar, bir yıl boyunca gelen ziyaretçilerin toplamından çok daha fazla sayıdaki ziyaretçi, şimdilerde sadece bir tek günde geliyor.

Bu çarpıcı tablo gösteriyor ki, önümüzdeki senelerde Nurs’un günlük ziyaretçi sayısı artık yüzlerle değil, binlerle ifade edilecek.

Bir gün içinde binlerce ziyaretçinin akın ettiği bir merkez için, hiç şüphe yok ki alternatif ulaşım imkânları arayışı başlayacak. Meselâ: Demir yolu, hava yolu gibi…

Demir yolu, bugün itibariyle Nurs’a en yakın merkez olan Tatvan’a kadar var. Buradan kısmen tünellerle, viyadüklerle 60-70 km mesafedeki Nurs’a pekâlâ özel bir hat çekilebilir.

Hava yolu ise, Nurs’a en yakın mesafede Muş ve Van hava limanları bulunmaktadır. Buralardan da, en az üç saatlik bir kara yolcuğu gerekiyor ki, o da henüz rahat ve hazırda olan bir imkân değil.

Başta Almanya ve ABD olmak üzere, yurt dışında olup Nurs Köyüne gitmek isteyen yoğun ziyaretçi potansiyelini de az çok bilen bir gazeteci sıfatıyla son olarak ifade etmeliyim ki: Maden ki Üstad Bediüzzaman çağın Mevlânâ’sıdır. O halde, Mevlânâ şehri olan Konya’nın iç ve dış bağlantılı turizmi bu noktada ne kadar dinamik ve canlıysa, bilelim ki ileriki zamanlarda Nurs’un turizmi de o nisbette gelişecek ve canlanacaktır.

Bu sebeple, tam inanarak diyoruz ki: Bir yandan hızlı tren projesini, bir yandan da Nurs’a yakın bir mesafede, Meselâ Hizan düzlüklerinde uluslararası standartlara uygun bir havalimanı projesini şimdiden düşünmekte fayda var. İlgililerin ve Nurs’a gönül verenlerin dikkatine…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*