O geceyi, hiç unutamıyoruz

Nasıl unutalım ki? O gece, “İLÂHÎ ÎKAZIN” olduğu o gece. Saat 03.00 civarında, âdeta, küçük kıyameti hatırlatan ve iliklerimize kadar yaşadığımız o geceyi unutmak ne mümkün…

O gün doğan çocukların, bazılarının da, bugün çocukları olmuş hâlde. 45 saniye durmadan, beşik gibi sallanma sonrasında, 7,4 şiddeti ve on yedi bin küsur insanın ölümünü netice vermişti.

Sarsıntı ve daha da dehşetlisi, çıkardığı o şiddetli gürültü ile aniden yataklarımızdan fırlayıp, hanıma şunu söylemiştim: “Eyvah! Bir yer yıkıldı ama neresi?“ İlerleyen saatlerde öğrendiğimize göre, ne bir yeri? Koskoca Marmara bölgesi yıkılmış, memleketin neredeyse, yarısına kadarında da deprem hissedilmişti.

“Beşer zulmeder, kader adalet eder” hükmü gereği, ne olmuştu, nerede yanlış yapılmıştı, kime, nasıl bir zulüm olmuştu da, kadere, böyle umumî bir fetva verdirilmişti?

Yaklaşık iki buçuk sene evvel, milletin üstüne bir karabasan, kara bulut gibi çöken 28 Şubat fitnesinin, aziz milletimize reva gördüğü, “kendi öz vatanında garib” muamelesi neticesi, başörtüsü zulmü başlamıştı. Küfre müsaade eden Allah, zulme müsaade etmiyordu. Milletin başına, daha şen’i ve fena çorapların örüleceği toplantıların yapıldığı Gölcük askerî üssü, depremin merkez üssü oluyor. Ve o küçük kıyamet misâli depremde, binlerce masum insan da, boş yere canından olmuştu.

Şu, son zamanlarda, peş peşe gelen âfatlar, bize o günleri hatırlatıyor. Allah, herkesin aklını başından almasın. Musîbet ve âfatlara dâvetiye çıkarıcı hâllere bir an evvel son verdirsin inşâallah! Ve Rabbimiz, bir daha öyle dehşetli hâlleri, bizlere yaşatmasın.

AŞURE GÜNÜ

Allah nasib ederse, yarın (18-Ağustos 2021) Muharrem ayının 10. Günü. Arabca, “on” demek olan “aşere”den bozularak yerleşen “aşure” kelimesi, yapılan bir tatlının ismi değildir. O gün, on Peygamberin (aleyhumusselâm) büyük musîbet ve felâketlerden kurtulduğu gündür. Aynı zamanda, Hz. Hüseyin (ra) şehid edildiği, ciğer parçalayan, Kerbelâ hadisesinin de, sene-i devriyesidir.

Peygamberimizin (asm) Medine’ye hicret ettiğinde, daha Ramazan orucunun farz olmadığı zaman tuttuğu orucun günüdür. Yahudilerle, Peygamberimizin (asm), bununla alâkalı konuşmasının teferruatını çok kimse bilir. Orada, Yahudilerin, sadece Muharrem ayının 10. gününde oruç tuttuklarını görünce, onlara benzememek için; ya, 9-10. günler veya 10-11. günleri olarak, iki (2) gün oruç tuttuğunu ve bize de o şekilde tavsiye ettiğini biliyoruz. Bazı hocalar bunu karıştırıp, 9-10-11. günler olarak, 3 gün diyor ki, o yanlıştır. Bugün oruçlu olan kimseler, yarın da oruç tutarsa, tamamdır. Bugün tutamayanlar ise, yarın ve Perşembe günü, iki gün olarak tutarsa, tamamdır. Allah, aşure günümüzü hayırlı ve mübarek, yaptığımız ibadetleri, tuttuğumuz oruçları da kabul eylesin inşâallah!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*