Öğretmenler Gününe alternatif bir proje: Öğretmenler Dersi

-meslektaşlarıma ithafen-

Öğretmenler dersi veya öğretmen dersleri olarak bilinir veya adlandırılır…

Kudsî Nur hizmeti içinde eğitimcilerin haftanın belli günlerinde bir araya gelerek Nur Risalelerindeki ulvî hakikatleri, öğretmenlerin kendi aralarında paylaştıkları derslerdir, öğretmen dersleri…

Yurdumuzun dört bir yanında, Anadolu’nun en ücra köşelerinden dahi bir gelenek haline gelen bu örnek davranışların, talebe dersleriyle tetiklendiğini hatırlarım uzun yıllar öncesinden…

Bu kudsî dâvâyı omuzlayan bahtiyar öğretmenlerin öncülüğünde ihsas edilen, halen yurt genelinde devam eden bu güzel nur paylaşımı alışkanlığı öğretmenlerin Kur’ân hakikatlerini solumalarıyla devam etmektedir elhamdülillah…

Mektepli yıllarımızda doğuda talebe derslerini organize etme şerefine nail olmamızla birlikte muallimliğimiz yıllarında öğretmen derslerinde sorumluluk aldığımızı yine bir şeref telâkkisi içinde değerlendirmeyi belirtmiş olayım…

Bulunduğumuz mekânlarda da halen müdavimi olduğum öğretmen dersleri kudsî hizmetimiz açısından çok önem arz etmektedir.

Hatıralar ikliminde seyrederken aziz ve muazzam Üstadımızın öğretmenlere çok önem verdiğini öğrenmeliyiz. Bu hususta birkaç anekdotu isterseniz birlikte paylaşım adına arz etmiş olalım.

Üstad ve Öğretmenler

Meselâ aslen Konyalı olan öğretmen Mustafa Özsoy, Üstadı Emirdağ’daki bir ziyaretinde onun öğretmenlerle ilgili söylediklerini şöyle nakleder.

“Üstadın sözlerini hiç unutamıyorum. Dedi ki; kardeşim benim nazarımda iki sınıf çok ehemmiyetlidir. Birisi subay diğeri öğretmendir. Bence bir öğretmen yüz vaiz kadar bu memlekete faydalıdır. Subay Türk ordusunun en sağlam temeli ve unsurudur. Bu iki sınıf çok ehemmiyet verir. (Son Şahitler, c. 3 s. 332)”

Bediüzzaman Hazretlerinin öğretmenlerle yakından alâkadar olduğuna uzun zaman hizmetinde bulunan talebelerinden Bayram Yüksel de hatıralarında değinir.

Dindar öğretmenlere çok ehemmiyet verirdi

“Üstadımız, muallimler ziyarete geldiklerinde onlarla çok fazla alâkadar olurdu. Şu zamanın dindar bir muallimine eski zamanda velileri nazarı ile bakıyorum. Çünkü eski zamanda terbiye ebeveyne verilmiştir. Bu zamanda o vazife muallime verilmiş. Muallimin iyisi çok iyi, fenası çok fenadır. Çünkü masum çocuklar muallimlere çok dikkat ederler. Adeta mıknatıs gibi hocalarından ne görürse, iyiyi de fenayı da çekerler. Muallimin iyisi minare başında, kötüsü kuyu dibindedir. Muallimler için ortası yoktur, ya alayı illiyyinde veya esfeli safilindedirler.

Onun için dindar muallimlere çok ehemmiyet veriyorum. Eğer vaktim olsa her gün dindar bir muallime on altın veririm. Çünkü dünyada benim çocuğum olmadığından bütün dünyadaki çocuklarla şefkat cihetiyle alâkadarım.

Muallimlere ders verirken merhum Hasan Feyzi, Mustafa Sungur, Abdurrahman Yüksel gibi zatları misal verirdi. Ve sizleri de onlar gibi kabul ettim” derdi. (Son Şahitler. c. 3 s. 61)

Etkili Yorumlar

Bediüzzaman Hazretleri kudsî öğretmenlik vazifesi hakkında etkili yorumlar getiriyor. Diyor ki; “Ben bu zamanda dindar bir muallime eski zamanın velileri nazarıyla bakıyorum. Bir muallim çocuğa ne verirse, anlatırsa çocuk onu mıknatıs gibi çeker. Menfi ise menfi, müsbet ise müsbet alır.  Ben bu zaman da mümkün olsa her muallime 10 altın verip ‘Kardeşim benim çocuğumu iyi yetiştir. Allah’ını peygamberini tanıttır’ diyeceğim.

Bu zamanda terbiye ana babadan alınmış muallimlere verilmiş. Muallimliğin ortası yoktur. Ya minare başındadır veya kuyu dibindedir. Ya esfeli safilinde veya alayı illiyyindedir, dermiş.

Hazretin bu yorumu onun öğretmene bakış açısını en veciz surette ispat ediyor. Eğitim modeli ise yukarıdaki cevaptadır. Fen ve din ilimleri beraber götürülmeli, biri birisiz olmuyor. Olunca günümüzün sorunlu insan modeli ortaya çıkıyor.

Onun, bir tarihte Konya ziyaretinde kardeşi Abdülmecid Nursî’nin evine gittiğinde yengesi Rabia Hanımın kızı Saadet’in öğretmen okulunun sınavını kazandığı oraya gideceğini haber vermesi üzerine Üstad sevincini ve memnuniyetini bildirmiş. Öğretmenlik mesleğinin önemli olduğunu vurgulamış.

Bir Konya gezisinde kardeşinin öğretmen okulunu kazandığını söylemiş. Üstad, bu habere sevindiğini belirterek öğretmenliğin önemi üzerinde durmuş. (Eğitimin Bir Başka Yüzü, M. Öztürkçü, Eğitimciler Derneği Yayınları)

Bulunduğumuz ilçede haftanın belli bir günü öğretmenlerle birlikte bir araya geldiğimizin dışında zaman mefhumunun imkânı nispetinde ilçemizin bağlı olduğu vilayette yıllardır hiç aksamadan devam eden öğretmenler dersine katılmaktayız.

Kudsî Nur hizmetini bu vesileyle omuzlayan vefakâr ve bahtiyar öğretmenlerin bu güzide faaliyetini aksatmadan katılan öğretmenlerimizi yürekten kutluyor, hizmetlerinin daimî olmasını temenni ederken, Öğretmenler Gününe bir alternatif proje olarak Öğretmenler Dersi neden olmasın?

Kalın sağlıcakla diyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*