Okuma odaklı bir yaşantı

Onun öncelikli gayesi Nurları okumak ve oradaki derin hakikatlardan olabildiğince istifade etmek. Bunun yolunun da bol bol okumaktan geçtiğini derk eden bu meraklı hâdim, bütün zamanını ona göre tanzim ediyor, ona göre planlıyor. Bolca okumadan, yeteri kadar Risale-i Nur’dan istifade etmenin, oradaki feyizlerden nasiplenmenin pek de mümkün olmadığını bilen bu şakirt, olabildiğince Risale-i Nur odaklı bir hayat sürdürmenin gayretinde olmaya çalışıyor.

Tabiî onun meşgalesi yalnız Risale okumaktan ibaret değil. Başta Kur’ân ve Cevşen okumaları olmak üzere Yeni Asya gazetesi ve bu hizmet ekolünün çıkardığı bütün dergiler de onun ara vermeden günlük olarak okuyarak istifade ettiği eserlerdir.

Onun günlük olarak Kur’ân’dan, Cevşen’den ve Risalelerden sayfa sayısı olarak hedeflediği asgarî bir seviye vardır. Her gün okumak için belirlediği sayfa sayısını yakalamadıkça, o başka herhangi bir işe veya meşgaleye zaman ayırmaz. Bütün okumalar sona erdikten sonra varsa diğer zarurî işleri yapmaya çalışır.

Gündemindeki öncelikli ve önemli madde okuma olunca, hayat boyu böyle bir programın aksamadan yürümesi elbette kolay değil. Hayatın dağdağaları, inişli çıkışlı serüvenleriyle birlikte ara vermeden her gün istenilen seviyede okumalara devam etmek kolay değil. Hayatın normal seyri içinde beklenmedik maniler, sıkıntılar, hastalıklar gibi haller ile beraber okuma programlarını aksatmadan devam ettirmek elbette kolay değil. Mecburî dost akraba ziyaretleri, davetli veya davetsiz gelen misafirlere zaman ayırma gibi haller ile beraber okumaları götürmek önemli bir çaba ve gayreti gerektirir.

Hedefe kilitlendikten sonra gerisi kolay. İşi ciddiye alıp, kararlı olduktan sonra, arkası kendiliğinden geliyor. Değil kitaplardan uzak durup, okumaya ara vermek, günlük olarak hedeflediği miktardaki okuma sayfasına ulaşmayınca kalben ve ruhen rahatsız oluyor, strese, sıkıntıya giriyor. Bu anlamda ne kadar Risalelerle, Kur’ân’la, Cevşen ile haşir-neşir olup, ne kadar fazla okursa, o derece huzur ve mutluluğu artıyor. Diğer bir ifade ile o dünyanın bütün dağdağa, sıkıntı ve gamlarını bolca okuma seanslarıyla gideriyor. Bu sayede ilerlemiş yaşına rağmen sağlıklı, zinde ve huzurlu olabilme imkânını elde edebiliyor.

Senelerden beri bu güzel okuma alışkanlığını hiç aksatmadan nasıl devam ettirdiğini sorduğumuzda; “Ben fıtraten okumayı seven bir insanım. Ayrıca küçüklüğümden bu yana dakik, düzenli ve planlı olmayı prensip edinen bir yapım var. Zamanı en iyi şekilde değerlendirmeyi severim. En dar en sıkıntılı zamanlarda dahi okumaya mutlaka zaman ayırmaya çalışırım. Hasta olduğum zamanlarda dahi hedeflediğim okuma sayfa sayısını tutturmaya çalışırım. Günlük okuma programımı tamamlamadıkça dışarı çıkmam. Okuma programımın aksamaması için, mecbur olmadıkça gezmelere ve misafirliğe gitmem. Bir yerlere gitmek zorunda kaldığım zaman yolculukta veya gittiğim yerde mutlaka okumalarımı sürdürürüm. Elde olmayan sebeplerden dolayı okumalarda herhangi bir aksaklık olduğunda, sair müsait zamanlarda mutlaka o açığı telafi etmeye çalışırım” şeklinde cevaplandırıyor, okuma meftunu hadim.

Hemen bütün ömür dakikalarını ve günlük yaşantısını okumalara ve Nurlu sohbetlere katılma saatlerine göre düzenleyen şakirt fevkalâde bir mani veya sebep olmadıkça haftanın belirli akşamlarında yapılan sohbetlere katılmayı alışkanlık hâline getirmiş. Gün boyu görülecek bütün işlerini, şahsî meşgalelerini akşam yapılacak sohbetleri göz önünde bulundurarak tamamlar. Hatta akşam sohbetlerini göz önünde bulundurarak mücbir bir sebep olmadıkça herhangi bir misafirliğe gitmediği gibi, gelecek olan misafirlik taleplerini de başka zamana erteler.

Böyle hizmet odaklı, okuma endeksli bir yaşantı tarzını nasıl becerebildiğini sorduğumuzda da; “Ben artık uzun yıllardır böylesi bir hayata alıştım… Zor da olsa ben artık böyle yaşamaktan zevk alıyorum. Yapmadığım zaman sıkılıyorum, strese giriyorum, huzursuz oluyorum. Ne kadar fazla okursam moralim o kadar yükseliyor, huzurlu oluyorum. Anlıyorum ki bu hâl Risale-i Nur’un bir kerâmeti, bir ikramıdır” diyor. Evet Üstad öyle demiyor mu: “Risale-i Nur’la meşguliyet kalbe sürur ve ferah verir.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*