“Ol” emri

‘Ol’ veya ‘Kün’ 1 emri olmasaydı, kâinatta hareket, canlılık olur muydu? Olamazdı, çünkü, fizikte dahi diyoruz ki, duran bir cisim hareket ediyorsa, ona kuvvet tatbik ediliyordur. Dıştan müdahale var. Durduk yere, boş yere, bir cisim hareket etmez. O halde canlı cisimlerin hareketi için de, emir ve komut icap eder.

Demek ki, kâinattaki hareket ‘Kün, Ol!’ emirlerini gösterir, işaret eder. Baharda dalların rengârenk açması, kışın ağaçların antifiriz kullanıp donmaması. Leyleklerin eski yuvalarına dönmesi. Karıncaların yeraltından yer üstüne çıkması. Kırlangıçların Eskimolar gibi yuva yapması. Gök gürültüsü gibi bir güce, bir emre işaret ediyor. Esir gibi her yeri saran, röntgen şuaı gibi her yere nüfuz edebilen, zaman mevhumunu ortadan kaldırıp her zaman hükmünü icra eden bir emri, gücü, kudreti gösterir. Bu sesi duymamak, emri alıp da uymamak, yerine getirmemek söz konusu değil. Ve emr-i tekvini, yaratma emri, adeta ayn-ı kudret, ayn-ı irade olarak tezahür eder, görünür. 2

Çünkü her bahar yeryüzü uyanıyor. Misliyle tazeleniyor. Yenileniyor. Kâinattaki deveran, hareket, nağmeler o emre uymanın tezahürü, görüntüsü, lezzet yansıması. Asker olmanın, askere kaydolmanın, komutanın emrine uymanın icabı.

Bir anlamda lezzetin, zevk almanın, zikrin göstergesi. Lezzet alınan, tad alınan şeyler sıklıkla tekrarlanır, uygulanır, teksir edilir.

Yeryüzünün ihtizazının, sarsılmasının, depremin sebebi de ‘Ol, Kün ’ emridir. Yanardağların patlamasının yaygınlaşması ve depremler; yeryüzünün sonunun geldiğini, kıyametin yaklaştığını insanoğluna hatırlatır. İnsanın mevti, ölümü, vefatı ise onun kıyametidir. O halde kıyametin gelmeden, hazırlık yap.

Nevm gibi, uyku gibi küçük ölümlerle, küçük kıyametlerle ayılmadın. Bari büyük sarsıntının habercisi zelzelelerle ayıl, kendine gel. Allah’ın Yaradan’ının emrime uy. Uy ki; hem dünyada, hem ahirette rahat edesin. Evet! Kâinatın, yeryüzünün canlanması, hayat bulması ‘Kün, Ol’ emrinin tezahürü. Balıkların tuzlu, acı, bulanık suda semizleşmesi, irileşmesi, beyaz et ile donanması ‘Ol’ emrinin yansıması. Zarif kelebeklerin, nazenin ve tablo gibi bezenmiş kanatcıklarıyla larvadan çıkmaları da ‘Kün’, ‘Ol’ emrine uyulmasından. Kanadını yapmaktan aciz olduğumuz, küçük kuşçukların, sineklerin katrilyonlarca yaratılması da ‘Ol’ emrinin tatbiki.

Arının kilometrelerce yolu şaşırmadan gidip, binlerce çiçeği dolaşması, bal gibi bir nimeti bizlere sunması da ‘Ol ‘ emrinin göstergesidir. İneğin ot yiyip süt yapması, narın çamurlu su içip nar şerbeti yapması da ‘Ol ‘ emrine uyulduğunu gösterir. O’nsuz olamaz. O talep etmeden sinek kanadını kımıldatamaz. O talep etmeden; hareket, zikir, canlanma ne mümkün.

DİPNOTLAR:

1. Yasin Sûresi, 82. âyet: ’Bir şeyin olmasını murad ettiği zaman, O’nun işi sadece ‘ Ol‘ demektir. O da oluverir.’ Kur’ân-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Şaban Döğen, Sayfa: 444, Yeni Asya Neşriyat.

2. Lem’alar, Bediüzzaman Said Nursî, 28. Lem’a, Sayfa: 648 (20.Nükte) Yeni Asya Neşriyat.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*