Olmadı Hayrunnisa Hanım!

Geçtiğimiz hafta, gazetemizin karikatürüstü İbrahim Özdabak ile bir telefon konuşması yapıyordum. Konuşma esnasında, “Hayrunnisa hanım, Bedri Baykam’ı hastanede ziyaret ermiş, duydun mu ağabey?“ dedi. İnanamadım, fakat doğru olduğunu söyleyince de şaşırdım. Nasıl olurdu böyle bir şey?

Nasıl olurdu böyle bir şey? derken ki şaşkınlığımız, daha ziyade ziyaret edilen şahıs ile alâkalıydı. Çünkü bu şahıs, bizim bildiğimiz kadarıyla bütün hayatını din ve millet düşmanlığı üzerine tesis ettirmiş birisidir. Nerede, dine ve millete mugayir, aykırı bir iş varsa o,  hemen maydanoz gibi orada biter. Tabii biraz da kendisinden bahsettirmek için yapar bunları. Hassaten de onun, başörtüsü ve başörtülüler düşmanlığı da bilinen bir şeydir.

İşte bu şahıs yine böyle, hükümetin icraatına muhalif bir toplantının ardından, şaibeli bir şekilde bıçaklanmıştır (ki duyduğumuza hayat’ı tehlike olacak kadar büyütülecek gibi değilmiş). Elbette bizim hiçbir zaman tasvib etmediğimiz, doğru bulmadığımız bir şeydir bu yapılan saldırı. Ama hadisenin oluş şekli v.s tamamen bir senaryo eseri gibi. Onun bağırıp, çağırarak hastahaneye gitmesi için ortalığı ayaklandırdığı halini TV de görünce, yanımdakilere “böyle bir hadisede insan ‘Allah!‘ diye nida ederken ve ondan medet isterken, bu hiç ağzına “Allah” lâfzını almıyor dikkat ediyor musunuz?“ dedim. Ve şunu da ilâve ettim yanımdakilere, “bakın şimdi, Danıştay hadisesindeki gibi biri çıkacak ve ‘Allah-u ekber!’ falan diyecek, belki de, ‘bu başörtüsüne karşı çıktığı için yaptım’ diyecek” demiştim. Gerçekten de buna yakın şeyler tezahür etti.

Ve bu hadiselerin seyri devam ederken, Hayrunnisa hanımın onu ziyarete gidişini duyunca şaşırdık, garipsedik. Temsil ettiği manâya muhalif birini ziyaret etmeyi pek anlayamadık. Ha, insanî veya başka sebeblerden olabilir ama bunlar, onu anlayacak tıynette mi? bilmem. Yani bunlara şirin görünmek için yapılacak bir icraatı anlayacak kapasitede olduklarını zannetmiyorum. Bunlarla aramızdaki uçurum pek derindir. Böyleleri için orta yolu bulacağız diye uğraşmak, beyhudedir. Bir de üstüne üstlük onun yanındayken, Cumhurbaşkanı olan eşini telefonla arayarak, o zatla görüştürdüğünü de duyduk. Tabii bunlar duyulduktan sonra da, zevâhiri kurtarmak için bir açıklama yapmışlar “Hayrunnisa Hanım zaten, rutin kontrol için hastahaneye gitmişti, hani gitmişken onu da ziyaret etti” falan diye.

Yani, bu yapılanlar milletin nazarında nasıl görülür bilmeyiz ama, bize göre olmadı Hayrunnisa Hanım!