Ölümle yüz yüze

Image
Her şey ne kadar hızlı, ne kadar çok değişmiş,

Bilen varsa söylesin, bu böyle nasıl işmiş?

Her şey o kadar sırlı, anlaşılmaz ve garip,

Hele “zaman” mefhumu doğrusu çok acaip..

Bu yaz tatili bana zamanı tefsir etti,

Ruhumu hakikata ram etti, esir etti..

Bu “esaret” kalbimi binler “bağ”dan kurtardı,

Nice bin bir tuzaktan, nice “ağ”dan kurtardı..

Meğer kendimi insan zanneden insanmışım,

Ömrümün yıllarını gelip geçmez sanmışım..

Kısa bir “an” içinde bir ömür ve bir asır,

Yaşamış gibi oldum, bir bilsem bu nasıl sır..

Halbuki bu mevsimin daha onlarcasını,

Tüm ağırlıklarıyla, belki tonlarcasını,

Bu zayıf omzuma nasıl da yüklenmiştim..

Kendimi bir “şey” bilip, hâşâ büyüklenmiştim..

Bir “nefes” ömür için elimde yoktu senet,

Madde fâniliğini görmemiştim böyle net..

Nazarlar arzî olmuş, madde istilâsı var,

Mânâya yönelişte Rahman’ın cilâsı var..

Bu hâlet-i ruhumu etmek için hülâsa,

Doğrusu en münasip kelime “ibretâsa”!

Kendi kendime sordum, acep gidici miyim?

Ruhumu Mâlikime teslim edici miyim?

Mahlûkattan “helâllik” diledim bu duyguyla..

Rahman’a arz eyledim kulluğumu, huşûyla..

Gelecek olan her şey artık “vâki” gibiydi,

Korkmadım, çünkü Allah her şeyin sahibiydi..

Bu duygular içinde âlemi seyre durdum,

Zahiren “şer” de olsa, her şeyi hayra yordum.

Ne kapıldım dünyanın gürültülü haline,

Ne dokundum kimsenin sinirine, teline..

Her an kendimi olmam gereken yerde buldum,

Gereksiz olanından bir sebeple kurtuldum..

“İran’a gitmek” fikri çıktıysa her nereden,

Döndürüldüm sınırdan, yani Esendere’den..

Avusturyalı olmak, orda makbul değilmiş,

Avrupa’nın avrosu geçerli “pul” değilmiş..

İki aylık hasılat, iki aylık bu verim,

Ne benim marifetim, ne de benim hünerim..

«««

Sılada ilk hedefim “sıla-i rahim” oldu,

İnşallah, ziyaretler “cila-i rahim” oldu…

Bir hastamızı gördüm, maddeten bitmiş gibi,

Aklen, fikren ve zihnen dünyadan gitmiş gibi..

Kemik-deri arası sanki boşalmış gibi,

Mukadder mevte doğru epey yol almış gibi..

Görüyor, gülümsüyor, velâkin “lâlüebkem”

Cildine renk katmıyor, damarlarda kalan dem..

Bedeni iş görmüyor, muhatap yok ruhuna,

“İbret-i âlem” olmuş ruhlular gürûhuna..

Bakarken mütebessim bu garip kardeşine,

Soruyordu âdeta: “Bunun burda işi ne?”

“Ya Rahim”ler çeker ya, “mır mır” ederken kedi,

Hastam mırıldanırken, sanki “Yâ Rahim” dedi..

Ve ölümle bu kadar kalınırsa yüz yüze,

Kimin yüzü olur ki, Allah’tan gayrı söze..

O bir numaralı ablam, o benim Nergis’imdi,

Ölse bile nesliyle yaşayacak isimdi..

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*