Önce içindeki putları kır!

Huzur ve kurtuluş istiyoruz…
İyi ama, ‘sanem-misâl mahbuplar’la çevrelenmişken nasıl huzur bulur, kurtuluşa erebiliriz?
İçimizi ve dışımızı ‘modern putlar’ sarmışsa eğer, mutlu olabilir miyiz?
Putları kırmak, şeytanları recmetmek (taşlamak) gerek.
Put nedir? Put, kendisine ibadet edilen, secde edilen her şey; heykel, resim.

Eskiden putlar; taş, kil, alçı, tunç gibi maddelerden kalıba dökülerek, yoğrulup pişirilerek ve yontularak insan, hayvan vs. şekillerinde yapılırdı.

Zamanımızın maddî putları ise; madenlerden yapılanlar, altın takılar, para vs. İtibarî putlar: Makam, şan-şöhret, milliyetçilik, korku, enaniyet, tama putu…

Dünyanın ‘cazibedar put’ları pek çok. Ve maalesef ‘kadın’ da putlaştırılmış durumda.

Kadına tapmak, şeytana tapmak demektir! Kur’ân’ın beyanıdır bu:

“Onların Allah’ı bırakıp da taptıkları, bir takım dişilerden başkası değildir. Aslında onlar bununla, inatçı ve isyankâr şeytandan başkasına tapmış olmazlar.” (Nisâ, 117)

Bu âyet, Cahiliyye devri müşrik Araplarından günümüz de dahil, “dişi putlara” da işâret etmiyor mu? Cahiliyye müşrikleri, yaptıkları putlara, “dişi” isimler verirlerdi.

Günümüzün önemli putlarından birisidir “dişi put!” Palazlanan “kuvve-i şeheviye” ile kadını odak noktası yapmak, öne çıkarmak, her yere, herşeye kadını (cinselliğini) çıkarmak; kadını putlaştırmak değil mi?

Kadının, Allah hesabına, Onun emri çerçevesinde sevilmesi meşrudur. Sırf cinsel yönden sevmek ve hayatının gayesini “şehvet”e, şehevî duygulara endekslemek “dişi putçuluk”tur…

Kadın, yuvasından çıkıp beşeri yoldan çıkarmış. Ve cazibesiyle, “şehveti” kamçılayarak, o güç ile, erkekleri kendisine secde ettiriyor! “Kadınlığın” etrafında pervâne gibi dönülüyor, emirleri, istekleri yerine getiriliyor…

Putlaştırılan kadın, reklâmların her çeşidinde, hayatın her safhasına girmiş. Moda ve kozmetik sanayiinin odak noktası da “kadın”dır.

İçindeki putu kıran, kurtulur! Hz. İbrahim (as): “Allah’a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım.” (Enbiya Suresi: 57) “Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların en büyüğünü bıraktı: belki ona müracaat ederler diye.” (Enbiya Suresi: 58)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*