Onlar sıkıntı çekmesin

Gecenin karanlığında, yaptığı hesaplarla içi kararan Salim Bey, hesap yapıyordu. Yapıyordu, ama bir türlü hesabın içinden çıkamıyordu.

Kira, yakıt, kooperatif âidatı derken, ellerinde bir şey kalmıyordu. Köyde oturan ailesine de her ay para gönderiyordu. Onlar da onun gönderdiği parayla ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Başka gelirleri yoktu.

Bu ay, zarurî ihtiyaçların dışında beklenmedik bazı giderleri de olmuş, ellerinde çok az para kalmıştı. Ne yapacaktı? Elinde kalan parayı ailesine gönderse kendileri çok zorlanacak, göndermese ailesi sıkıntı çekecekti. Ne yapacağını bilmiyordu. Bunalmıştı. Sıkıntıdan başı ağrımaya başlamıştı. İki eliyle şakaklarını ovuştururken, elinde çay tepsisi ile eşi içeriye girdi.

– “Ne yaptın Salim? Hesapları halledebildin mi?” diye sordu.

– “Maalesef!” dedi Salim Bey sıkıntıyla. “Bu ay biliyorsun beklenmedik bazı harcamalar oldu. Ana giderleri çıkarınca elimizde çok az para kalıyor. İçime de sinmiyor, ama galiba bu ay babamlara para gönderemeyeceğim” diye ekledi.

Eşi biraz düşündü, çayından bir yudum alıp şefkatli yumuşak bir sesle;

– “Sen elinde kalan parayı babanlara gönder. O yaşlı insanlar, bu kış günü ne yapsınlar köy yerinde parasız. Biz bir şekilde idare ederiz. Çok bunalırsak dostlarımızdan biraz borç alırız. Yazık. Onlar sıkıntı çekmesin.” dedi.

Eşinin, bu ince, düşünceli tavrı Salim Bey’i çok mutlu etmişti. Kararan yüzü aydınlandı.

– “Hay Allah senden razı olsun. Beni ikilemden kurtardın, öyle rahatlattın ki anlatamam.” dedi. Biraz düşünüp duygulu bir sesle konuşmasına devam etti:

– “İleride belki zengin oluruz. Elimiz bollaşır, paramız olur. Ama o zaman da bakarsın onlar bu dünyada olmaz. O yüzden büyüklerimiz sağken, hayattayken kıymetlerini bilip yapmamız gerekeni yapmalıyız.” dedi.

Eşi söylediklerini onaylayarak;

– “Haklısın. Onlar bizim zengin olmamızı bekleyemez. Yapacağımızı şimdi yapmalıyız. Sonra niye bakmadım, niye yapmadım diye pişman olmanın faydası yok. Hem Rabbim onların hürmetine eminim ki bizi darda koymaz” deyip oturduğu yerden kalktı.

– “Haydi, artık yatalım, geç oldu” dedi.

Verdikleri kararla yüzleri aydınlık, içleri huzurlu uyumaya gittiler.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*