O’nunla (asm); sevgilinin sevdiğinin kapısında kul olabilmek…

Efendimiz (asm) nasılki Habibullah sıfatının sahibidir, bizleri, ümmetini sevmesi ve onlara daima vefa göstermesiyle de bizlerin sevgilisidir, mahbubudur. O’nun (asm) kudsî sevgisiyle nasıl ki kâinat yaratılmıştır, O’nun (asm) sevmesi ve ümmetine sevdirmeyi öğretmesiyle de ebedî hayatın âlemleri yaratılacak ve bir küllî sevgi yumağı içerisinde yaşanacaktır inşaallah. Bizim O’na (asm) karşı delilimiz olamaz, ancak O’nun (asm) bizlere vefasıyla sergilediği sevgisi bu konuda en büyük bir delildir.

O, Allah’ın ‘’selâm’’ sıfatını yeryüzünde ve semavatta parlatmakla insanları, cinnileri ve ruhanîleri ancak selâmın anahtarıyla açtığı şefkatli, merhametli ve rikkatli bir büyük dairede İlâhî aşka, sevgiye ve hürmete gark etmiştir. En makbul, en kıymetli insan olmanın birinci şartı olarak imandan sonra selâmın aramızdaki yaygınlığını en kalbi duygularıyla arzu etmiş ve tavsiyede bulunmuştur. ’’Allah katında en makbul insan, karşılaşmada  selâma önce davranandır.’’ Hadisi şerifi en muhabbetli davranış ve fiillerin başında selâmın olduğu konuşmalar olduğunu bize ders vermektedir.

Hal dilinin daima konuşma dilinden önde oluşu ve tesiri Habibullahın (asm) en büyük özelliklerindendir. İnsanların gözünün içine bakarak konuşmak ve gözlerini karşısındaki kendisini dinleyen veya konuşandan ayırmamak ne büyük bir lütufkârlıktır. Sadece tebliğin mükâlemesiyle değil, insanlara değer vererek, onları sevgi yumağı ile sararak ve severek yüksek bir insaniyetin zirvesinden herkese aynı duyguları yaşatacak bir hayat sembolüydü Efendimiz (asm).

Kimselere konuşurken arkasını dönmeyen ve yüzünü çevirmeyen, hemen herkesin hal ve hatırını soran, muhataplarına değer veren, güler yüzünü ve tebessümünü bir sadaka gibi esirgemeyen, dostluğun, kıymetli görmenin en nazik ve samimî hali olan el sıkışmayı, musafahayı ihmal etmeyen en muhterem ve muazzez insaniyetli zat Efendimizdi (asm) .

Hayatını diğer hayatların nurlanması, yücelmesi ve safiyetle terakki etmesi noktasından yaşayan Zat-ı mübarek (asm) yüzünden hiçbir zaman tebessümü eksik etmezken, ümmetinin düşebileceği hayatın en vartalı hallerine vukufiyetinden ve Allah (cc) korkusundan hiçbir zaman kahkaha ile gülmeyen mübarek simanın sahibi idi O (asm)…

O (asm) yoksulların, düşkünlerin, darda kalanların musîbete giriftar olanların daimî yardımcısı, ellerini tutanı, kaldırıp kucaklayanı idi. Müslümanların kusurlarının gizleyicisi,  dardakilerin kolaylık göstericisi ve Allah (cc) katında bütün mü’min ve muvahhid herkesin mürşidi hakikisi olmuştur.

Kimseyi incitmeyen ve üzmeyen herkesin imanın güzelliğiyle memnun ve mesrur olmasını arzu eden bir mağfiret ve rahmet peygamberiydi O (asm). Mü’minlerin dertleriyle alâkadar olan ve onları daima şefkat, merhamet sevgi kanatlarıyla  saran bir alişan Nebi idi O (asm).

En büyük şefaatçi, en büyük ümmet sevdalısı Resulü Ekrem, Ahmed-i Mahmud, Habibullah Hz. Muhammed Mustafaya (asm) rahmetinle muamele et, duâlarına kabul et bizleri de  O’na (asm) ümmeti sadıka eyle inşaallah Ya Erhamerrahimin… Elfü elfü biadedi zerratı kâinatı vücudu mürekkebatike… Amin amin amin…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*