Örnek öğretmenin özellikleri

Son yazımızı şu şekilde bitirmiştik; İnsanın en birinci mualliminin (öğretmeninin) validesi olduğunu söyleyen Bedîüzzaman Hazretleri küçükken validesi Nuriye Hanım’dan aldığı telkinatın ve manevî derslerin çekirdekler hükmünde fıtratında ve ruhunda yerleştiğini, aldığı sair derslerin o çekirdekler üzerine bina edildiğini belirtmiştir.

Her şeyden önce öğretmen, yetiştiricilik ve rehberlik özelliğine sahip olan kişidir. Buna göre öğretmen, günün şartlarına göre devamlı olarak kendini yetiştirir, yeniler ve mesleğiyle ilgili buluşları takip eder. Kaynak eserlerden en yüksek düzeyde faydalanmaya çalışır. Yani, çok okur, okuduğunu uygulamaya çalışır. Kendi kazanımlarıyla ilgili olarak çevresindeki öğretmen veya ilgili kişilerle görüş alış verişinde bulunur. Ayrıca, iyi bir öğretmen, en başta ahlâk ve fazilet sahibidir. Yalnız sözleriyle değil, temizlik, kılık kıyafet ve davranışlarıyla da örnek bir insan olmaya çalışır.

Büyük âlim, Hüccetü’l-İslâm, İmam-ı Gazali (Ölümü, M:1112), iyi bir öğretmenin nasıl olması konusunda şu görüşlerini ortaya koyar:

1- Öğrencilerine kendi çocukları gibi davranmalı.
2- Yalnız Allah (cc) rızası için çalışmalı. Maddî hiç bir menfaat beklememeli.
3- Öğrenciye öğütlerini çekinmeden söylemeli.
4- Tedrisatta (ders işlerken) kolaydan-zora, bilinenden bilinmeyene, yakından-uzağa bir yol takip etmelidir. (Bunlar, bugün öğretim kanunları olarak kabul edilmektedir.)
5- Tek hedefinin kuvvet, kibir, kıskançlık değil; Allah’a (cc) yakınlaşmak olmalıdır.
6- Öğrenciyi kötü davranışlarından dolayı ikaz etmeli.
7- Kendi branşı dışındaki ilimleri kötülememeli, aksine, öğrencileri ilgilerine göre yönlendirmeli.
8- Öğrencinin bilgi düzeyi üzerine çıkmamalıdır.
9- Öğrencilerin zekâ sınırlarına göre öğretim yapmalı. Tâ ki, zekâsı sınırlı olanların cesaretleri kırılmasın.
10- Öğrettiği bilgi ve güzel davranışları bizzat kendisi yaşamalı (İlmiyle âmil olmalı).
11- Öğrencilerin güzel davranışlarını da övmelidir.

Kaynaklara indiğimizde bu konuda birçok değerli görüş ve fikir bulmamız mümkündür. Meselâ, zamanımızın otoritesi büyük âlim Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin bu konuda eşsiz görüş ve tesbitleri vardır.

Söz konusu olan Bediüzzaman Hazretleri’nin bu konudaki görüş ve düşüncelerini özetleyen şu sözünü örnek olarak sunuyorum:

“Âlim-i mürşid (maddî ve manevî eğitimci âlim) koyun olmalı, kuş olmamalı. Çünkü koyun kuzusuna süt, kuş ise kay (kusmuk) verir.”

Günümüz anlayışıyla öğretmen bilgi veren, öğreten, gerçekleri yansıtan bir rehberdir. Öğretmen bir kitap veya herhangi bir ders aracı değildir. Birçok kitap ve yardımcı ders araçlarının sentezidir. Öğretmen, bu görevini ustalıkla yürütebilmesi için, en başta öğrencilerle ilişkilerini iyi kurmalıdır. Bu ilişkiler duygusal olarak, sevgi ve saygı şeklinde başlar. Bunda da öğretmene düşen pay büyüktür. Yani, öğretmen öğrencisini her yönüyle tanımaya ve onu olduğun gibi kabul etmeye çalışmaktır. Aksi durumda iyi bir bağ oluşturulamadığı için, başarıdan da söz edilemez. Meselâ, soğuk tavırlar, sert görünme, kırıcı olma, aşırı ciddiyet, asık suratlılık gibi durumlar öğrenciler tarafından hiç de iyi karşılanmaz. Diyaloğun kopmasına yol açar. Öğrencilere karşı daima güler yüzlü, anlayışlı, problemleriyle ilgilenen ve çözüm için yardımcı olan bir görüntü geliştirdiklerini unutmamak gerekir.

Öğretmen, başarıyı sağlamada şunlara da dikkat edecektir:

1- Öğreteceği konulara karşı ilgi uyandırmalı. (Güdüleme).
2- Zamanın iyi plânlanması.
3- Konularla ilgili iyi bir temel oluşturma.
4- Konuyla ilgili araştırma yapma ve bilgi toplama.
5- Çalışma veya uygulama yerlerinin seçimi. (Sınıf, kütüphane, atölye, laboratuvar, müze, çeşitli üretim yerleri, vb.)
6- Ara değerlendirme ve eksikliklerin tamamlanması.
7- Konuların aktarılmasının iyi plânlanması.
8- Ölçme ve değerlendirmenin titizlikle yapılması.

Öğretmenin çalışmaları ve faaliyeti yalnız sınıfıyla kalmamalı. Diğer öğretmenlerle, (özellikle branşıyla ilgili) konusunda uzman kişilerle, idareci ve velilerle devamlı görüş alış verişinde ve uyum içinde bulunmalıdır. Aynı zamanda iyi bir öğretmen, problem olmayan veya problem çıkarmayan, var olan problemlerde çözücü rol oynayan öğretmendir. Yine, art niyetli, peşin hükümlü, karamsar, sabırsız, hemen kızan, sinirli vb. gibi olumsuz tip görüntüleri, iyi ve başarılı bir öğretmene asla yakışmaz. Bu ve benzeri hatalara düşmemek için öğretmen, kendine devamlı otokontrol yapacaktır.

Aşağıda iki değerli eğitimcinin (24 Şubat 2001 Cumartesi günü, Eğitimciler Birliği Toplantısında Yeni Asya Vakfı Konferans Salonunda verilen seminerden) bu konudaki görüşlerini alıyorum; “Akıl, kâlb ve nefis üçgeni üzerine kurulan bir dünyaya sahiptir insan, akıl entelektüel, kalb psikomanevi, nefis de fizyolojik ihtiyaçlara sahiptir. Bunlar karşılanmadığında eğitim eksik kalır, istenilen sonuç elde edilmez… Sağlıklı ailelerde kurallar açık ve sınırlar belli olur. Sen-ben yerine biz ve katılımcılık hâkimdir. Demokrasi vardır.” (Ş. Döğen, Yeni Asya, 30. 03. 2001)

“Eğitimde çok sesliliğe, farklılığa, çeşitliliğe göz kapamakla daha da yalnız bir ülke haline geliyoruz. Bir de başörtüsü gibi farklılıkları, keyfi olarak, kanunsuz ve hukuksuz bir şekilde ortadan kaldırma çalışmalarını eklerseniz, nereye gidiyoruz diye sormak gerekir… Beyler gelin, eğitimin ritmini tekrar oluşturalım. Kâinattaki ritmi kopya edelim. Üç yüz bin bitki ve hayvanın oluşturduğu bu kâinat orkestrasını örnek alalım.” (B. S. Çiftçi, Yeni Asya, 12. 02. 2001)

M.Fahri Utkan

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*