EURONUR ÖZEL

Oruçla gelen sağlık

Özel Makale | Oruç
Oruç tutmak İslam’ın beş şartından biri olduğu için on bir ayın sultanı olarak büyük bir sevinçle karşılanır ve bayram sevinciyle karışık bir üzüntüyle uğurlanır.

Milletimiz bu ibadeti o kadar güzel uygulamıştır ki, Ramazan ayı geceleri; çeşitli camilerin ziyaret edilerek, Teravih namazının kılındığı adeta bir coşku ve şenlik haline gelmiştir.

Bediüzzaman Hazretlerinin tabiriyle bir nevi uhrevi pazar ve panayır haline gelen bu günlerde; bilhassa mübarek gecelerde bire bin; bire on bin, yirmi bin ve Kadir Gecesinde otuz bine varan uhrevi kazanç imkânı mevcuttur.

Oruç tutmanın pek çok hikmetleri olabilir. Bunlar irade, sabır ve şükür gibi manevi duyguların gelişimi ve yenilenmesi; nefsin firavunluğunun önlenmesi; psikolojik sıkıntılardan kurtulma ve rahatlama; sosyolojik olarak açlık ve fakirliğin farkına vararak yardımlaşma ve dayanışmanın sağlanması; sağlıklı beslenmenin ve sağlığın üzerindeki etkileri vb. olarak sıralanabilir.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist ve Nöropsikolog Prof. Dr. Nevzat Tarhan Bediüzzaman Said Nursî’nin ‘Risale-i Nur’ eserinden yola çıkarak ‘oruç, savm ve siyam’ kavramları hakkında yaptığı açıklamada:

“Ramazan ayı için üç tabir kullanıyor. Oruç, savm ve bir de siyam diyor Bediüzzaman Hazretleri. O kavramları iyi bilirsek farklarını daha iyi anlarız.

Oruçtan en çok kastedilen bedenin oruç tutması. Yemek-içmek gibi temel ihtiyaçlardan kendini günün belirli bir süresi kısıtlıyorsun, onlardan uzak duruyorsun.

Savm kelimesi Kur’an-ı Kerim’de geçiyor. Savm kelimesi sadece yemek-içmek değil beş duyuya da oruç tutturmak anlamına geliyor. Harama bakmamak, helal-harama dikkat etmek, ağızdan çıkan söze dikkat etmek.

Bir de siyam var. Siyam ise daha üst makam. O da yanılmıyorsam Kuran-ı Kerim’de geçiyor. Orada da ruhun tekâmülüne götürecek şekilde Ramazan ayını değerlendirmek anlamına geliyor. Ramazan’ı ruhun inkişafında böyle dayanıklı ruh halini, yüksek duyguları, yüksek değerlerle süslemek-bezemek gibi düşünmek anlamına geliyor.

Ramazan orucunun üç boyutunu da böyle ele almak gerekiyor. Bütün bunlar olursa Ramazan’ın anlamına uygun davranıyorsun.” demiştir. (Üsküdar Haber Ajansı).

Sağlık uzmanları, oruç tutmanın başlıca faydalarını şu şekilde sıralamışlardır:

“Oruç tutmak zihinsel fonksiyonların işlevini artırır,

Yağ yakımını hızlandırarak kilo kaybına destek olur,

Kandaki yağ, kolesterol ve diğer lipid türlerini düşürmeye yardım eder,

Oruç tutmak oksidatif stresi azaltıp, bağışıklığı güçlendirir,

Detoksifikasyonu artırarak zararlı toksinlerden arındırmayı destekler,

Karaciğer fonksiyonunda iyileşme sağlayabilir,

Vücuttaki enflamasyonu azaltır,

Oruç tutmak kalp sağlığını korur,

Büyüme hormonu salgısını artırır,

Kan şekerini düşürür,

Mide ve bağırsakları dinlendirerek detoks etkisi yapar,

Cildi canlandırarak güç verir.”

Ayrıca otofaji (autophagy, ‘kendini yemek’), yeni ve daha sağlıklı hücreler elde edinmek için vücudun hasarlı hücreleri temizleme yoludur.

Stres ve açlık gibi koşullar altında aktif hale gelir. Otofaji yapan hücreler, hücresel çöp ve patojenik bakterileri kullanarak enerji üretir.

Otofaji, yeterli enerji olmadığı zaman bozuk ve eski hücre mekanizmalarından (organeller, proteinler ve hücre zarları) kurtularak enerji karşılayan bir mekanizmadır.

Bu süreç, hücresel bileşenleri indirgemek ve geri dönüştürmek için düzenli ve gerekli olan bir hücresel temizleme sürecidir.

Beyin açlık sırasında vücuttan aldığı sinyal ile punky proteinlerin sindirilmesi amacıyla otofaji sürecini başlatır.

Japon bilim adamı, Hücre Biyoloğu Prof. Dr. Yoshinori Ohsumi; hücrenin kendi içeriğini nasıl geri dönüştürdüğü hakkında uzun yıllar çalışmalar yaparak yeni bir paradigma üretmiş ve bu paradigma ile otofajinin açlık ya da enfeksiyona cevap verme gibi fizyolojik süreçlerde temel öneminin anlaşılmasını sağlamıştır. 2016 Nobel ödülünü de bu çalışmaları sayesinde kazanmıştır

Yine, orucun psikolojisi ile ilgili olarak, Psikiyatrist Prof. Dr. Sefa Saygılı şu tespitleri yapmıştır:

“Oruç tutmayanlar oruca dayanmanın zor olduğunu düşünürler. Oruçla aç kalacaklarını sanırlar ama aslında oruç üzerinden kendimizi yıllık bakıma almış oluyoruz. Ruhun rehabilitesi oruçla gerçekleşir.

Oruç; tüm organlarımıza ve sistemlerimize dinlenme ve yeniden güç kazanma şansı verir. Böylece oruçtan sonra vücudumuz daha düzenli olarak çalışır. Özellikle kalbin kan damarlarına ve sindirim sistemine besinlerin emilmesi için fazla miktarda kan pompalanması gerekmeyecek ve sistem istirahate geçecektir. Böylelikle yaşlanma süreci yavaşlayarak ömür uzayacaktır.”

Benzer konuda makaleler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu