Otuz sekiz bin yürek Allah! Allah! dedi

Buhari’de yer alan bir Hadis-i Kudsi’de Allah Teâla şöyle buyuruyor: “Ben kulumun Bana olan zannının yanındayım. Beni andığında hatırladığında, Ben onun yanındayım. Beni içerisinde anarsa hatırlarsa, Ben de onu içerimde anarım. Eğer beni topluluk içerisinde anarsa, Ben de onu onlardan daha hayırlı bir topluluk içerisinde anarım.

Eğer bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir kol yaklaşırım. Eğer bana bir kol yaklaşırsa, Ben ona bir kulaç yaklaşırım. Eğer bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak gelirim”.

Türkiye’nin her tarafında etkin konferanslar düzenleyen “Namaz Gönüllüleri Platformu” gibi Kuveyt’te de iman, namaz ve güzel ahlâkla ilgili paneller ve konferanslar düzenleyen gönüllü teşekküler var. Bu teşekküllerden biri olan “Rikaz” hareketini bir yazımıza konu edinmiş, hareketin faaliyetlerinden bahsetmiştik.

Kuveyt’te başlayıp diğer Körfez ülkelerine kadar yayılan Rikaz hareketi; insanları İslâm’a, iyiliğe ve güzelliğe dâvet etme konusunda teknolojiden istifade ederek eskilerin “usûl ed-Da’ve” dedikleri “Dine çağrı Yöntemleri”n de yeni bir çığır açtı.

Bir başarı diğer başarıları doğurur kaidesince, Rikaz hareketinin dâvet konusundaki başarıları istikbaldeki başarılara da zemin hazırlamış oldu.

Bu başarılardan biri, Kuveytli genç imam Mişâri el- Harrâz’ın Kuveyt tarihinde bir ilk diye kabul edilen 38 bin kişinin katıldığı “Allah’la beraber olmak” adlı konferansıdır. Yukarıdaki Hadis-i Kudsi’de müjdelenen mutluluğu yakalamak isteyen kadın-erkek, çoluk-çocuk 38 bin Kuveytli, Mişâri el-Harrâz’ın Mescidi’l Kebîr de yaptığı konferansa katıldı. Konferans sonunda kılınan yatsı namazını değerlendiren katılımcıların % 95 i “Kıldığım yatsı namazı hayatımda kıldığım en tatlı yatsı namazıydı” dediler..

Her hayrın başı ihlâstır. İhlâsı tam elde eden başarılarıda elde eder. Kişi islâh işine kendi nefsiyle başlaması lâzım; nefsini terbiye eden başkalarını da terbiye edebilir. İşte bu düsturlarla hareket eden Mişâri el-Harrâz, halkın ve basının gösterdikleri yüksek ilgi dolayısıyla, Kuveyt Evkaf Bakanlığının tekrar edilmesini istediği konferansın tarihçesini 17 Mart 2010 tarihli Kuveyt el- Vatan gazetesine anlatmış.

“İki arkadaşla beraber yaptığımız ‘Namazdan nasıl lezzet alabiliriz? Huşu rızıktır; ona nasıl ulaşabiliriz?’ seri sohbetleri sonunda hayatımızda bir takım değişikliklerin olduğunu gözlemledik. Sohbet yakın arkadaşlarımızın katılımıyla genişleyip 15 kişiye ulaştı. Onlar da aynı duyguları hissetmeye başladılar. Halka daha da genişleyip 80 kişiye ulaşınca, bu tatlı duyguları daha çok insan hissetsin istedik. Kadın erkek akrabalarımızın katılımıyla 800 kişiye ulaştık. Sohbeti duyan katıldı, duyan katıldı derken 3000 kişi oldu. Yerimiz dar olduğundan bu kadar insana aynı anda ders yapmak zor olacaktı. Bu yüzden yakınımızda bulunan spor salonuyla anlaştık. Sohbeti büyük ekranlar vasıtasıyla spor salonuna taşıdık. İki kişiyle başlayan sohbet halakamız 6000 kişiye ulaştı

Altı bin katılımcı olduğunu duyan Evkaf Bakanlığı aynı konferansın Mescid-i Kebir de yapılmasını istedi. Hamd olsun 38 bin kişiye ulaştık.

Bir televizyon kanalı aracılığıyla Allahla beraber olma hazzını daha büyük kitlelere taşımak istedik. Bu fikrimizi MBC televizyonuna teklif ettik. Yapılan anket sonucunda bizim programımızın dizi filmlerden daha fazla izlendiği ortaya çıktı.

Konferansın şöhreti diğer Körfez ülkelerine de ulaştı. Dubai hükümetinden almış olduğumuz teklif üzerine orada yaptığımız konferansa da 20 binden fazla kişi katıldı.”

Mişâri el-Harrâz televizyon programlarından elde edilen gelirin nasıl değerlendirileceği sorusuna da şöyle cevap vermiş:

“Yıllardır fakirlere somut bir yardım yapmayaı hayal ederdim. Babamın ve dedemin tavsiyesi üzerine televizyon programlarından elde edilen gelirler fakirlere dağıtılacak.”

İnsanoğlu âciz ve zayıf olarak yaratılmış. Bu zayıflığından dolayı kolaylıkla günah işleyebiliyor. Günah işledikçe, ibadetlerde huşû denilen o güzel nimeti çoğu zaman yakalayamıyor maalesef. Bu yüzden, Rabbimizle beraber olmanın tatlı duygularını yakalamak için iman hakikatlerini anlatan derslerden uzak kalmamalıyız.

Zâriyât Sûresi 55. âyette “Sen yine de öğüt ver; çünkü öğüt mü’minlere fayda verir” diye buyruluyor. İmanî konuların işlendiği toplu dersler ve konferanslar bizler için birer nasihattırlar. Âyette de belirtildiği gibi nasihatta bizler için büyük fayda var.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*