Elbette, pîr-i fani, 100’e 5 kalmış bir ihtiyarın aciz ve düşkün durumu değil bizim bahsimiz. Bizim bahsimiz o yıllarda; binlerce gencin, insanın, ölmesine, ocakların sönmesine, insanların sakat kalmasına, psikolojik olarak rahatsızlanmasına—ki, tanıdığımız bir çok kişi, 60’ına gelmesine rağmen, hâlâ psikolojik ilâçlarla ayakta durmaktadır—millete, milletin değerlerine, memleketin ekonomik olarak geri gidişine (yani irticaya), PKK’nın dahi yeşerip gelişmesine sebep olduğundan ve astığı astık, kestiği kestik bir mantıkla hareket ettiğinden dolayı bahsimize mevzu oldu.
Paşa zannediyordu ki, yaptıkları yanına kalacak. 60’lı, 71’li ağabeylerine nasıl olsa kimse bir şey yapamamıştı, buna da yapamazlardı. Ama işte dünyanın devri değişmişti. Ahirette görülecek büyük hesabın yanı sıra, burada da demek ki hesap görülebilecekmiş.
Efendiler öyle alışmışlar ki, burunlarından kıl aldırmaz tavırlarını, kanunların hesap sormasına dahi tahammül edemiyor. Eğer kendisinden hesap sorulursa, muhakeme edilirse, paşa buna dayanamaz ve intihar edermiş. Yüz yaşına yaklaşmış, ama hâlâ dinden, dinin yasakladıklarından haberi bile yok. Bir de “hoca çocuğu” olacak!
İntihar gibi dinin yasakladığı büyük günaha tevessül etmesine sevinmeyiz, ama hesap vermekten de çekinmesin paşa. Kanun önünde herkes eşit değil mi? Zaten, iş hesap vermeye gelince hepsi bir tarafa kaçıp, hastahane köşelerine sığınıyor. Hazımsızlıktan midelerine, bağırsaklarına sancı giriyor, bizim bu paşa da kolunu kırmış. İntihar etmesinden korkulup, öyle bir haberi beklenirken, kolunun kırıldığını duyunca, üzüldük, “geçmiş olsun” ama, hesap vermekten de geri kalmasın paşa. Hakimiyetin, gerçek mânâda kendilerinde değil, millette olduğunu unutmasınlar. Hani öyle değil mi? “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diye öğrenmiştik de.
Benzer konuda makaleler:
- Bulaşıcı bir hastalık: İntihar
- Şiddet ve idam tartışmaları
- Yasaklı şarkılar, yasaklı kitaplar…
- Şimdi muhasebe vakti
- Ümitsizlik de ölümcül bir hastalık!
- Sincan’da dün tank yürütenler, bugün Sincan cezaevinde…
- Gıybet, büyük günah olduğu hâlde neden istimal ediyoruz?
- Ahmed Kayıkçı kardeşime binler rahmet…
- Obama’nın izlediği dizi
- Risale-i Nur’dan Gezi Parkı dersleri
İlk yorum yapan olun