Pazar Çin’de de olsa gidilmeli

0124

Hafta içinde Euro Bölgesi maliye bakanları Brüksel’de toplandı.

Sabaha kadar süren görüşme maratonunun ardından 130 milyar Euro’luk ikinci kurtarma paketi üzerinde anlaşmaya varıldı, Yunanistan bir kez daha iflâsın eşiğinden döndü.

Anlaşmayla Troyka diye adlandırılan Avrupa Merkez Bankası, IMF ve AB komisyonu, Yunanistan’a 130 milyar Euro kaynak aktaracak.
Ayrıca ülkenin özel kreditörler ve yatırımcılara olan borcunun 107 milyar Euro’luk bölümü de silinecek.
Bu desteğe karşılık Yunanistan 2020’ye kadar borcunun GSYH’ya oranını yüzde 121’e indirmeyi taahhüt ediyor.

Bunu sağlamak için;
Asgarî ücret düşürülecek, maaşlar tırpanlanacak, ikramiyeler kaldırılacak, kamudan personel çıkarılacak…

Anlayacağınız kemerler adamakıllı sıkılacak.
Hatırlanacağı gibi 2010 yılında da Yunanistan’a 110 milyar Euro’luk bir yardım paketi verilmişti.
Ne var ki Yunanistan anlaşma şartlarına uymadı.

AB bu defa özel bir birimle anlaşma şartlarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyecek.
Uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise kurtarma paketini yeterli bulmadı.
Yunanistan’ın yabancı ve yerel para cinsinden uzun vadeli kredi notunu çöp statüsü olan “CCC” ‘den “C”’ye düşürdü.

“C” notu; Bir ülkenin yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği, iflâs riskinin çok yüksek olduğu anlamına geliyor.

Gelişmelerin ne yönde seyredeceğini bilemiyoruz.
Ama şunu tahmin etmek zor değil.
Yunanistan’da işler daha da kötüye giderse domino etkisiyle AB ülkelerinin ekonomileri iyice sarsılacak, Euro’nun geleceği tehlikeye girecektir.
Zaten ekonomileri zor bir süreçten geçiyor.

2011 yılında Avro Bölgesi’nin büyüme hızı eksi 0,3 olarak gerçekleşti.
2012’de umut vaat etmiyor.
Yine büyüme hızının eksi olması bekleniyor.
Bu durum ülkemizi yakından ilgilendiriyor.
Çünkü ihracatımızın yüzde 45’i bu bölge ülkelerine yapılıyor.
Ekonomilerinin küçülmesi ihracatımız için bir handikap.
Bunu aşmak için yeni pazarları bulunması gerekir.
Pazar Çin’de de olsa gidilmelidir.
Ki gayret sarf ediliyor.
Çin buna iyi bir örnek.
Çin Devlet Başkan yardımcısı Şi Cinping ve beraberindeki 100 iş adamının geçen hafta ülkemizi ziyaret etmesi bu bakımdan kayda değer bir olaydı.

Çok sayıda ticarî anlaşma imzalandı.
Son on yılda 21 kat artan ticaret hacmi bu anlaşmalar sayesinde daha da büyüyecek, Avrupa’ya olan bağımlılığımız azalacaktır.

Bugün itibariyle Çin ile 24 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var.
Ancak denge aleyhimize.
İhracatımız 5 milyar dolar.
İthalatımız ise bunun yaklaşık 4 katı.
19 milyar dolar.
Bu dengesizlik düzeltilmelidir.
Ticaret hacminin 2015 yılında 50 milyar dolara 2020 yılında ise 100 milyar dolara çıkartılması hedeflenirken mutlaka ihracatın payını arttıracak tedbirlere başvurulmalıdır.

Aynı husus Kore için de geçerli.
6,2 milyar dolarlık ithalata karşılık ihracatımız sadece 524 milyon dolar.
Tablo sür’atle değiştirilmelidir.
Toparlarsak;
Ekonomimizin zayıf halkası carî açığı kapatmanın en tesirli ilâcı ihracattır.
Başta Yunanistan olmak üzere AB ülkelerinin dar boğazda olduğunu dikkate alarak yeni pazarlara yelken açılması doğru bir hamledir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*