Risale-i Nur, asayişi muhafaza eder

Said Nursî Hazretleri, Risale-i Nur’un asayişin temel taşı olmasına da dikkat çekmiş ve bunu her fırsatta ifade etmiştir.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Emniyet Genel Müdürü’ne yazdığı bir mektupta kendisinin hizmetine taraftar olması gerektiğini, çünkü Risale-i Nur derslerinin asayişin temellerini muhafaza ettiğini söylemiştir. “Yirmi senedir (…) sebepsiz evham yüzünden emsalsiz tazyik gördüğü halde sükût eden bir biçare ile resmî değil, hakikî ve ciddî görüşmek istersen, az sizinle konuşacağım. (…) Hem Emniyet-i Umumiye Reisi olduğunuz cihetle, benim hizmetime taraftar olmanız lâzım. Çünkü mahkemelerce sabit olduğu gibi, Risale-i Nur’un dersleri, dünyaya baktığı vakit bütün kuvvetleriyle asayişin temellerini muhafaza etmek, korumak ve fesat ve ihtilâllerin önünü kesmek olmasından, kudsî ve manevî inzibat komiserleri hükmünde olduğuna delil, üç vilayet zabıtaları anlamışlar.” 1

Benzer şekilde Afyon Emniyet Müdürlüğü’ne de bir mektup yazmış ve şöyle demiştir: ”Hem vazife itibarıyla, siz, bizimle pek çok alâkadarsınız. Çünkü Risale-i Nur’un asayiş noktasında yirmi seneden beri yüz bin şakirdinden hiçbir vukuat olmadığı gibi; pek çok zabıta memurlarının itiraflarıyla ve birşey aleyhimizde kaydetmemeleriyle bunu ispat eder.” 2

Said Nursî Hazretleri, Risale-i Nurun asayişin temel taşı olmasına da dikkat çekmiş ve bunu her fırsatta ifade etmiştir. Bu husustaki ifade şöyledir: “Risale-i Nur âsâyişin temel taşına hizmet eden bir sadâka-i makbule hükmündedir. Maddî ve mânevî tehlikelerden bu memleketi muhafazaya vesile olduğu tahakkuk eden bir hakikat-i Kur’âniyedir.” 3

Risale-i Nur hem asayişi temin eder hem de kalplere manevî bir yasakçı koyar. Risale-i Nur eserlerinde bu husustaki tesbitler özellikle dikkat çekicidir.

Misal olması bakımından şu tesbite bakılabilir: “Risale-i Nur iman hizmetiyle beraber âsâyişi tamamıyla temin edip herkesin kalbinde fenalığa karşı bir yasakçı bırakıyor. Ben de bin ruhum olsa, Kur’ân’ın bu kanun-u esasiyesine feda ettiğimi Tarihçe-i Hayat ispat ediyor ve meydandadır. Ve mahkemeler de kabul etmişler.” 4

Üstad polisler için de ‘asayişin mücahid muhafızları’ diyor: “Beni tecessüs eden veyahut da zahmet veren polis ve inzibatlara da helâl ediyorum. Onları âsâyişin mücahid muhafızları diye, kardeş gibi mesrurâne kabul ettim.“ 5

Üstad Hazretleri 31 Mart Vak’ası’nda da asayişin bozulacağından endişe ettiğini bunun için kalabalığa konuşarak onları teskin ettiğini şöyle ifade ediyor: “Kaç defa büyük içtimalarda, heyecandan hissettim. Korktum ki, avam-ı nas siyasete karışmakla asayişi ihlâl etsinler. Türkçeyi yeni öğrenen köylü bir talebenin lisanına yakışacak lâfızlar ile heyecanı teskin ettim. Ezcümle; Bayezit’te talebenin içtimâında ve Ayasofya mevlidinde ve Ferah Tiyat- rosu’ndaki heyecana yetiştim. Bir derece heyecanı teskin ettim. Yoksa bir fırtına daha olacaktı.” 6

Asayişe dokunmamak şartıyla fikirlerin serbest olması gerektiğine de dikkat çeken Bediüzzaman bu hususta da şöyle demiştir: “Asayişe dokunmamak şartıyla, cumhuriyetin hürriyeti, o hürriyet-i ilmiyeyi istibdat altına alamaz ve onu bir suç tanımaz. Evet, dünyada hiçbir hükûmet var mıdır ki, bütün birtek kanaat-i siyasiyede bulunsun. Haydi-farz-ı muhal olarak-ben, perde altında kendi kendime kanaat-i siyasiyemi yazmışım ve bir kısım has dostlarıma göstermişim; bunda suç var diyen kanunları işitmemişim”. 7

Mehmet Bilgin

Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, 68.
2- Emirdağ Lâhikası, 69.
3- Emirdağ Lâhikası, 400.
4- Emirdağ Lâhikası, 450.
5- Emirdağ Lâhikası, 453.
6- B. Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, 58.
7- B. Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, 204.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*