Risale-i Nur dinsizliğin belini kırmıştır

altTesadüf, şirk ve tabiattan teşekkül eden fesat şebekesinin alem-i İslâmdan nefiy ve ihrâcına Risale-i Nurca verilen karar infaz edilmiştir.
Mesnevi-i Nuriye, Zerre, s. 288

***

Risâle-i Nur’un neşir keyfiyeti de tarihte hiçbir eserde görülmemiştir. Şöyle ki: Kur’ân hattını muhafaza etmek hizmetiyle de muvazzaf olan Risâle-i Nur’un, muhakkak Kur’ân yazısıyla neşredilmesi lâzımdı. Eski yazı yasak edilmiş ve matbaaları kaldırılmıştı. Bediüzzaman’ın parası, serveti yoktu; fakirdi, dünya metaıyla alâkası yoktu. Risâleleri el ile yazarak çoğaltanlar da, ancak zarûri ihtiyaçlarını temin ediyorlardı. Risâle-i Nur’u yazanlar, karakollara götürülüyor, işkence ve eziyetler yapılıyor, hapislere atılıyordu. Bediüzzaman aleyhinde hükûmet eliyle yaptırılan propaganda ve tazyiklerle her tarafa dehşetler saçılıyor; ahali, Hazret-i Üstad’a yaklaşmaya, ondan din, îman dersi almaya cesareti kalmayacak derecede evhamlandırılıyordu. Vaktiyle de din adamlarının, hakîkatperestlerin, sırf dindar oldukları için darağaçlarında can vermeleri, bir korku ve yılgınlık havası meydana getirmişti. Hüküm sürmekte olan eşedd-i zulüm ve istibdad-ı mutlak içinde, ehl-i diyanet sükût-u mutlaka mahkûm edilmişti. Ne dînin hakîkatlerinden bahseden hakîki bir risâle neşrettiriliyor ve ne de o hakîkatler millete ders verdiriliyordu. Bu sûretle İslâmiyet, ruhsuz bir cesed haline getirilmeye çalışılıyor, dîn-i İslâmın mahiyeti ve esaslarını ders vermek, katiyen menediliyordu.HAŞİYE

İşte, başlangıçta pek azgın olan bu dinsizlik devri, Risâle-i Nur’un umûmiyet kesb eden neşriyatıyla yıkılmış; ehl-i îmanın manevî ve maddî—bilhassa manevî—hayatına tatbik edilen istibdat zincirleri parçalanmıştır. Risâle-i Nur, dinsizliğin belini kırmış ve temel taşlarını târ ü mâr etmiştir.

Evet, o zamanlar ki, dinsizliğin mukabil cephesinde Risâle-i Nur şimşekler gibi parlamış ve Kur’ân-ı Hakîm’in bu nûru bütün satvet ve şevkiyle zuhur ederek perde altında neşrolunmuştur.

Risâle-i Nur’dan tahkîki îman dersi alan ve gittikçe ziyadeleşen Nur Talebelerinin îmanları inkişaf etmiş, îmanî bir şehamet ve İslâmî bir cesarete sahip olmuşlardır.

Haşiye: Bütün o dinsizlik icraatını bugünkü dînî inkişafı hazmedemeyen gizli dinsizler yapıyordu.

Tarihçe-i Hayat, Risale-i Nur’un Telifi ve Neşri, s. 256

LÛ­GAT­ÇE:

nefiy: Sürgün etme.

istibdad-ı mutlak: Tam ve sınırsız bir baskı, mutlak diktatörlük, istibdat rejimi.

târ ü mâr: Dağıtma, perişan etme.

maddiyyun: Maddeye tapan, herşeyi maddede gören; Allah’ı inkâr edenler; maddeciler, materyalistler.

nazariye: Teori.

bürhan: Birşeyi ispatlamak için kullanılan kesin delil, ispat vâsıtası.

hüccet: Senet, vesika, delil.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*